Danıştay Kararı 10. Daire 2000/260 E. 2002/4360 K. 14.11.2002 T.

10. Daire         2000/260 E.  ,  2002/4360 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2000/260
Karar No : 2002/4360

Davacı : …
Vekilleri : …
Davalı : Rekabet Kurumu,
Vekili : …
İstemin Özeti : Rekabet Kurulu’nun 16.11.1999 tarih ve … sayılı kararının davacıya para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Usul yönünden; dava konusu işlemin 60 günlük yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açıldığı, esas yönünden; dava konusu kararın, kurum elemanlarının inceleme yapmalarına engel olunması sonucu verildiği, 4054 sayılı Yasanın 16/b maddesi uyarınca verilen para cezasının kurul kararı ile kaldırıldığı, bu kısmın konusuz kaldığı, iletişim şirketinin genel müdürünün bilgisayar şifresini temin edememesinde fiili imkansızlıktan sözedilemeyeceği, işyerlerindeki odalar, bilgisayar gibi işle ilgili aletlerin özel amaçlı kullanılamayacağı, Kanundan doğan yetkilerini kullanan kamu görevlisine engel olunamayacağı, mevcut durumun incelenmesinin esas olduğu, çok kısa sürede maddi gerçeklikten uzaklaşılmasının mümkün olduğu, süreli para cezasının gereğinin yerine getirilmediği, davacıya para cezası uygulanmasının kanuni bir zorunluluk olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :. … Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. ile … İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin hakim durumlarını kötüye kullanmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiklerine ilişkin bazı şirketlerin şikayette bulunmaları üzerine Kurulun telekomünikasyon piyasasında 4054 sayılı Kanun’un ihlal edilip edilmediğini ve soruşturma açılmasına gerek olup olmadığını belirlemek amacıyla verilen önaraştırma yapılması kararları çerçevesinde yetkili raportörler tarafından yerinde inceleme yapmak üzere davacı firmaya gidildiğinde yerinde inceleme yapılmasına izin verilmediği nedeniyle 4054 sayılı Yasanın 16/b ve 17/d maddeleri uyarınca verilen 16.11.1999 tarih ve … sayılı kararın bu davanın konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içinde mevcut bilgi belgelerin incelenmesinden dava konusu işlemin davacıya tebliği üzerine davacı firmanın 22.11.1999 tarihli dilekçe ile itirazda bulunduğu kurul tarafından sözkonusu itiraz, 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi kapsamında değerlendirilerek durumun yeniden incelendiği ve, 4054 sayılı Yasanın 16/b maddesi uyarınca verilen cezanın kaldırılması 17/d maddesi uyarınca verilen cezaya yönelik itirazın reddi yolunda 21.12.1999 tarih ve … sayılı kararın verildiği görülmektedir.
4054 sayılı Yasanın 15.maddesinde, “Kurul, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir. Bu amaçla teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin;
a) Defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir, b) Belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir, c) Teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabilir.
İnceleme, Kurul emrinde çalışan uzmanlar tarafından yapılır. Uzmanlar incelemeye giderken yanlarında incelemenin konusunu, amacını ve yanlış bilgi verilmesi halinde idari para cezası uygulanacağını gösteren bir yetki belgesi bulundururlar.” kuralına yer verilmiştir. 16.maddesi “b” fıkrasında, “Kurul kararı ile bilgi isteme veya yerinde inceleme hallerinde eksik, yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi halinde para cezası verir”, 17.maddesi “d” fıkrasında, 15.madde uyarınca Kurul uzmanlarının yerinde inceleme yapmalarının engellenmesi halinde süreli para cezası verir” kuralı getirilmiştir.
Dosyada mevcut 9.11.1999 tarihli bilgi tutanağından yerinde inceleme yapılmasına olanak tanınmadığı görülmektedir.
Yukarıda anılan madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden amacın, mevcut bilgilere o anda ve mevcut haliyle ulaşmak ve bu bilgiler ışığında bir sonuca ulaşılmasını sağlamak olup, daha sonradan yapılacak incelemeler ile o anki bilgilere ulaşıldığından sözetme imkanı bulunmamaktadır.
Bu durumda yasanın yukarıda yer verilen hükümleri ile ulaşılmak istenilen amacı gözönünde bulundurulduğunda para cezası verilmesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; Rekabet Kurulu’nun 16.11.1999 tarih ve … sayılı kararının, davacıya para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
21.12.1999 tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu Kararı ile davacı şirket adına düzenlenen maktu para cezası kaldırılmış olduğundan, dava konusu işlemin bu kısmının iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Dava konusu kararın süreli para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
Dava konusu kurul kararıyla, … Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş. (…)’nin hakim durumunu kötüye kullandığı ve … Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. (…) ile … Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin uyumlu eylem içinde bulundukları ve hakim durumlarını kötüye kullandıkları iddialarına ilişkin olarak başlatılan ön araştırmanın engellenmesi nedeniyle, şirketçe engellemeyi sona erdirecek bir inceleme yapılmasını temin edici davet vuku bulmadığı sürece hergün için 160.000.000 TL süreli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4054 sayılı Yasa’nın ihlal edilip edilmediği ön araştırmanın konusunu oluşturduğuna göre, Kurum raportörlerinin böyle bir incelemenin yapılması konusundaki yetkilerini kullanmalarına izin verilmemesi, bir başka deyişle, 4054 sayılı Yasa’nın Kurum’a yüklediği yükümlülüğün yerine getirilmesinin engellenmesi nedeniyle, şirketce engellemeyi sona erdirecek bir davetin yapılmasına kadar süreli para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, Rekabet Kurulu’nun 16.11.1999 tarih ve … sayılı kararının davacıya para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı Yasanın 7.maddesi 1.fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare mahkemelerinde altmış ve Vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 2 fıkrasında, bu sürelerin; idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı, tarihi izleyen günden başlayacağı, aynı Yasanın 14.maddesinde, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15.maddenin 1/b fıkrasında da, süresinde açılmayan davanın reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı firmaya dava konusu kurul kararının 19.11.1999 tarihinde tebliğ edildiği, 22.11.1999 tarihinde davacı tarafından itirazda bulunulduğu, 21.12.1999 tarihli kurul kararıyla itirazın kısmen kabulü üzerine 27.1.2000 tarihinde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 55.maddesinde, Kurulun nihai kararlarına, tedbir kararlarına, para cezalarına ve süreli para cezalarına karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren süresi içinde Danıştaya başvurabilecekleri, bu süre içinde yargı yoluna başvurulmazsa kararın kesinleşeceği hükmü yer almıştır.
Yukarıda anılan yasa maddesi ile işlemi tesis eden idarenin bu konudaki yetkisinin mutlak olduğu bu yetkinin kullanılmasına karşı dava yolundan başka başvurulabilecek bir yol tanınmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dava konusu edilen 16.11.1999 tarihli kurul kararına karşı 22.11.1999 tarihli dilekçeyle itirazen yapılan başvuruyu yukarıda anılan 4054 sayılı Yasa hükmü karşısında 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi uyarınca dava açma süresini durdurur nitelikte yapılmış bir başvuru olarak kabul etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda davacı firmaya 19.11.1999 tarihinde tebliğ edilen kurul kararına karşı en geç 18.1.2000 tarihinde dava açılması gerekirken 27.1.2000 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesi olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 15.maddesi 1/b bendi uyarınca davanın süre yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …- TL. vekalet, ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine 14.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.