Danıştay Kararı 10. Daire 1998/2038 E. 1999/4583 K. 05.10.1999 T.

10. Daire         1998/2038 E.  ,  1999/4583 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/2038
Karar No : 1999/4583

Davacı : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Ulaştırma Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacı firma ünvanı altında çalşan bir otobüsün ölümlü trafik kazasına karışmış olduğundan bahisle firmaya ait yetki belgesinin iki ay süreyle iptal edilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün 20.1.1998 tarih ve 948-689 sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olarak gösterilen Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 42.maddesinin 6.fıkrasının; yasal düzenlemeyle idareye verilen yetkilerin bu yönetmelikte genişletildiği, ölçütleri belirsiz bir düzenlemeyle güvencesiz bir statü yaratıldığı, yetki belgesi düzenlenmesi sırasında öngörülmeyen koşulların belgenin geri alınmasına dayanak yapıldığı, yaptırım konulurken ölçülülük ilkesine uyulmadığı ve savunma hakkının dikkate alınmadığı iddialarıyla iptalleri istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 3348 sayılı Yasa hükümlerine dayanılarak yönetmeliğin hazırlandığı, ölümlü bir kazanın yolcuların sağlıklı, rahat ve güvenli yolculuk yapma güvencelerini ortadan kaldırdığı, yönetmeliğin iptali halinde taşıma güvenliğinin kalmayacağı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2/d maddesinde kamu düzenini, can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde tedbirler almak aldırtmak ve uygulanmasını takip etmek ve denetlemek, 10/c maddesinde de karayolu taşıma faaliyetinde bulunacak taşıma, acente ve komisyoncuların yeterlik şartlarını düzenlemek, gereken hallerde yetki belgesi vermek ve denetlemek davalı idarenin görevleri arasında sayılmıştır.
Aktarılan yasal düzenlemeyle karayoluyla seyahat sırasında can ve mal güvenliğini sağlayacak tedbirler almakla yükümlü bulunan davalı idarenin, bu tedbirler kapsamında, koşulların oluşması halinde verdiği yetki belgesini de süreli veya süresiz olarak geri alma yetkisi olduğu da açıktır.
Bu kapsamda taşıyıcı firmaların sorumluluklarının belirlenerek, şehirlerarası yolcu taşımacılığının sağlıklı, güvenilir ve rahat bir şekilde gerçekleştirilmesini ve taşıyıcı firmaların sürücü seçimi ve benzeri konularda gerekli özeni göstermelerini sağlamak amacıyla yönetmelikte belirlenen sorumluluklarını yerine getirmeyen firmaların yetki belgelerinin süreli olarak
geri alınmasına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğe dayalı uygulama işlemine gelince;
Davacı firmanın yolaçtığı ölümlü trafik kazasında aracın sürücüsünün kusurlu olduğu belirlendiğinden yönetmelikte öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmeyen firmanın, öngörülen enaz süre olan 2 aylık bir süre için yetki belgesinin geri alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının uygulama işlemine yönelik iddialarının da hukuki bir dayanağı görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava, davacı firma ünvanı ile çalışan bir otobüsün, ölümlü trafik kazasına karışmış olduğundan bahisle firmaya ait yetki belgesinin iki ay süreyle iptal edilmesine ilişkin davalı idare işlemi ile bu işlemin dayanağı olarak belirlenen Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 42. maddesi 6. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu yönetmeliğin dayanağını 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2, 10 ve 35. maddeleri oluşturmaktadır.
Anılan Yasanın 2. maddesi Ulaştırma Bakanlığının, 10. maddesi de Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü’nün görevlerini belirlemiş olup, 35. maddesinde de Bakanlığın kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik gibi idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Yasanın 2. maddesi (d) fıkrasında, ulaştırma işlerinde Karayolları Trafik Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere kamu düzenini can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde tedbirler almak, aldırmak, uygulanmasını takip ve denetlemek Bakanlığın görevleri arasında sayılmış bulunmaktadır.
Dava konusu yönetmeliğin amacı ise, otobüsle şehirlerarası yolcu taşıma hizmetlerini düzenli ve güvenli hale getirmek taşımacılık ve acentelik yapacak gerçek ve tüzel kişilerin yeterlilik ve çalışma şartlarını, denetim esaslarını, bu konudaki yetki ve sorumlulukları belirlemek olarak açıklanmıştır.
