Danıştay Kararı 10. Daire 1998/4945 E. 1999/691 K. 02.03.1999 T.

10. Daire         1998/4945 E.  ,  1999/691 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/4945
Karar No : 1999/691

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekilleri : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı – ANKARA
Diğer Davalı : Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacıya 95/1 sayılı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı uyarınca ödenen iç taşıma yardımlarının gecikme zammıyla birlikte geri istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar veren … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı ve davalı idarelerden Maliye Bakanlığı tarafından aleyhlerine olan kısımları yönünden temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : 1- Davacı, davalı idarelerden Maliye Bakanlığı’nın temyiz isteminin yerinde olmadığını öne sürerek, reddi gerektiğini savunmuştur.
2- Davalı idarelerden Maliye Bakanlığı, davacının temyiz isteminin yerinde olmadığını öne sürerek, reddi gerektiğini savunmuştur.
3- Davalı idarelerden Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı süresi içerisinde yazılı savunma vermemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 88/13384 sayılı Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu Hakkında Karar’ın 10.maddesinde Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nun, Para ve Kredi Kurulu Kararıyla tarımsal girdilerin sübvansiyonu, üreticinin fiyat hareketlerinden korunması, ihracatın geliştirilmesi, ihracata dönük yatırımların finansmanı için kullanılabileceği öngörülmüştür.
Bu bağlamda, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan ödenen navlun primi, uluslararası konjonktür ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumlar da dikkate alınarak ihracatın geliştirilmesi için sübvansiyon niteliğinde bir ödeme olduğundan, bu ödemenin belirlenen dönemler içinde gerçekleştirilen ihracatlar dışındaki diğer ihracatlara mücbir sebeplerin varlığından bahisle yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla bu konuda yetkili Para Kredi Kurulu tarafından içinde bulunulan ekonomik durum ve belirlenen ihracat politikaları dikkate alınarak yeni bir karar alınmadan, belirlenen dönemler dışında gerçekleştirilen ihracatlara teşvik ödenmesi olanaksızdır.
T.C Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü işyerlerinde uygulanan grev nedeniyle ihracatını belirlenen sürelerde gerçekleştiremediğini öne süren ve esasen anılan idareyle aralarında taşıma sözleşmesi de bulunduğunu belirten davacının, anılan idareye karşı adli yargı yerinde özel hukuk hükümlerine göre uğradığını öne sürdüğü zararın tazmini istemiyle dava açması mümkündür.
Bu itibarla mahkeme kararının davanın taşıma yardımı aslına yönelik kısmının reddine ilişkin bölümü sonucu itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Diğer yandan mahkeme kararındaki gerekçeyle işlemin gecikme zammına ilişkin kısmının iptalinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz istemlerinin reddiyle, mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Uyuşmazlık konusu olayda; Para Kredi ve Koordinasyon Kurulunun 1.2.1995 tarih ve 95/1 sayılı kararı uyarınca 31.12.1995 tarihine kadar gerçekleştirilemeyen ihracat nedeniyle ödenen navlun bedellerinin 43.710.213.000 TL tutarındaki Devlet Fiat İstikrar fon alacağı ve buna ait 106.575.732.000 TL. tutarındaki gecikme zammının davacı şirketten istenilmesine ilişkin 15.5.1997 tarih ve … sayılı tebliğname ve dayanağı işlemin iptali talebiyle açılan davada, 43.710.213.000-TL. tutarındaki Destekleme fiat istikrar fonu alacağına ilişkin kısmının reddi, gecikme zammı alınmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen bozulması taraflarca istenilmektedir.
2976 sayılı Yasa ile dış ticaretin ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla, ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümler dışında ek mali yükümlülüklerin konulması ve kaldırılması yükümlülüklere ilişkin esasların tesbit edilmesi ve oluşan fanların kullanılmasının bu yasa hükümlerine göre yürütüleceği, ithalat ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulacak mali yükümlülüklerin nevi, miktarı, tahsili takibi iadesi gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi bir fonda toplanması ve fonun kullanım esaslarının Bakanlar Kurulu kararında gösterileceği, ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanacağı öngörülmüştür.
