Danıştay Kararı 10. Daire 1998/1443 E. 2000/5627 K. 13.11.2000 T.

10. Daire         1998/1443 E.  ,  2000/5627 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1998/1443
Karar No : 2000/5627

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Dava, davacının ihbar ikramiyesi ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davayı reddetmiştir.
Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Uyuşmazlığın görüm ve çözümünde görevli mahkeme vergi mahkemesidir.
Açıklanan nedenle temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacının ihbar ikramiyesi ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…İdare Mahkemesi, … tarihine kadar yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten ve şirket ortağı olan davacının özellikle 1989 takvim yılı itibariyle şirket faaliyetlerinden haberdar olduğu, şirketin yönetim kurulu üyesi olarak vergi kaçırma eylemine iştirak ettiği, 1989-1990-1991-1992 yıllarına ait bilgi ve belgeleri 20.10.1993 tarihinde davalı idareye vermiş olması ve ihbarda bulunmuş olmasının davacının beş yıllık süreç içerisinde neden ihbarda bulunmadığı çelişkisini ortaya çıkardığı, vergi kaçırma eylemi dolayısıyla şirketin elde ettiği ilave kazancın olanaklarından davacınında yararlandığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6.maddesinde; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerle, bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaların görüm ve çözümü vergi mahkemelerinin görevleri arasında sayılmış; 5.maddesinde ise idare mahkemelerinin görev alanı, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki idari davaların görüm ve çözümü olarak saptanmıştır.
1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerinin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiye Hakkında Kanunun 6.maddesinde ise “Bina, arazi ve arsalardan tahrir harici kalanlar ile kazanç, hayvanlar, veraset ve intikal, muamele, dahili istihlak ve damga gibi daimi vergilerden yanlış beyanname vermek veya çift defter tutmak veya sair suretlerle ketmedilmiş olanları haber verenlere tahakkuk edecek vergi ve misil cezaları mecmuu üzerinden aşağıdaki nispetler dahilinde ikramiye verilir.” Hükmü yer almaktadır.
Dava ve temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; davacının 20.9.1989 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin 1989-1990-1991 ve 1992 yıllarında vergi kaçırdığı yolunda ihbarda bulunduğu, bu nedenle tarafına ihbar ikramiyesi verilmesini istediği, isteminin reddi üzerine bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
1905 sayılı Yasanın 6.maddesine göre yapılan ihbar sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporlarına göre salınan vergi ve kesilen cezaların belirli oranı üzerinden ihbar ikramiyesi ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda bir vergiyle bağlantılı bulunan ihbar ikramiyesiyle ilgili davanın, vergi ile ilgili uyuşmazlık sonucunda ortaya çıkan hukuki duruma bağlılığı karşısında, bu iki uyuşmazlığın gerek usul ekonomisi ve gerekse davaların farklı mahkemelerde görülmesinin uygulamada ortaya çıkardığı sakıncalar nedeniyle 2576 sayılı Yasanın 6.maddesi uyarınca vergi mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla salınan vergi ve kesilen cezaların belirli bir oranı olarak saptanan ihbar ikramiyesine ilişkin bulunan bu davanın esası hakkında idare mahkemesince karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan idare mahkemesine gönderilmesine 13.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.