Danıştay Kararı 10. Daire 1998/4141 E. 2000/3413 K. 19.06.2000 T.

10. Daire         1998/4141 E.  ,  2000/3413 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/4141
Karar No : 2000/3413

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin radyo yayınlarının 3984 sayılı Yasa uyarınca yedi gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali ile uğranıldığı öne sürülen maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle açılan dava sonunda işlemin iptaline, davanın maddi tazminat istemine ilişkin bölümünün 2.485.000.-liralık kısmının kabulüne, maddi tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının ve manevi tazminat isteminin reddine karar veren …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve :…, K:… sayılı kararının; taraflarca aleyhlerine olan bölümlerinin temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 1. Davacı, savunma vermemiştir.
2. Davalı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı, davacının temyiz isteminin yerinde olmadığını öne sürerek, reddi gerektiğini savunmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddiyle bozulması istenen kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Davacı şirketin radyo yayınlarının 3984 sayılı Yasa uyarınca yedi gün süreyle durdurulmasına ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 50.000.000.- lira maddi, 100.000.000.- lira manevi zararın tazminen ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.
…İdare Mahkemince 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (a),(d),(m) bendleriyle, 33.maddesi aktarıldıktan sonra, davacı yayın kuruluşuna ait Radyo …’ın 9.6.1996 tarihinde yayınladığı “…” adlı kürtçe şarkının içerisinde, sinkaflı sözler kullanılmak suretiyle 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (d) ve (m) bentlerine aykırı olarak yayın yapıldığından bahisle, 24.7.1996 tarihli işlem ile davacı yayın kuruluşunun uyarılmasına karar verildiği, davacı tarafından uyarma işleminin dava konusu yapılmadığı, ancak … Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine “…” adlı şarkı üzerinde … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Hukuk Fakültesi öğretim üyesine yaptırılan bilirkişi incelemesinde, adı geçen şarkıda herhangi bir suç unsurunun bulunmadığının tespit edildiği, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davacı hakkında takipsizlik kararı verildiği, daha sonra aynı yayın kuruluşu tarafından 5.8.1996 tarihinde yayınlanan “…” adlı kürtçe şarkıda, davalı idare İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı elemanlarınca düzenlenen 18.9.1996 tarihli raporda, 3984 sayılı Yasanın 4.maddesinin (a) ve (g) berdlerinde belirtilen yayın ilkelerinin ihlal edildiğinin tespit edildiği, ancak bu rapora rağmen dava konusu işlem ile, “…” adlı şarkıda 4.maddenin (a) ve (d) bendlerinin ihlal edildiği, (d) bendin ihlalinin 9.6.1996 tarihli yayında tekralandığından bahisle davacı yayın kuruluşunun 23.10.1996 günü saat 00:00’dan başlamak üzere yedi gün süre ile geciçi olarak yayınının durdurulmasına karar verildiği, davacı yayın kuruluşuna verilen uyarma cezasının dava konusu edilmemesine karşın, dava konusu işlemin sebebini oluşturması nedeniyle hukuka uygunluğunun hüküm kurulmaksızın incelenmesinin zorunlu bulunduğu, bu nedenle yaptırılan bilirkişi incelemesi ile yayın ihlalinin bulunmadığının belirlendiği bu halde de tekerrür hükümlerine dayanılarak yayın durdurma cezası verilmesinin hukuka aykırı olduğu, uyarma cezasının kesinleştiği düşünülse bile dava konusu “…” adlı şarkıda yer alan “Savaş savaştır, bizimle Türklerin savaşıdır” ifadesinin de Yasa’nın 4.madesinin (d) bendini ihlal nitelinde görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline, davacının maddi zararını somut belgelerle ortaya koyamadığı, ancak geçmiş yıllar reklam geliri ortalamasına göre 2.485.000.- lira zarar olduğu sonucuna varıldığı, buna karşın manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, gerekçesiyle de 2.485.000.- lira maddi zararın davacıya ödenmesine, davanın maddi tazminat istemine ilişkin kısmının bu miktarı aşan bölümüyle manevi tazminat istemine ilişkin bölümünün reddine karar verilmiştir.
Davacı ve davalı taraf anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürdükleri aleyhlerine ilişkin bölümlerinin temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
İdare Mahekmesince, dava konusu edilmeyen uyarma işleminin hukuka uygunluğu incelenerek hüküm kurulmuş ise de, dava konusu edilmeyerek kesinleşen uyarma işleminin bu davada hukuka uygunluğunun incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında uyarma işlemine dayanak alınan yayın ihlalinin tekrar edip, etmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Davacı tarafından “Savaş savaştır, savaş bizimle Türklerin savaşıdır” ibarelerinin yeraldığı “…” adlı şarkının yayınlanması, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (d) bendinde öngörülen toplum huzuruna uygun olmak yolundaki yayın ilkesine aykırı bulunmaktadır.
Belirtilen bu durum nedeniyle, daha önceki uyarma işlemi de 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (d) ve (m) bendinin ihlali nedeniyle verildiğinden, Yasa’nın 4.maddesinin (d) bendinde öngörülen yayın ilkesi ihlalinin tekrar ettiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla da, davanın reddi gerekirken işlemin iptaline ve tazminat isteminin kısmen kabulüne karar veren temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Aktarılan bu durum ve gerekçe karşısında, işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle mahkemece yeniden hüküm kurulması zorunlu bulunduğundan ve idareye tazmin borcu yüklenmesine olanak bulunmadığından, davacının mahkeme kararının tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin bölümüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gerek bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, uyuşmazlığın durumu ve bozma gerekçesi karşısında davacının temyiz istemi hakkında ayrıca bir karar verilmesine gerek bulunmadığına 19.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verlidi.