Danıştay Kararı 10. Daire 1998/1582 E. 1999/2239 K. 06.05.1999 T.

10. Daire         1998/1582 E.  ,  1999/2239 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/1582
Karar No : 1999/2239

Davacı : …
Davalı : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü
Vekili : …
İstemin Özeti : 2828 sayılı Yasa uyarınca ücretsiz olarak bakımı kabul edilen özürlü kızından ücret talep edilmesi hakkında aleyhine açılmış davaların geri çekilmesiyle mağduriyetinin önlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem ile dayanağı 19.8.1993 tarih ve 21673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 32. ve 47.maddelerinin; ücretsiz olarak Sosyal Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne kabul edilen çocuğu için Yönetmelik”de yapılan düzenleme üzerine ücret istenilmesinin yasal dayanağı bulunmadığı, dava konusu yapılan Yönetmeliğin dayanağı olan yasada ücret alınacağına dair bir hüküm yer almadığı iddialarıyla iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Usul yönündn davanın süresinde açılmadığı esas yönünden ise, dayanağını 2828 sayılı Yasadan alan ve dava konusu edilen Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Özürlülerin Tesbiti İncelenmesi, Bakım ve Rehabilitasyonuna Dair Yönetmelik ile Yasada tanımlanan muhtaç sakat kapsamındaki özürlülerin tesbiti incelenmesi bakım ve rehabilitasyonuna ilişkin esasların düzenlendiği, durumları aciliyet gösterenlerin dışında kalanların sıralamaya tabi tutulduğu ve durumu acil olmayan ücretli olarak yararlanabileceklerin son sırada bulunduğu, yeterli ekonomik güce sahip zihinsel, ruhsal ve bedensel özürlü olup anne ve/veya babası bulunan kişilerin merekeze ücretli kabul edilmelerinin hem hakkaniyete hem de sosyal hizmet anlayışına hem de vicdani sorumluluğa aykırı bir yönü olmadığı bu itibarla dava konusu Yönetmelik maddelerinin hukuka uygun olduğu savıyla davanın reddi istenilmiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 2828 sayılı Yasanın ilgili maddelerinde muhtaç ve özürlü kişilerin sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların belirlenmesi dava konusu Yönetmeliğe bırakılmıştır.
Yasanın amacı göz ününe alındığında her ne kadar herkesin sosyal hizmetlerden ücretsiz olarak yararlandırılması esas ise de ülkemizin ekonomik koşulları, hizmetten yararlanmak durumunda olanların sayıları, hizmeti sunan kurumun kapasitesi dikkate alındığında, hizmetten yararlanacak olanların öncelik sırasına göre belirlenmek ve ekonomik gücü yeterli olan, anne ve/veya babası bulunan özürlülerden bir miktar ücret alınacağının kurala bağlanmasından dolayısıyla sözkonusu düzenlemeye istinaden davacıdan ücret istenilmesinde yasaya, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava,davacının zihinsel özürlü kızının bakımı için ücret istenilmesi yolundaki işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve 19.8.1993 tarih ve 21673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Özürlülerin Tesbiti,İncelenmesi,Bakım ve Rehabilitasyonuna Dair Yönetmelik”in ücret tahsiline ilişkin 32 ve 47.maddelerinin iptali isteğiyle açılmıştır.
2577 sayılı İYUK’nun 7 nci maddesinin 4 numaralı bendinde,ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin,ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı,ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin,düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut ikisi aleyhine birden dava açabileceği; düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Davacının kızı 16.5.1982 tarihi itibariyle davalı Kuruma ait … Bakım ve Rehabilitasyon merkezine ücretsiz olarak kabul edilmiş olup,dava konusu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 19.8.1993 tarihinden sonra 3.10.1993 tarihli Genel Müdürlük onayından itibaren de davacıdan bakım ücreti istenilmeye başlanmıştır.Ayrıca,bu tarihten sonra davacının ücret alınmaması yolunda Kuruma başvuruları olduğu gibi ücret ödememesi nedeniyle hakkında dava açılmış ve icra takibinde de bulunulmuştur.
