Danıştay Kararı 10. Daire 1998/2870 E. 2000/1625 K. 19.04.2000 T.

10. Daire         1998/2870 E.  ,  2000/1625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/2870
Karar No : 2000/1625

Davacı : Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü-Sıhhiye/ANKARA
Vekili :…
Karşı Taraf (Davalı) : 1- Maliye Bakanlığı – ANKARA
2- Hazine Müsteşarlığı – ANKARA
İstemin Özeti : 14.2.1998 tarih ve 23258 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği’nin iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Kamu giderleri ile gelirleri arasındaki farkın yüksek faizli borçlanmalarla karşılandığı, Hazineden yardım alan kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine aktarılan kaynakları vadeli hesap, repo vb. yatırım araçlarında değerlendirdiği, Hazinenin kendi parasına daha yüksek faiz ödemek durumunda kaldığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla dava konusu tebliğin yasal dayanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenle dava konusu tebliğin iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 14.2.1998 tarihli Resmi Gazetede neşredilen 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin iptali talebiyle açılmıştır.
Dava konusu Genel Tebliğin nesnedi olan 4316 sayılı 1998 yılı Bütçe Kanunu’nun 7 inci maddesi ile 71 inci maddesi b fıkrası 7 inci bendinin Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
4316 sayılı 1998 Yılı Bütçe Kanunu’nun Kamu Haznedarlığının Yürütülmesi başlıklı 7 inci Maddesi “Genel bütçeli daireler, katma bütçeli idareler, özel bütçeli kuruluşlar, döner sermayeler, fonlar, kefalet sandıkları, bütçenin yatırım ve transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları (kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmeler, özelleştirme kapsamına veya programına alınmış kuruluşlar, kamu bankaları, belediyeler ile özel kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve yardımlaşma sandıkları hariç); kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan bütün kaynaklarını T.C.Merkez Bankası veya muhabiri olan … Bankası nezdinde kendi adlarına açtıracakları Türk Lirası cinsinden ve vadesiz hesaplarda toplarlar.
Bu kurumlar tahakkuk etmiş tüm ödemelerini bu hesaplardan yaparlar.
İlgili kamu kurum ve kuruluşları tasarrufları altında bulunan tüm kaynaklarını 15 Ocak 1998 tarihine kadar anılan banka nezdinde açtıracakları hesaplarda toplamak ve bu banka şubelerini ve hesap numaralarını belirtilen tarihten itibaren bir hafta içerisinde Hazine Müsteşarlığına bildirmek zorundadırlar.
İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkileri ile saymanlar yukarıda bahsi geçen hükümlerin yerine getirilmesinden bizzat sorumludurlar.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak esas usulleri belirleme, kaynaklar ve kurumlar itibariyle istisnalar getirmeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir.” hükmünü amir bulunmaktadır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere Kamu Haznedarlığının Yürütülmesi konusundaki yetki Bütçe Kanunundan kaynaklanmaktadır. Nitekim davacı Sosyal Sigortalar Kurumu da dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının gider ödeneklerinin toplamı ve gelir tahminlerinin toplamı ile bütçe açıkları varsa ne şekilde kapatılacağı ve bütçe yılına ait gelir ve giderlerini ilgilendiren hükümlerin Bütçe Kanununa konulması da 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu’nun 30 uncu maddesi amir hükmü gereğidir. Bu sebeble kamu kurum ve kuruluşlarının gelirlerinin nelerden oluşacağına ve temin edilen bu gelirlerin mevduat olarak yatırılacağı bankaların Bakanlar Kurulunca tesbit edileceğine dair hüküm tebliğ ile değil 1050 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin verdiği yetkiye istinaden Bütçe Kanunu ile değiştirilmiştir.
Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu topladığı pirimlerle kendisini finanse edemediğinden kendisine her yıl yüzlerce trilyon lira hazine yardımı yapılmak mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Ancak Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan bu yüzlerce trilyon lira yardım hazinece çok yüksek faizler ödenmek suretiyle piyasaya borçlanmak suretiyle temin edilmektedir. Hazinenin çok yüksek faizler ödiyerek temin ettiği bu borcun maliyeti Sosyal Sigortalar Kurumunun elindeki nakit paraları bankalarda faiz almak için tutmak suretiyle veya başka surette değerlenddirmekden elde edeceği meblağla ile kıyas edilemiyecek kadar kat kat fazla olmakta Maliye Hazinesinin bu iç borçları 15 katrilyon lirayı geçtiğinden ödenmesi mümkün olmayan bir duruma hızla yaklaşmaktadır. İşte bu sebeble bütün kamu kurum ve kuruluşlarının 1998 yılı Bütçe Kanunu ile 1998 mali yılı içerisinde, Merkez Bankası veya … Bankası dışındaki bankalarda ve vadeli hesaplarda tutmaları mümkün bulunmamaktadır. Çünkü, Bütçe Kanununun 7 inci maddesi ile Sosyal Sigortalar Kurumu dahil kamu kurum ve kuruluşlarının nakitlerini T.C. Merkez Bankası veya … Bankası Şubelerinde tutmaları zorunluluğu getirilmiş ve 1998 Mali Yılı Bütçe Kanununun 71 inci maddesinin b fıkrasının 7 nci bendinde de, muhtelif kanunların Bütçe Kanunun 7 nci maddesine aykırı hükümlerinin 1998 Mali Yılında uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu sebeple, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının nakitlerini … Bankası ve T.C. Merkez Bankasında belirlenen bir hesapta toplama mecburiyeti getirilmiş ve kanuna istinaden bu düzenleme yapılmıştır.