Bilindiği gibi Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu primi ilk defa 25.1.1980 tarih ve 16880 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8/167 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile aynı tarihte yürürlüğe konulan “Türk Parasını Kıymetini Koruma Hakkında 25 sayılı Karar”ın 5. maddesi ile öngörülmüş olup, daha sonra 29.12.1983 tarih ve 18266 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 28 sayılı kararın yürürlüğe konulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ve 7.7.1984 tarih ve 18451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türk Parasını Kıymetini Koruma Hakkında 30 sayılı kararın yürürlüğe konulmasına ilişkin 21.6.1984 tarih ve 1984-8224 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden ihdas edilmiştir.
Bu çerçevede; Para Kredi Koordinasyon Kurulunun 1.2.1995 tarih ve 95/1 sayılı kararı ile krom, ferrokrom, barit, sinter, manyezit ve kalsine manyezitin ihraç limanlarına ihraç edilecek ferrokrom üretiminde kullanılan krom cevheri ve zenginleştirilmiş krom cevherinin ferrokrom tesislerine DDY ile yapılacak iç taşımasında, taşıma ücretinin tamamının DFİF dan T.C. Merkez Bankası kanalıyla DDY’na ödenmesine ve iç taşıma yardımının 31.12.1995 (dahil) tarihine kadar gerçekleştirilecek fiile ihracata uygulanmasına karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; olayda krom cevheri ihracatı yapan davacı şirketin Para Kredi Koordinasyon Kurulunun 95/1 sayılı kararı doğrultusunda 1995 yılı içinde DDY ile yapmış olduğu taşımalara ilişkin navlun ücretinin Destekleme Fiat İstikrar Fonundan ödenmesi teşviğinden yararlandığı,ancak taşınmış olan krom cevherinden 75.243.30 ton karşılığı kısmını 31.12.1995 tarihine kadar ihraç edilmemiş olduğunun tesbiti üzerine bu miktara ilişkin olarak ödenmiş bulunan navlun bedellerinin 6183 sayılı Yasanın 51.maddesine göre hesaplanan gecikme zammı ile birlikte istenildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket DDY.da meydana gelen grev nedeniyle,taahhüt edilen taşımanın zamanında gerçekleştirilemediğini böylelikle birçok ihracatçı firmanının malları taşınamadığından grev sona erdikten sonra da yığılma ve talep nedeniyle 31.12.1995 tarihine kadar ihracatın gerçekleştirilmesinin fiilen imkansız hale geldiğini,bu durumun mücbir sebep olarak kabul edilerek,95/1 sayılı kararla tanınan teşvikden yararlandırılmaları gerektiği iddia etmektedir.
Mücbir sebep, çeşitli hukuk dallarında kullanılan ortak bir kavram olup,süresi içinde beklenilmeyen yada karşı konulamayan bir hal nedeni ile kullanılamamış bir hakkın, nedenin ortadan kalkmasından sonra kullanılabilmesidir. Bu meyanda Türk Ticaret Kanununun 780,Karayolları Trafik Kanununun 50, İş Kanunu 16 ve 17.maddelerinde mücbir sebep sorumluluğu kaldıran kurtuluş beyyinesi olarak düzenlenmiştir. Öte yandan Vergi Usul Kanununun 13.maddesinde de mücbir sebebin tanımı yapılmayarak mücbir sebep sayılabilecek haller sayılmakta ve mücbir sebebin tanımında sınırlayıcı bir nitelik taşımamaktadır. Muhtelif yargı kararlarında da mücbir sebep önceden tahmin edilemeyen kökeni tabii, sosyal ve hukuki olması itibariyle kişi tarafından önlenmesi kabil olmayan olaylar olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin 92-31/5 sayılı tebliğin 32/6 sayılı tebliğle değişik 22.maddesinde mücbir sebep nedeniyle ek süre verilebileceği, grev halininde mücbir sebep olduğu kabul edilmiş, yine 1995 yılında uygulamada olan 94/4, 95/7 nolu ihracatı teşvik tebliğlerinde de benzer nitelikte hükümler yer almıştır.