Yönetmeliğin iptali istenilen 42. maddesi 6. fıkrasında, yönetmeliğin 24. madesine aykırı hareket eden taşımacıların yetki belgelerinin iptal edileceği ve iki ay geçmedikçe yeniden belge verilmeyeceği yolundaki hükmüne taşımacılık yetki belgelerinin düzenlenmesi ve verilmesi,denetlenmesi konusunda idarenin yetkili olduğu hususunda tereddüt bulunmadığından ve bazı koşulların oluşması halinde idarenin söz konusu yetki belgelerini geri alabilmeside hukuka uygun oluğundan, dayanağı yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Ancak, Yönetmeliğin taşımacıların yükümlülüğünü düzenleyen 24. maddesinde, karayoluyla taşımacılık sırasında trafik kazası meydana gelmesi halinde taşımacı şirketlerin yükümlülüğünü düzenleyen bir metin yer almamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın, Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkına Yönetmeliğin 42. maddesi 6. fıkrasına yönelik olarak davanın reddine, dava konusu işlemin ise hukuki dayanağı bulunmadığından iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, duruşma için önceden taraflara bildirilmiş olan 5.10.1999 tarihinde davacı vekili Av….’in, davalı idareyi temsilen … ‘nın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek dava dosyası incelenip, gereği düşünüldü.
Dava, davacı firma ünvanı altında çalşan bir otobüsün ölümlü trafik kazasına karışmış olduğundan bahisle firmaya ait yetki belgesinin iki ay süreyle iptal edilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün 20.1.1998 tarih ve 948-689 sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olarak gösterilen Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 42.maddesi 6.fıkrasının; iptali istemiyle açılmıştır.
3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna dayanılarak davalı idarece hazırlanan, Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 1.maddesinde; otobüsle şehirlerarası yolucu taşıma hizmetlerini düzenli ve güvenli hale getirmek, taşıma işlerinde taşımacılık ve acentelik yapacak gerçek ve tüzel kişilerin yeterlilik ve çalışma şartlarını, denetim esaslarını ve bu konulardaki yetki ve sorumluluklarını belirlemek Yönetmeliğin amacı olarak belirtilmiştir.
Adı geçen Yönetmeliğin 24.maddesi; “Taşımacı, yolcuların sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayacak tedbirleri almak ve yolcuyu taahhüt ettiği yere kadar götürmekle yükümlüdür.
Taşımacılar, yolcuların sigaradan olumsuz etkilenmemeleri için bazı seferlerini veya otobüslerin belirli bölümlerini bu amaç için tahsis etmek ve ikram edilen yiyecek ve içecekler ile diğer maddelerin sağlık şartlarına uygunluğunu sağlamakla yükümlüdür.
Karayolları alt yapısı, işletmesi, trafiği, tabii afetler, meteorolojik şartlar ile arıza ve kaza hali dahil beklenmeyen sebeplerle ilgili olarak ortaya çıkan ve taşımanın devamına engel olan sebeplerin belirsiz bir beklemeyi mecburi kılması veya varış noktasına kadar gerekli zamanın iki katından daha fazla beklemeyi gerektirmesi halinde imkan olduğu takdirde, taşımacı başka bir güzergahı izleyerek taşımayı tamamlamak, aksi halde, yolcuyu, taşımanın yapıldığı güzergah üzerinde yolcunun istediği yerde indirmek veya yolcuyu hareket noktasına kadar geri getirmek zorundadır” hükmünü taşımakta olup, yönetmeliğin iptali istenilen 42/6. maddesinde de, 24.maddeye aykırı hareket eden taşımacıların yetki belgelerinin iptal edileceği ve iki ay geçmedikçe yeniden belge verilmeyeceği yolunda düzenleme yapılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta öncelikle, karayoluyla şehirlerarası yolcu taşıması sırasında meydana gelen bir trafik kazası sonunda taşımacıya uygulanacak olan müeyyide konusunda yukarıda tam metni yazılı Yönetmeliğin 24.maddesinin idareye yetki verip vermediğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Maddenin incelenmesinden de görüleceği üzere, taşımacının yükümlülüğünün düzenlendiği sözkonusu maddede; yolcuların çıkış ve varış noktası arasında sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapması açısıdan taşımacının alması gerekli tedbirler öngörülmüştür. Böylece maddede taşımacı ile yolcu ilişkilerini düzenlemeye yönelik hükümler yeralmıştır.
Bu haliyle, Yönetmeliğin 24.maddesinin, trafik kazası meydana gelmesi halinde kazayla ilgili konuda taşımacı firmalar için uygulanacak işlemleri içeren yasal bir düzenleme olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Karayoluyla şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapılabilmesi için zorunlu olan taşımacılık yetki belgelerinin düzenlenmesi konusunda yetkili olduğu açık bulunan davalı idarenin, yürütmekle yükümlü olduğu hizmetin iyi işlemesini sağlayabilmek açısından belirli koşulların geçekleşmesi halinde sözkonusu yetki belgelerini geri alabileceği kuşkusuzdur. Ancak, geri alma koşullarının önceden düzenlenmiş bir takım esaslara bağlanması gerekmektedir.