Bu itibarla,Yönetmeliğin Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dava açma süresi geçtiği gibi Kurum tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan alacak davasından vazgeçilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvuruya verilen cevap da Yönetmeliğin iptali için yeni bir dava açma süresiki başlatmamaktadır.
Davanın işleme yönelik kısmına gelince; … ve … Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan ve 1993 yılından itibaren tahakkuk eden toplam 472.380.000TL tutarındaki bakım ücretinin tahsili için açılan davalardan vazgeçilmesi istemiyle yapılan başvuruya davaya devam edilmesinin uygun görüldüğü yolunda verilen cevap idari davaya konu olabilecek idari işlem niteliğinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,davanın Yönetmeliğin iptaline ilişkin kısmının süreaşımı yönünden,işleme yönelik kısmının ise incelenmeksizin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Davalı idarenin süre defi yerinde görülmeyerek esasa geçildi.
Dava, davacının Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde ücretsiz olarak bakımı kabul edilen özürlü kızı için ücret talep edilmesi hakkında aleyhine açılmış olan davaların geri çekilmesiyle mağduriyetinin önlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin ve dayanağı 19.8.1993 tarih ve 21673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 32. ve 47.maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 1.maddesinde, Bu Kanunun amacı; korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk özürlü, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemek olarak belirtilmiş, 3.maddesi “a” fıkrasında Kanunda geçen, “Sosyal Hizmetler”; kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve proğramlı hizmetler bütününü, “b” fıkrasında, “Korunmaya muhtaç çocuk”; beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
1-Ana veya babasız, ana ve babasız,
2- Ana veya babası veya her ikiside belli olmayan,
3- Ana ve babası veya her ikisi tarafından terkedilen,
4- Ana ve babası tarfından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen, çocuğu,
“c” fıkrasında, “Özürlü”; doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişiyi
“d” fıkrasında ise, Sosyal hizmet kuruluşlarından olan “Bakım ve rehabilitasyon Merkezleri”, bedensel, zihinsel ve ruhsal özürleri nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olan kişilerin, fonksiyon kayıplarını gidermek ve toplum içinde kendi kendilerine yeterli olmasını sağlayan beceriler kazandırmak ve bu becerileri kazanamayanlara devamlı bakmak üzere kurulan sosyal hizmet kurumlarını ifade edeceği açıklanmıştır.
Anılan Yasanın 15.maddesinde, sosyal hizmet kuruluşlarının görevleri, bu kuruluşlarda çalışan personelin görev, yetki ve sorumluluklarının 3.maddedeki tanımlar, 4.maddede belirtilen genel esasların, dikkate alınarak Yönetmelikle düzenleneceği, 21.maddesinde, Kurum, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle görevli olduğu, bu kişilerin Kuruma duyurulmasında ve incelemeye ilişkin olarak Kurum ile işbirliğinde bulunulmasında mahalli mülki amirler, sağlık kuruluşları ve köy muhtarları ile genel kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta memurlarının yükümlü oldukları kurala bağlanmış, aynı Yasanın 26.maddesinde de, Korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların bir Yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Yasanın 15, 21. ve 26.maddeleri dayanak alınmak suretiyle hazırlanan ve 19.8.1993 tarih ve 21673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Özürlülerin Tesbiti, İncelenmesi, Bakım ve Rehabilitasyonuna Dair Yönetmelik’in 32.maddesi ile özürlülerin merkeze alınmasında öncelik gerektiren durumlar saptanmış olup, sözkonusu maddede, Merkezlere alınacak özürlülerin kabulünde aşağıdaki sıralamaya göre belirlenen önceliklerin aranması,
a) Anne ve babası ölmüş, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde olan özürlüler,
b) İleri derecede zihinsel, ruhsal ve bedensel özürlü olan anne ve/veya babaya sahip sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde olan özürlüler
c) Birden fazla özürlüye sahip, okonomik ve sosyal yoksunluk içinde olan ailelerin durumu en acil olan özürlüsü
d) Boşanma ve terk sonucu ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde olan anne veya babaya sahip özürlüler,
e) Anne ve babası ölmüş, ekonomik gücü olup bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretli yararlanabilecek durumda olan özürlüler,
f) Yeterli ekonomik güce sahip, ileri derecede zihinsel, ruhsal ve bedensel özürlü anne ve/veya babası olan, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretli yararlanabilecek durumda olan özürlüler,
g) Anne ve babası bulunan, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretli yararlanabilecek durumda olan özürlüler,
h) Yeterli ekonomik güce sahip olmayan, anne ve babası bulunan, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz gündüzlü yararlanabilecek özürlüler,
ı) Bakım ve rehabilitasyon merkezlerinden ücretli yararlanabilecek özürlüler olarak sıralanıp, durumları aciliyet gösteren özürlülerin sıraya bakılmaksızın kabul edilmesi benimsenmiştir.