Bu çerçevede olaya baktığımızda; davacının 95/1. sayılı karara göre gerçekleştirilmesini planladığı ihracat bağlantısı için 1995 Şubat ayında D.D.Y.’a bir yazı ile taşıma kapasitesini sorduğu ve yapılan yazışmalar sonunda taşımanın programlandığı ve taşımanın grev tarihine kadar öngörülen kapasitede gerçekleştirildiği, krom cevherinin üretim noktası ile limanlar arasında ihracata yönelik taşımanın D.D.Y. tarafından yapılabileceği, karayolu ile bağlantısının mevcut olmaması nedeniyle ihracat bağlantısının D.D.Y.nın taşıma kapasitesi gözönünde bulundurularak yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan yine dosyada mevcut Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2.6.1997 tarihli yazısında; “25.9.1995 tarihinde başlayan ve 17.10.1995 tarihinde sona eren grev müddetince yük trenlerinin çalıştırılmadığı” belirtilmektedir. Yine dosyada mevcut belgelerden grev süresi toplam 23 gün olmakla birlikte grev bitiminde de planlanan taşımanın yığılma nedeniyle gerçekleştirilemediği öte yandan maden sahasından limana getirme, limandan vagona boşaltma ve gemilere yüklenmesi işlemleri de D.D.Y. tarafından yapıldığından bütün bu işlemlerde de gecikmeler olduğu, böylelikle taşımanın 1995 Aralık itibariyle gerçekleşmiş olmasına rağmen gümrüklü saha ve limanlara boşaltılması ve gemilere yüklenmesi işlemlerinin Ocak ayı içinde gerçekleştirilebildiği anlaşılmaktadır.
Nitekim davalı idarelerden Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından bu durumun mücbir sebep kabulü ile 31.12.1995 tarihine kadar taşıması yapılmakla birlikte ihracatı bu tarihten sonra gerçekleştirilebilen kromlarında 95/1. sayılı tebliğden yararlandırılması konusunda 19.1.1996 ve 31.3.1997 tarihlerinde Para Kredi ve Koordinasyon kuruluna müracaat edildiği ancak Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının (ki Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Sekretaryası olarak) verilen cevabi 16.2.1996 tarihli yazısında; bu durum ihracatın geliştirilmesinde olumlu görülmekle birlikte bunun ek bir yük getireceği ve Destekleme ve Fiat İstikrar Fonunun içinde bulunduğu durum ve kaynak sorunu nedeniyle kabul edilemediği bildirilmektedir.
Bütün bu tesbitlerden davacının ihracatın 31.12.1995 tarihine kadar gerçekleştirilmesi için basiretli bir tüccar gibi davranarak gerekli tedbirleri aldığı ve DDY grevi olmasaydı yapılan taşıma planına göre 31.12.1995 tarihinde ihracatın yapılmış olacağı ve DDY. dışında bu taşımanın yapılmasının mümkün olmadığı, DDY daki grevin davacı tarafından öngörülemeyeceği, öngörülse dahi önlenemeyeceği anlaşılmaktadır. Kaldıki bu durumun aksi iddia edilmediği gibi davalı idare tarafından da kabul edilmektedir.
Bu durumda davacının elinde olmayan nedenlerle ihracatın 31.12.1995tarihine kadar gerçekleştirilememesi sebebi ile, Para-Kredi ve Koordinasyon kurulunun 95/1 sayılı kararı doğrultusunda DDY ile yapmış olduğu taşımalara ait navlun ücretinin Destekleme Fiat İstikrar Fonundan karşılanması gerektiğinden, davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen tebliğnamede isabet görülmemiştir.
Her ne kadar davalı idare 95/1 sayılı kararın ihracatcılara belli şartlarda ihracatın gerçekleştirilmesi halinde bir teşvik niteliğinde olduğunu hak bahşetmeyeceğini iddia etmekte ise de, düzenlemenin bir teşvik kararı olması meselenin hukuki mahiyetini etkilemeyeceği cihetle kabule şayan görülmemiştir.