Nitekim, meydana gelen bir trafik kazasına bağlı olarak firmaların iki ay süreyle yetki belgelerinin iptali gibi ağır bir müeyyidenin uygulanması sonucunu doğurabilecek hususların (kazanın niteliği, taşımacı firmanın kazaya karışması ya da kazaya sebebiyet vermesi, kazanın ölümlü olması ya da olmaması, taşıyıcı firmanın aracının kusur oranı, oranın saptanmasında trafik kaza raporunun mu, mahkeme kararında kabul edilen kusur oranının mı esas alınacağı, belge iptal edilmeden önce bir uyarıya ihtiyaç olup olmadığı, belgenin iptalinin yurt çapında mı yoksa kazanın olduğu güzergah için mi uygulanacağı, sefer sayısı ile kaza sayısı arasında bir orantı kurmaya gerek olup olmadığ vb) idarece yapılan düzenlemede ayrıntılarıyla açıkca yeralmış olması gerekmekte olup; bu haliyle Yönetmelikte böyle bir müeyyide uygulanmasına olanak sağlayan düzenleme bulunmamaktadır.
Dava dosyasında bulunan davalı idarenin 18.2.1998 tarihli işleminde de belirtildiği gibi, belge iptali ile ilgili olarak firmalar hakkında uygulanacak işlemler konusundaki tereddütlerin giderilmesi açısından İçişleri Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmuş olması da bu konudaki boşluğun diğer bir göstergesi olmaktadır.
Bu durum karşısında, taşımacı-yolcu ilişkilerini ve taşımacıların yolculara karşı yükümlülüklerini belirleyerek bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde yetki belgesinin süreli olarak geri alınmasını öngören düzenlemenin, ölümlü trafik kazalarına karışan firmalar yönünden uygulanmasına olanak bulunmadığından, ölümlü kaza nedeniyle bu davada dayanak alınan uyuşmazlık konusu düzenlemenin iptaline olanak bulunmamaktadır.
Ancak belirtildiği üzere, taşımacı yolcu ilişkilerini düzenleyen ve yönetmeliğin 24.maddesinde sayılan sorumluluklarla sınırlı olarak yetki belgesinin geri alınmasını öngören 42/6.maddeye dayanılarak tesis edilen işlemin de bu düzenleme kapsamına girmemesi, başka bir dayanağının da bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın Yönetmeliğin 46/6.maddesine yönelik kısmının reddine oybirliğiyle, dava konusu uygulama işleminin iptaline oyçokluğuyla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi nedeniyle aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderinin yarısı olan …- liranın davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, ayrıca davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen …- lira avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine 5.10.1999 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY
Dava konusu bireysel işlem; davacı şirket ünvanı altında çalışan bir otobüsün ölümlü trafik kazasına karışması nedeniyle firmaya ait yetki belgesinin iki ay süre ile iptaline ilişkin olup, anılan işlem 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna göre hazırlanan “Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmelik”in 24. ve 42/6.maddelerine dayanılarak tesis edilmiştir.
Sözkonusu Yönetmeliğin 24.maddesinin ilk fıkrası “Taşımacı, yolcuların sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayacak tedbirleri almak ve yolcuyu taahhüt ettiği yere kadar götürmekle yükümlüdür.” hükmünü taşımakta 42/6.maddesi de “24.maddeye aykırı hareket eden taşımacıların yetki belgeleri iptal edilir ve iki ay geçmedikçe yeniden belge verilmez” hükmüne yer vermiş bulunmaktadır.
Yolcuların sağlıklı, güvenli ve rahat bir şekilde varış yerine götürülmesi gerektiği, yukarıda anılan Yönetmelik maddesinde taşıyıcı firmanın yükümlülüğü olarak hükme bağlamış olup; davacı şirket ünvanı altında çalışan otobüsün, ölümlü trafik kazasına karışması nedeniyle yolcuların güvenli, sağlıklı ve rahat bir biçimde varış noktasına ulaştırılamadığının ve taşımacı yükümlülüğünün yerine getirilemediğinin kabulü gerekmektedir.
Davacı şirkete ait aracın ölümlü trafik kazasına karışması nedeniyle uygulanacak işlemleri içeren düzenleme olarak; anılan yönetmeliğin esas alınması gerektiğinden, meydana gelen olayın yönetmeliğin 24.maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmek suretiyle davacı şirket hakkında aynı yönetmeliğin 42.maddesinin 6.fıkrası uyarınca iki ay süreyle yetki belgelerinin iptal edilerek faaliyetinin durdurulmasına ilişkin olarak tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla bireysel işleme karşı açılan davanın da reddi gerekirken, anılan işlemin iptali yolundaki çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz.