Danıştay Kararı 10. Daire 1997/6513 E. 2000/128 K. 20.01.2000 T.

10. Daire         1997/6513 E.  ,  2000/128 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/6513
Karar No : 2000/128

Temyiz Eden (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : A.B.D.uyruklu davacının Hristiyanlık propagandası yaptığından bahisle ikamet tezkeresinin iptaliyle, Türkiye’ye girmesi yasak kişiler kapsamına alınması ve sınırdışı edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; … İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Yabancı uyruklu davacının sınırdışı edilmesine ilişkin işlemin 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine uygun olarak tesis edilmiş olduğu görüşüyle, dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; A.B.D.uyruklu davacının Hristiyanlık propagandası yaptığından bahisle ikamet tezkeresinin iptaliyle, Türkiye’ye girmesi yasak kişiler kapsamına alınması ve sınırdışı edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi; dava dosyasının incelenmesinden, davacının Türkiye’de bulunduğu süre içinde Hristiyanlık propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan kamu davasında ileri sürülen suçtan beraat ettiğinin anlaşıldığı, bu hale göre davacının suç sayılmayan eyleminden dolayı Pasaport Kanunu ile Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine aykırı davrandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
Davalı idare, anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet Ve Seyahatleri Hakkında Kanunun 19. maddesinde, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınırdışı edilebileceği; 22.maddesinde, Türkiye’den sınır dışı edilenlerin İçişleri Bakanlığı’nın hususi müsaadesi alınmadıkça Türkiye’ye dönemeyecekleri öngörülmüş, aynı yasanın 7/B maddesinde ise Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemeyecek durumda olan veya faaliyette bulunan yabancılara ikamet tezkeresi verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan, 5682 sayılı Pasaport Kanunun 8/5 maddesinde ise, Türkiye Cumhuriyetinin emniyetini ve umumi nizamını bozmak niyetiyle veya bozmak isteyenlere ve bozanlara iştirak veya yardım etmek maksadıyla geldikleri sezilenler Türkiye’ye girmeleri memnu kimseler arasında sayılmıştır.
Aktarılan yasa hükümlerinde yer alan, siyasi ve idari icaplara aykırı hareket, örf ve adetle yahut siyasi icabatla telif edilemeyecek durum, kamu düzenini bozmak niyeti, kamu düzenini bozanlara katılmak yada yardım etmek amacıyla geldiğinin sezilmesi gibi tanımlamalarla idareye yurda girişine izin verilecek veya yurtta kalmasına izin verilecek yabancılarla ilgili olarak karar almak konusunda geniş takdir yetkisi tanındığı açıktır. Kaldıki temyize konu mahkeme kararında belirtilenin aksine, yabancı uyruklu şahsın ikamet tezkeresinin iptalini, sınırdışı edilmesini ve yurda girişinin yasaklanmasını gerektiren durumların mutlaka suç niteliği taşıması ve bunun yargı kararıyla belirlenmiş olması zorunluğu bulunmamaktadır. Bu haliyle, idareye tanınan takdir yetkisi, yabancılar hukuku açısından dikkate alındığında, devletin hükümranlık haklarının doğal sonucu olup; kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; A.B.D. uyruklu davacının, … İlinde Türk Vatandaşlarına yönelik olarak Hristiyanlık propagandası yaptığı, bu amaçla evinde toplantılar düzenlendiği, aynı dönemde yurt içinde birden çok bölgede aynı nitelikte eylemlerin de bulunduğu, davacının ise bu eylemleri sebebiyle yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca 1986 yılında sınıdışı edildiği ve Türkiye’ye girmesi yasaklanan kişiler kapsamına alındığı, 16.6.1996 tarihinde de Türkiye’ye giriş yapmakta iken girişinin engellendiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, davacının eylemiyle ilgili olarak açılan dava sonucunda beraat kararı verilmişse de yukarıda açıklandığı üzere, ilgilinin fiilinin suç niteliği taşıması ya da bu eylemin yargı kararıyla belirlenmiş olması zorunlu bulunmadığından, davacının ikamet tezkeresinin iptal edilip sınır dışı edilmesinde ve Türkiye’ye yasak kişiler kapsamına alınmasında, kamu düzeninin korunması amacına ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Türkiye’den sınır dışı edilenlerin İçişleri Bakanlığı’nın hususi müsaadesi alınmadıkça Türkiye’ye dönemeyecekleri yönündeki yasal düzenleme gereği, böyle bir müsaade almadan Türkiye’ye giriş yapmak isteyen davacının girişinin engellenmesinde de mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20.1.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.