Diğer taraftan bütün bu tesbitlere rağmen mücbir sebep halinin kabul edilmeyerek ödenen navlun bedellerinin davacıdan istenilmesine ilişkin işlem hukuka uygun bulunduğu takdirde; gecikme zammının 6183 sayılı Yasanın 37. maddesine uygun şekilde düzenlenen tebliğname ile ilgililere bir aylık süre verilmesi bu sürenin bitiminde kamu alacağı ödenmediği takdirde vade gününü takip eden günden itibaren gecikme zammı uygulanması gerektiğinden, dava konusu işlemin 106.575.732.000 TL tutarında gecikme zammının istenilmesine ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacı şirketin temyiz isteminin kabulü ile …Nolu İdare Mahkmesinin … tarih ve 483 sayılı kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için önceden belirlenen 2.3.1999 tarihinde davacı vekillerinden Av….’ın, davalı Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı temsilcisi …’in, Maliye Bakanlığını temsilen de Hazine Avukatı …’in geldiği, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülerek açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek dosya incelenip, gereği düşünüldü:
Dava, davacı firma tarafından gerçekleştirilen ihracatlara karşılık 95/1 sayılı Para Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı uyarınca T.C Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ödenen iç taşıma yardımlarının 43.710.213.000.-liralık kısmının, ihracatların bir kısmının 95/1 sayılı kararda öngörülen 31.12.1995 tarihinden sonra gerçekleştirildiğinin saptandığı önesürülerek hesaplanan 106.575.732.000.-liralık gecikme zammıyla birlikte geri alınmasına ilişkin İstanbul Defterdarlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, 2976 sayılı Yasada, dış ticaretin ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla oluşan fonların kullanılmasının bu yasa hükümlerine göre yürütüleceğinin ve ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Yasa’nın uygulanacağının hükme bağlandığı, 1.2.1995 tarih ve 95/1 sayılı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı ile de kapsam içindeki madenlerin ihraç limanlarına T.C Devlet Demiryolları ile yapılacak iç taşımasında, taşıma ücretlerinin tamamının Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan T.C Devlet Demiryollarına ödenmesine ve iç taşıma yardımının 31.12.1995 tarihine kadar gerçekleştirilecek fiili ihracata uygulanmasına karar verildiği, dosyanın incelenmesinden davacının 95/1 sayılı Para ve Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı kapsamında ihracat amacıyla ihracatını taahhüt ettiği Krom cevherini 1995 yılı içinde taşıttığının, taşıma tarihinden sonra 31.12.1995 tarihine kadar ihracatın yapılmasını engelleyen zorunlu bir neden kalmadığı halde ihracatı taahhüt edilen ve taşınan krom cevherinden 75.243.30 tonunun 31.12.1995 tarihine kadar ihracatını gerçekleştirmediğinin, ancak taşıma bedellerinin Devlet Demiryollarına ödendiğinin ilgili idarelerce saptanması ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca, davacıya Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan ödenen iç taşıma yardımının 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre alınmasının Dış Ticaret Vergi Dairesi Müdürlüğünden istenildiğinin, bunun üzerine de dava konusu işlemin davacıya tebliğ edildiğinin, bunun yanında Para Kredi Kurulu tarafından ilgililer lehine yeni bir karar da alınmadığının anlaşıldığı, bu duruma göre davacının 95/1 sayılı karar kapsamında ihracat amacıyla iç taşımasını yaptırdığı ve iç taşıma ücreti Devlet Demiryollarına ödenen krom cevherini fiili ihracat yapmasına engel bir durum bulunmadığı halde 31.12.1995 tarihine kadar ihraç etmemesi sebebiyle ihraç edilmeyen miktara denk düşen iç taşıma yardımının davacıdan geri istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, buna karşın 6183 sayılı Yasa’nın 37.maddesi uyarınca kamu alacağının bir tebliğle ilgililere bildirilmesi, 51.maddesi uyarınca da ödeme zamanında ödenmeyen alacaklar için vade gününü takibeden günden itibaren gecikme zammı uygulanması gerektiğinden bu usule uyulmaksızın doğrudan gecikme zammı hesaplanmasında ve istenilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın işlemin alacak aslına yönelik kısmının reddine, işlemin gecikme zammına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