Aynı Yönetmeliğin 47.maddesinde ise, ücretlerin her yıl Ocak ayında tesit edileceği, gerektiğinde yıl içinde Genel Müdürlüğün ücretlerde değişiklik yapabileceği, ücretlere ilişkin uygulamanın aşağıdaki esaslara göre yürütüleceği belirtilirken “a” fıkrasında, Yönetmeliğin 32.maddesindeki (a,b,c,d.e) ve (i) bentlerinde belirtilen özürlülerin ücretsiz, bunun dışındakilerin ücretli olarak alınacakları,
“b” fıkrasında, Hizmete ücretli olarak dahil edilenlerin ücretlerinin mazeretsiz olarak 10 gün içinde yatırılmadığı takdirde idarece özürlüye, velisine veya vasisine duyuru yapılacağı, bu duyuruya rağmen ücretlerini 10 gün içerisinde ödemeyenlerin il müdürlüğünün onayı ile hizmet dışı bırakılacağı,
“c” fıkrasında da, Hizmete ücretsiz olarak kabul edildikten sonra özürlünün, velisinin veya vasisinin ücretleri ödeyecek kadar mal ve geliri bulunduğu anlaşılanlar hakkında yasal işlem yapılacağı ve geçmiş ücretler tahsil edilerek hizmetin, ücretliye dönüştürüleceği, kararın kabul edilmemesi halinde özürlünün il müdürlüğünün teklifi, valinin onayı ile aileye iade edileceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, 16.5.1989 tarihinde … Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne kabul edilen davacının özürlü kızının ücretli bakımına esas oluşturmak üzere yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda ailesinin ekonomik gelirinin yeterli bulunması nedeniyle kurumda ücretli olarak bakılması gerektiği sonucuna ulaşılmış ve bu rapora istinaden 1993 yılından itibaren davacıdan kızının bakımı için yıllık olarak belirlenen miktarlar istenilmiş ve ödenmemesi üzerine olayın yargıya intikal ettirildiği anlaşılmıştır.
Sosyal değişmeyle ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve sorunların çözümlenmesi ve önlenmesinde önemli bir unsur olan sosyal hizmetlerin etkili bir rol aynadığı tartışmasızdır. Bu hizmetlerin; aile yaşamını güçlendirmeyi, sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde bulunan kişileri Devletin koruyucu şemsiyesi altına almayı, değişen koşullara bu kişilerin uyumunu sağlamayı amaçladığı gözönünde bulundurulduğunda sosyal hizmetlerin çağdaş bir anlayış ve bilimsel uygulamalara paralel olarak yerine getirilmesi ve ihtiyaçlara cevap verebilmesi ancak toplum kaynaklarından azami derecede yararlanması olanağının sağlanması ölçüsünde mümkün olabilecektir.