Bütçe Kanununun 7 nci maddesi ile ve bu madde hükmüne göre çıkarılan Genel Tebliğle getirilen hükümler bütün kamu kurum ve kuruluşların çalışmalarını engellemek veya bağımsızlıklarına kısıtlamalar getirmek amacıyla ihdas edilmemiştir. Kanunda yer alan hükümler ve belirlenen esaslar, kamu giderlerinin gerektirdiği gelirleri en az maliyetle temin amacı ile konulmuştur. Ülkemizde, Bütçe gelirleri ile Devletin giderleri karşılanamamakta, Hazine kamu giderlerini karşılamak için yüksek faiz oranları ile borçlanmaya gitmektedir. Bu şekilde Hazinece yüksek faiz yükü altında kaynak sağlanırken, diğer taraftan muhtelif kamu kurum ve kuruluşları çoğu kere Hazineden sağladıkları kaynakları faizle, bonoyla ve diğer çeşitli yatırım araçları ile değerlendirmektedirler. Bu şekliyle hem hizmetler Devlete daha fazla maliyetle sağlanmakta, hem de Hazine kendi parasına faiz ödemek zorunda kalmaktadır.
Bu sebeple getirilen hükümler, Sosyal Sigortalar Kurumunun ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının hizmetlerini engelleme veya bağımsızlıklarını kısıtlama amacı ile değil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının da faydalandığı kamu kaynaklarını daha düşük maliyetle temin etmek içindir. Diğer taraftan, Sosyal Sigortalar Kurumunun yürüttüğü hizmetlere ait kaynakların büyük miktarının, Genel Bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylardan veya doğrudan doğruya Hazinece piyasadan yapılan çok yüksek faizli borçlanmalarla temin edildiği bilinmektedir. Bütçenin bir an evvel bu ezici faiz yükünden kurtarılıp, kaynaklarının daha büyük kısmını çeşitli hizmete ve yatırımlara ayırması, uzun vadede bütün kişi, kurum ve kuruluşların olduğu gibi, davacı Sosyal Sigortalar Kurumunun da lehinedir Ancak bu şekilde bu kurum ve kuruluşlara daha fazla kaynak aktarılması imkanı sağlanabilecektir.
Yukarıda belirtildiği üzere, 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği 11 Şubat 1998 tarihli Başbakanlık Makamının onayına istinaden neşredilmiştir. Sözkonusu onayın 5 inci maddesinde; 1998 Mali Yılı Bütçe Kanununun 7 nci maddesinin uygulanmasıyla ilgili olarak getirilen esas ve usullerin Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın müştereken çıkaracakları tebliğle duyurulması ve bu konuda daha önce yapılmış olan bütün düzenlemelerin yürürlükten kaldırılması hüküm altına alınmış ve bu hüküm 1998/1 sayılı Genel Tebliğin 6 ncı maddesinde de aynen tekrarlanarak bu konuda daha önce yapılan bütün düzenlemeler yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu sebeple, 11 Şubat 1998 tarihli Başbakanlık Makamının onayından önce neşredilen 26.01.1998 tarih ve 1998/6 nolu Başbakanlık genelgesi de yürürlükten kalkan düzenlemelerdendir ve bu genelgeyi yürürlükten kaldıran 1998/1 sayılı Genel Tebliğ değil, bu Tebliğin dayanağı olan Başbakanlık Makamının onayıdır.
Aynı şekilde Bütçe Kanununun 7 nci maddesi hükmünün Anayasaya aykırı olduğu iddiası ciddi bulunmamaktadır. Çünkü Bütçe Kanununun 7 nci maddesiyle, Sosyal Sigortalar Kurumunun yetkili organlarının seçimine, oluşumuna, görev alanlarına, çalışma şartlarına ve usullerine ait hiçbir hüküm ve kısıtlama getirilmemiştir. Sadece gelirlerinin belli bir yerde toplanarak giderleri için kaynak temin edilmiştir.
Açıklanan sebeblerle dava konusu 14.2.1998 tarihli Resmi Gazetede neşredilen 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği 4316 sayılı 1998 yılı Bütçe Kanunu’nun 7 inci maddesi amir hükmüne uygun bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, 14.2.1998 tarih ve 23258 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu tebliğde; Genel bütçeli daireler, katma bütçeli idareler, özel bütçeli kuruluşlar (İl Özel İdareleri dahil) döner sermayeler, fonlar, bütçenin yatırım ve transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşlarının kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan bütün kaynaklarını T.C.Merkez Bankası veya … Bankası nezdinde kendi adlarına Türk Lirası cinsinden açtıracakları vadesiz hesaplarda toplayacakları öngörülmüştür.
Diğer taraftan 1998 Mali Yılı Bütçe Kanununun 71.maddesinin b/7 fıkrasında, aralarında davacı SSK Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevlerine ilişkin 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nda bulunduğu muhtelif Yasaların, bu kanunun 7.maddesine aykırı hükümlerinin 1998 mali yılında uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.
Kurulumuzca, 4316 sayılı 1998 Mali Yılı Bütçe Kanunu’nun 7.maddesinin ve 71/b-7 maddesinin Anayasaya aykırı oldukları kanısına varılarak anılan hükümlerin iptalleri istemiyle ve itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi; 28.12.1999 tarih ve E:1999/44, K:1999/48 sayılı kararıyla, 1998 Mali Yılı Bütçe Kanununun 7 ve 71/b maddelerinin, Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptallerine karar vermiştir.
Bu durumda; davacı kurum bakımından 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin hukuki dayanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının isteminin kabulü ile 1998/1 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin Sosyal Sigortalar Kurumu yönünden iptaline, aşağıda dökümü yapılan …-lira yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre …-lira vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine 19.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.