Davacı, Devlet Demiryolları işyerlerinde 25.9.1995 tarihinde başlayan ve 17.10.1995 tarihinde sona eren grev nedeniyle, ihracı taahhüt edilen krom cevherinin tamamının ocaktan yüklemesinin yapılmasına karşın, bir kısmının ihracının gerçekleştirilemediğini, zira ihraç limanındaki yükleme ve boşaltma faaliyetinin Devlet Demiryolları idaresince gerçekleştirildiğini, grev nedeniyle ihraç limanında da yığılmalar olduğunu, kendilerinin hiç bir kusuru bulunmadığını, esasen işin başlangıcında Devlet Demiryollarının günlük 2.000 ton taşıma kapasitesi olduğunun belirtilmesi üzerine, Devlet Demiryollarıyla günlük 1.500 tonluk ek taşıma sözleşmesi yapıldığını, böylece günlük 3.500 ton taşıma programlandığını, grevin 23 gün sürdüğü dikkate alınırsa taşınamayan miktarın tamamen grevden kaynaklandığının görüldüğünü, buna karşın ihracatın 1996 yılının ilk aylarında tamamlandığını, ihracatın 31.12.1995 tarihine kadar grev nedeniyle gerçekleştirilemediği hususunun idarece de kabul edildiğini, bu durumun mücbir sebep olarak kabulüyle gecikmeli de olsa gerçekleştirilerek teşvik amacına ulaşan ihracat için ödenen iç taşıma yardımlarının geri alınmaması gerektiğini öne sürerek anılan mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Buna karşılık davalı idarelerden Maliye Bakanlığı da, 95/1 sayılı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararında belirtilen sürede gerçekleştirilemeyen ihracat nedeniyle haksız yere alınan iç taşıma yardımının gecikme zammıyla birlikte geri istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla anılan mahkeme kararının işlemin kısmen iptaline ilişkin bölümünün temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 3. Maddesinde “ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nevi, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar kurulu kararında gösterilir.” hükmü yer almaktadır.
14.10.1988 tarih ve 19959 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 88/13384 sayılı Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu Hakkında Karar’ın 10. maddesinde ise, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nun, Para ve Kredi Kurulu kararıyla tarımsal girdilerin sübvansiyonu, üreticinin fiyat hareketlerinden korunması, ihracatın geliştirilmesi, ihracata dönük yatırımların finansmanı, ihracat sigortası kuruluncaya kadar ihracatın sigortası faaliyetlerinin finansmanı için kullanılabileceği öngörülmüştür.
Yine 5.1.1992 tarih ve 21102 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 91/2548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu” kurulmuş ve kurulun görevleri arasında “Destekleme Politikalarının esaslarını belirleyerek destekleme fiyatları konusunda tavsiyelerde bulunacağı” sayılmıştır.
Belirtilen düzenlemeler doğrultusunda alınan 1.2.1995 tarih ve 95/1 sayılı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı ile de kararda sayılan madenlerin ihraç limanlarına Devlet Demiryolları ile yapılacak iç taşımalarında, taşıma ücretlerinin tamamının Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan T.C Merkez Bankası Kanalıyla T.C Devlet Demiryollarına ödenmesine, iç taşıma yardımının 31.12.1995 (dahil) tarihine kadar gerçekleştirilecek fiili ihracata uygulanmasına karar verilmiştir.
Aktarılan düzenlemenin konuya ilişkin hükümlerinden anlaşılacağı üzere, dış ticaretin ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla diğer tedbir ve teşvikler yanında ihracatın geliştirilmesi, ihracata dönük yatırımların finansmanı ve ihracat sigortası kuruluncaya kadar ihracatın sigortası faaliyetlerinin finansmanı için de kullanılabilecek bir fon oluşturulmuş ve destekleme politikalarının esaslarını belirleyerek, destekleme fiyatları konusunda tavsiyelerde bulunacak bir kurul oluşturulmuştur.
Sözkonusu kurul kararı ile de uluslararası ekonomik konjonktür ve ülke ekonomisinin gerekleri dikkate alınarak, kararda belirtilen madenlerin ihracını teşvik amacıyla iç taşıma yardımının karşılanarak sübvanse edilmesi kararlaştırılmıştır.
Kararda bu teşvikten yararlanılabilmesi için, fiili ihracatın 31.12.1995 tarihine kadar gerçekleştirilmesi de koşul olarak getirilmiştir.