2828 sayılı Yasa korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle davalı kurumu yetkili kılmış ancak tespit ve inceleme yapılırken aranılacak koşullar belirlenmemiş korunmaya , bakıma, yardıma muhtaç aile, özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların, belirlenmesi Yönetmeliğe bırakılmıştır.
Ülkemizin mevcut koşullarına göre korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin sosyal hizmetlerden yararlanma taleplerinin tümünün karşılanması mümkün olmayıp özürlülerin başvurularının öncelik sırası belirlenmek suretiyle değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda Yasanın tanıdığı yetkiye istinaden düzenlenen Yönetmelikle yeterli ekonomik güce sahip, zihinsel, ruhsal ve bedensel özürlü olup anne ve/veya, babası bulunan kişilerden davalı kurumca sunulan sosyal hizmetlerden faydalanırken hizmetin maliyeti de gözönünde bulundurulduğunda bir miktar ücret istenilmesi esasının benimsenmesinde, kamu yararı ve hizmetin gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Davacının ücret uygulamasının ilk olarak dava konusu Yönetmelikle getirildiği iddiasına gelince; Dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırdığı 8.1.1987 tarih ve 19335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Yönetmelikte de ücret konusu düzenlenmiş kendisine bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan yada bakmakla yükümlü kimsesi olup ta ekonomik gücü yeterli olmayan özürlülerin Merkez’e ücretsiz diğerlerinin ise ücretli alınacakları hükme bağlanmış olduğundan davacı iddiasına itibar etme olanağı bulunmamaktadır.
Ayrıca davacının çocuğunun merkeze kabul edildiği dönemde de ücret uygulamasının mevcut olduğu halde ücretsiz olarak kabul edilmiş olduğu dikkate alındığında kazanılmış hakkın geri alınmasından da sözetme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta pulunun isteği halinde davacıya iadesine, davalı idare vekili için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 6.5.1999 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunun 15.maddesinde, sosyal hizmet kuruluşlarının görevleri, bu kuruluşlarda çalışan personelin görev, yetki ve sorumluluklarının 3.maddedeki tanımlar 4.maddede belirtilen genel esasların dikkate alınarak Yönetmelikle düzenleneceği, 21.maddesinde, kurumun, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle görevli olduğu, bu kişilerin Kuruma duyurulmasında da ve incelemeye ilişkin olarak kurum ile işbirliğinde bulunulmasında mahalli mülki amirler, sağlık kuruluşları ve köy muhtarları ile genel kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta memurlarının yükümlü oldukları, 26.maddesinde ise, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tesiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların bir Yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik yukarıda anılan Yasa maddeleri dayanak alınmak suretiyle hazırlanmıştır. Dayanak alınan maddelerde ücrete yönelik herhangi bir ibareye yerverilmediği gibi Yönetmelikle düzenlenecek konular, sosyal hizmet kuruluşlarının görevleri, bu kuruluşta çalışan personelin görev, yetki ve sorumlulukları ile korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılması olarak belirlenmiştir.
Sosyal hizmetler, maddi, manevi ve sosyal yoksunlukların giderilmesine ve ihtiyaçların karşılanmasına, sosyal sorunların önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olmayı ve hayat standartlarının iyileştirilmesini, yükseltilmesini amaçladığına göre sosyal hizmetlerin ücret karşılığı sunulmasının sözkonusu olamayacağı dolayısıyla Anayasa’da yerini bulan sosyal devlet olma ilkesinin bir gereği olarak sözkonusu hizmetlerden muhtaç ve özürlü olan herkesin aynı ölçüde yararlandırılması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu çerçevede yasa ile düzenlenmeyen ve Yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen konular kapsamında yer verilmeyen sosyal hizmetlerin, bedel karşılğı sunulması koşulunun Yönetmelikle getirilmesine olanak bulunmadığından dava konusu işlemin ve dayanağı düzenleyici işlemin iptali gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.