Danıştay Kararı 10. Daire 1997/685 E. 1998/2518 K. 11.06.1998 T.

10. Daire         1997/685 E.  ,  1998/2518 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/685
Karar No : 1998/2518

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalılar) : 1- T.C Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
2- … Sanayi T.A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekili : 1-…
2-…
İstemin Özeti : 10.10.1977-9.6.1987 tarihleri arasında … Sanayi Türk A.Ş. Genel Müdürlüğünde teknisyen olarak çalışan davacının bu hizmetleri için fiili hizmet süresi zammından yararlandırılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince davanın süre yönünden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davalı idarelerce yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Emeklilik işlemlerinde, fiili hizmetten sayılması kabul edilen ve bu haliyle emekliliğe ilişkin olan fiili hizmet süresi zammının niteliği gereği ilgililerin emekli oluncaya kadar başvuruda bulunabilecekleri ve başvuruların reddi halinde dava açabileceklerinin kabulü ve kesinleşmiş bir yargı kararı olmadıkça yasada sayılan hizmetlerinin başlangıçtan itibaren değerlendirilmesi gerektiğinden halen davalı idarede çalışan davacının bu yoldaki isteğinin reddi üzerine açılan davayı daha önce yapılan başvurular üzerine dava açılmadığı gerekçesiyle süre yönünden reddeden idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava davacının fiili hizmet süresi zammından yararlandırılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacının fiili hizmet süresi zammından yararlandırılması istemiyle 6.7.1992 tarihinde başvuruda bulunduğu, bu isteminin 20.1.1993 tarihli işlemle reddedildiği, davacının 26.4.1993, 20.10.1993 ve 26.7.1995 tarihlerinde başvurularını yinelediği, son başvurusuna verilen 18.8.1995 tarihli cevaba karşı bu davanın açıldığının anlaşıldığı oysa davacının 6.7.1992 tarihli başvurusuna altmış gün içinde cevap verilmemesi üzerine bu tarihten itibaren işlemeye başlayan altmış günlük süre içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 18.10.1995 tarihinde açılan davanın incelenme olanağı bulunmadığı ve aynı idareye, aynı nitelikte yapılan başvuruların yeni dava açma süresi ihdas etmeyeceği gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığı iddiasıyla temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
5434 sayılı Yasanın 32. maddesiyle bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra belirtilen vazifelerde geçen fiili hizmet sürelerinin her yılı için hizalarında gösterilen müddetlerin ekleneceği öngörülmüş; aynı Yasa’nın 33. maddesinde de fiili hizmet müddeti zamları’nın emeklilik muamelelerinde fiili hizmet sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Yasa hükmünden anlaşılacağı üzere fiili hizmet süresi zammı uygulaması bazı ağır ve yıpratıcı görev ve hizmetlerde çalışanların daha kısa sürede emekli olmaları amacını taşımaktadır. Fiili hizmet zammı uygulaması gereği, hesaplanan süreler emekliliğe esas hizmet süresi içinde değerlendirilmektedir.
Bu durumda emeklilik işlemlerinde esas alınacak olan fiili hizmet süresi zammına ilişkin olarak ilgililerin emekli oluncaya kadar başvuruda bulunabilecekleri ve başvurularının reddine ilişkin işlemleri de süresinde dava konusu edebileceklerinin kabulü gerekir. Daha önceki başvurularının reddine ilişkin işlemler hakkında verilmiş bir yargı kararı olmadıkça da, ilgililerin bütün hizmetlerine yönelik fiili hizmet zammı uygulaması için başvuruda bulunmaları, başvuruların reddi üzerine dava açmaları mümkündür. Ancak, ilgililerin daha önceki başvurularının reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açtıkları davanın reddi yolunda verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunması halinde, bu yargı kararının kapsadığı dönem için ilgililerin fiili hizmet süresi zammından yararlandırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla halen çalışmakta olan ve önceki başvurularının reddine ilişkin işlemler hakkında da dava açmayan davacının, son başvurusu sonucu verilen yanıt üzerine süresinde açtığı davanın esasının incelenerek uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabülüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozularak dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 11.6.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.