Danıştay Kararı 10. Daire 1998/4442 E. 1998/4832 K. 14.10.1998 T.

10. Daire         1998/4442 E.  ,  1998/4832 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/4442
Karar No : 1998/4832

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacının pasaport verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun hakkında tahdit kararı bulunduğu gerekçesiyle reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … Nolu İdare Mahkemesince; davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının yurtdışına çıkma hürriyetinin İçişleri Bakanlığınca 5682 sayılı Yasa’nın değişik 22. maddesiyle verilen yetki kullanılarak ortadan kaldırılmasına ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
Uyuşmazlıkta öncelikle, İçişleri Bakanlığına dava konusu işlemi tesis etme yetkisi veren yasal düzenlemenin hukukun genel ilkeleri ve Anayasaya uygunluğunun irdelenmesi zorunludur.
Anayasayla teminat altına alınan temel hak ve hürriyetlerden olan yurtdışına çıkma hürriyeti, Anayasanın 23. maddesi uyarınca ancak;
1- Ülkenin ekonomik durumu,
2- Vatandaşlık ödevi,
3- Ceza soruşturması veya kovuşturması,
sebebleriyle sınırlandırılabilir. Yine hukukun genel ilkelerinden olan ve Anayasamızın 38. maddesinde ifadesini bulan, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin unsurları arasında; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş cezadan daha ağır bir ceza verilemeyecei, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerinin ancak yasayla konulacağı ve idarenin yargı kararına dayalı olmaksızın kişinin hürriyetinin kısıtlanması sonucu doğuran bir müeyyide uygulayamayacağı hususları da bulunmaktadır.
İdareye, yurt dışına çıkmasında genel güvenlik bakımından sakıncalı görmesi halinde, yargı kararına dayalı olmaksızın, tek taraflı irade açıklamasıyla kişilerin anayasayla teminat altına alınan yurt dışına çıkma hürriyetini ortadan kaldırma yetkisi veren 5682 sayılı Yasa hükmü; Anayasanın; Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2. maddesi, yerleşme ve seyahat hürriyeti başlıklı 23. maddesi ve suç ve cezalara ilişkin esaslar başlıklı 38. Maddesine açıkça aykırıdır. Dolayısıyla anılan yasa hükmünün iptali istemiyle ve itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Anayasaya aykırılık yolundaki düşüncenin kabul görmeyerek işin esasına geçilmesi halinde ise, davacının yasayla öngörülen cezası infaz edilen suçlarına ve bu suçları işlemesi nedeniyle “Ülkemiz ve Devletimiz aleyhinde yeniden zararlı faaliyetlerde bulunabileceği” varsayımına dayalı olarak, yurt dışına çıkmasında genel güvenlik bakımından sakınca görülmesi, herhangi bir tesbit içermeyip yürürlükteki mevzuata dahi aykırı bulunduğundan, davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacının pasaport verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya, işlediği suçtan dolayı yasa ile öngörülen cezanın verildiği ve infazdan sonra tahliye olduğu, bu suç dikkate alınarak işlemin tesis edildiği, davacının memleketten ayrılmasında ülkenin genel güvenliği bakımından sakınca teşkil edecek başka bir sebebinde somut bilgi ve belgelerle kanıtlanamadığı anlaşıldığından, cezası çekilmiş bir suç için yasa ile öngörülmeyen ve yurt dışına çıkışı yasaklama şeklinde oluşan yeni bir ceza uygulaması hukuka aykırı olmaktadır.
Belirtilen nedenle, yerinde bulunmayan idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacının pasaport verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun hakkında tahdit kararı bulunduğu gerekçesiyle reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonunda, … Nolu İdare Mahkemesince; davalı idarece yaptırılan araştırma sonucunda yurtdışına çıkmasında genel güvenlik bakımından sakınca bulunduğu saptanan davacı hakkında tesis edilen işlemde 5682 sayılı Yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından; daha önce mahkum olup cezasını çektiği, eşinin Hollanda’da işçi olması nedeniyle aile birliği açısından yurt dışına çıkışının zorunlu olduğu ileri sürülerek anılan Mahkemenin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın yerleşme ve seyahat özgürlüğünü düzenleyen 23.maddesinde, vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin ülkenin ekonomik durumu, vatandaşlık ödevi yada ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
5682 sayılı değişik Pasaport Kanununun 3463 sayılı Yasayla değişik 22.maddesinde, İçişleri Bakanlığınca yurtdışına çıkmaları genel güvenlik bakımından sakıncalı bulunduğu tesbit edilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümle idareye verilen yetki; ancak, kişilerin yurtdışına çıkmasında hangi nedenlerle ve genel güvenlik bakımından ne gibi sakıncalar bulunduğunun açıkça tesbiti halinde kullanılabilir.
Aynı zamanda Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek IV sayılı Protokol’de herkesin kendi ülkesi de dahil olmak üzere her ülkeyi terk etmekte serbest olduğu düzenlemesine yer verilmek suretiyle konu Uluslararası boyutta da ele alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, yasaların suç saydığı fiillerinden dolayı yine Yasalarla öngörülen cezanın verildiği ve bu ceza infaz edilerek tahliye olduğu; ancak, zaman zaman yasa dışı örgüt sempatizanı kişilerle ilişki içinde olduğu iddiasına dayanılarak dava konusu işlemin tesis edildiği; anlaşılmakta ise de, sözügeçenin yurtdışına çıkmasının genel güvenlik açısından sakıncalı olabileceğine, ülkemiz aleyhine faaliyetlerde bulunabileceğine ilişkin somut bir tesbitin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının Hollanda’da bulunan ailesinin yanına gitmek üzere pasaport verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemde, 5682 sayılı Yasanın değişik 22.maddesine uyarlık bulunmadığından, bu işlemin İdare Mahkemesince iptali gerekirken, davanın reddi yolunda hüküm kurulmasında hukuki isabet görülememiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, … Nolu İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 2.kez yürütmeyi durdurma istemi hakkında karar verilmediğinden isteği halinde …-lira yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 14.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.