Uyuşmazlık da dış bağlantıları yapılarak, 31.12.1995 tarihine kadar ihracı taahhüt edilen madenlerin bir kısmının ihracatının bu tarihten sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle ödenen iç taşıma yardımlarının gecikme zammıyla birlikte geri istenilmesinden kaynaklandığından, davacı iddiaları ve sözkonusu teşviğin niteliği dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının dış bağlantılarını gerçekleştirdiği ve ihracatını taahhüt ettiği madenlerin ihracatını gerçekleştirmek için Devlet Demiryollarıyla temasa geçtiği, bu idarenin günlük taşıma kapasitesinin günlük 2.000 ton olduğunun bildirilmesi üzerine de 26.4.1995 tarihinde Devlet Demiryollarıyla fark ücreti kendisi tarafından ödenmek üzere % 25 zamlı ücret alınmak koşuluyla günlük ortalama 30 adet fal vagonu tahsis edilmek üzere kredili taşıma protokolü imzaladığı, taşımanın devamı sırasında Devlet Demiryolları İşletmesi işyerlerinde 25.9.1995 tarihinde başlayıp, 17.10.1995 tarihinde başlayan grev nedeniyle aralarında davacının da bulunduğu birçok firmanın taşımalarında aksamalar olduğu, ihraç limanlarındaki yükleme ve boşaltma işlemlerinin de Devlet Demiryolları tarafından yapılması nedeniyle bu limanlarda da grev nedeniyle yığılma ve gecikmelerin meydana geldiği, davacı firmanın da ihracını taahhüt ettiği madenlerin ocaklardan yüklenmesini 31.12.1995 tarihinden önce gerçekleştirdiği, ancak 75.243.30 ton madenin ihracını 31.12.1995 tarihinden önce gerçekleştiremediği, buna karşın 1996 yılının ilk aylarında ihracatın tamamlandığı, ortaya çıkan sorunlar nedeniyle Dış Ticaret Müsteşarlığı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği tarafından aralarında davacı firmanın da bulunduğu ve birliğe ihracat için taşıma beyannamesi veren firmaların, meydana gelen grevlerin etkileri nedeniyle 118.827.93 ton krom cevheri ve pasasını, 14.165.80 ton ferrokromu, ferrokrom tesisine taşındığı tesbit edilen 1897.25 ton krom cevherine tekabül eden ferrokromu 31.12.1995 tarihine kadar ihraç edemediklerinin belirtilerek Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nden de süre istenildiği, ilgili idarece Devlet Demiryollarından grevin etkileri de sorulduktan sonra 95/1 sayılı kararın 30.6.1996 tarihine kadar 6 ay daha uzatılmasına dair karar taslağının Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’na sunulduğu, konuyla ilgili olarak Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Sekreteryasına gönderilen 26.1.1996 tarihli yazıda da ihracatın geliştirilmesi yönünde anılan karar taslağının olumlu değerlendirildiği, ancak bu düzenleme ile fona ilave yük geleceği, anılan teşvik sisteminin sürdürülmesinde öncelikle kaynak sorununun üzerinde durulmasının uygun olacağının bildirildiği ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Sekreteryası tarafından Dış Ticaret Müsteşarlığına gönderilen 16.2.1996 tarih ve 3.8.4.1-(5)-8-96-567 sayılı yazıda ise piyasalardaki canlanma, oluşan fiyat artışları ve fonun içinde bulunduğu durum dikkate alınarak sözkonusu sübvansiyonların 1996 yılında devam ettirilmesinin olumlu karşılanmadığının belirtildiği, bu işlemlerden sonra da durumunun Vergi Dairesine bildirilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan gelişmelerden anlaşılacağı üzere, davacının dış bağlantılarını yaparak taahhüt ettiği ihracatlarını, ihraç konusu malın tek taşıyıcısı olan Devlet Demiryolları İşletmeleri işyerlerinde uygulanan grev nedeniyle 95/1 sayılı Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararında öngörülen 31.12.1995 tarihine kadar gerçekleştiremediği, ancak bu tarihe kadar ocaklardan yüklemesini yaptığı bu malların ihracını grev nedeniyle meydana gelen yığılmaların giderilmesiyle birlikte 1996 yılının ilk aylarında gerçekleştirdiği görülmektedir.
Bu duruma göre ihracatın uygulanan grev nedeniyle geciktiğinin idarece de kabul edilmesi, hatta bu konuda uygulamanın altı ay daha uzatılmasına ilişkin çalışmaların da yapılıp, salt fona ek yük getireceği sebebiyle vazgeçilmesi, diğer yandan da davacının tüm dış bağlantılarını ve ocaktan yüklemelerini de 31.12.1995 tarihine kadar tamamlaması ve akabinde grevin yarattığı sıkıntıların giderilmesiyle birlikte 1996 yılının ilk aylarında taahhüt ettiği ihracatını gerçekleştirmesi karşısında, grev olmasaydı ihracatını belirlenen sürede gerçekleştirerek iç taşıma yardımından yararlanacak olan ve olayda hiçbir kusuru bulunmayan davacının, teşvik sistemiyle öngörülen amacın gerçekleştiği de dikkate alınmaksızın iç taşıma yardımından mahrum bırakılması, teşvik sistemiyle öngörülen amaca aykırı olduğu gibi hakkaniyetle de bağdaşmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemektedir.
Bu itibarla temyize konu kararın davacı tarafından temyizen incelenip, bozulması istenilen ve davanın alacak aslına yönelik kısmının reddine ilişkin bölümünde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
İşlemin alacak aslına yönelik kısmının hukuka aykırılığının belirlenmesi karşısında ayrıca gecikme zammı istenilmesine olanak bulunmadığı gibi, mahkeme kararının gecikme zammına ilişkin bölümüne yönelik 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre oluşturulan gerekçede de isabetsizlik olmadığından davalı idarenin temyiz dilekçesinde öne sürdüğü hususlar mahkeme kararının işlemin gecikme zammına ilişkin kısmının iptaline yönelik bölümünün bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesi uyarınca davacının, temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkememesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın işlemin alacak aslına yönelik kısmının reddine ilişkin bölümünün bozulmasına oyçokluğuyla, davacının temyiz isteminde bulunduğu tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen …-lira avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine ve davacı idarenin temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının işlemin gecikme zammına ilişkin kısmının iptaline ilişkin bölümünün onanmasına oybirliğiyle 2.3.1999 tarihinde karar verildi.

AYRIŞIK OY : 88/13384 sayılı Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu Hakkında Karar’ın 10. maddesinde Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’nun, Para ve Kredi Kurulu kararıyla tarımsal girdilerin sübvansiyonu, üreticinin fiyat hareketlerinden korunması, ihracatın geliştirilmesi, ihracata dönük yatırımların finansmanı için kullanılabileceği öngörülmüştür.
Bu bağlamda, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan Ödenen Navlun Primi ihracatın geliştirilmesi için sübvansiyon niteliğindeki bir ödeme olup, bu sübvansiyondan yararlanılabilmesi için uluslararası ekonomik konjonktür ve ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum dikkate alınarak konulan süreler içerisinde ihracatın gerçekleştirilmesi de zorunlu olduğundan 95/1 sayılı kararda öngörülen sürelerden sonra gerçekleştirilen ihracatlar için taşıma yardımı yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Kaldı ki ekonomik konjonktürdeki değişmelere uygunluk sağlamak amacıyla öngörülen sürelerden önce navlun primi ödemesinin sona erdirilebilmesi ve koşullarla ilgili yeni düzenlemeler yapılabilmesi dahi mümkün bulunduğundan, bu konuda yetkili Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu tarafından yeni bir düzenleme de yapılmadan 31.12.1995 tarihinde sona eren bir teşvikten, bu tarihten sonraki ihracatın yararlandırılması da olanaksızdır.
Bu itibarla söz konusu teşvik sisteminin niteliği dikkate alınmaksızın uygulanan grevin mücbir sebep kabul edilerek süresi içinde yapılmayan ihracata taşıma yardımı ödenmesi gerektiği yolundaki çoğunluk görüşüne katılmaya olanak görülmediğinden, mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin bölümünün de onanması gerektiği düşüncesiyle, çoğunluk kararının mahkeme kararının belirtilen kısmının bozulması yolundaki kısmına katılmıyorum.