Danıştay Kararı 10. Daire 1997/6244 E. 1998/2504 K. 10.06.1998 T.

10. Daire         1997/6244 E.  ,  1998/2504 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/6244
Karar No : 1998/2504

Temyiz Eden (Davalı) : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü – ANKARA
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Gar Müdürlüğünde makasçı olarak görev yapmaktayken ayağının tren dizisi altında kalması nedeniyle sakat kalan davacının uğradığını öne sürdüğü maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açtığı davanın kısmen kabulüne karar veren … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı öne sürülen temyiz isteminin
reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddiyle bozulması istenen kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, … Gar Müdürlüğünde makascı olarak görev yapmaktayken 2.5.1990 tarihinde posta vagonunu diziye bağlamak için araya girdiği sırada ayağının kayması sonucu tren dizisi altına düşerek sakat kalan davacının, uğradığını öne sürdüğü 150.000.000.-lira maddi, 50.000.000.-lira manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının görevi başında geçirdiği iş kazası sonucu beden gücünün % 45’ini kaybettiğinin sağlık kurulu raporlarıyla sabit olduğu, ancak olayın posta vagonunun diziye bağlanması için yapılan manevra sırasında dizilerin tamamen yavaşlamış olduğu bir anda vagonu bağlamak için davacı araya girdiğinde havanın çok yağışlı olması nedeniyle ayağının kayması sonucu meydana geldiği, davacının havanın yağışlı olduğunu dikkate almadan ve dizilerin tamamen durmasını beklemeden dikkatsiz, tedbirsiz ve aceleci davranması nedeniyle iş kazasına sebebiyet vermiş olduğu, bunun da davacının kendi kusurundan ileri geldiği, zira davacının havanın yağışlı olması nedeniyle bastığı zeminde ayağının kayabileceğini düşünerek dikkatli ve tedbirli hareket ederek dizilerin tamamen durmasını beklemesi gerekirken bunu yapmayıp acele ve tedbirsizliği sonucu kazaya sebebiyet verdiğinden olayda tamamen kendisinin kusurlu olduğu sonucuna varıldığı ve davacı her ne kadar görevinin makascı olduğunu, manevra işlerinde görevlendirilemeyeceğini iddia etmekte ise de, dosyada mevcut 514 sayılı Genelgede makasçıların manevracıya bağlı olduğu ve makascıların esas görevlerinin manevracılara refakat olduğu belirtildiğinden aksine ileri sürülen iddiada isabet görülmediği ve bu durumda idareye atfedilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığından idarece tazmini gerekecek bir hususun söz konusu olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Dairemizin 21.11.1994 tarih ve E:1993/3430, K:1994/5950 sayılı kararıyla da, olayın bir kamu hizmeti olan demiryolu ulaşımı hizmetinin görülmesi sırasında meydana geldiği ve kamu görevlisi davacının görevi başında yaralanarak çalışma gücünü % 45 oranında kaybettiği, kamu görevlilerinin kendi kusurlarından kaynaklanmayan, görev sırasında uğradıkları zararın idarenin kusurunun olmadığı hallerde de kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazmini gerektiği, olayda davacıya kusur yüklenebilecek bir bilgi ve belgeye rastlanamadığı, olayla ilgili soruşturma raporunda da posta vagonunun diziye bağlanması sırasında manevrada sonda görevli davacının kroşe bağlanma işini yapmak isterken araya gireceği sırada havanın yağışlı olması sebebiyle ayağının kayarak düştüğü ve manevrada görevli personelin ihmal ve kusurunun görülmediği kanaatına varıldığının belirtildiği, bu durumda da olay nedeniyle % 45 oranında çalışma gücünü kaybeden davacının uğradığı zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre idarece tazmini gerektiği gerekçesiyle, temyizen incelenen anılan mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin belirtilen bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Dairemiz kararındaki gerekçeler esas alınarak davacının uğradığı zararın kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince idarece tazmini gerektiği belirtildikten sonra, zararın belirlenebilmesi için ara kararıyla sorulması üzerine davacının tedavisinden sonra 9.1.1991 tarihinden itibaren kitans memuru olarak göreve başlatıldığının, ancak ünvan değişikliği yapılmadığından makascı ünvanıyla maaş ödendiğinin bildirildiği, bu haliyle davacının özlük ve parasal haklarında maddi bir kayba uğramadığı, tazmini gereken maddi bir zararı olmadığı, ancak olayınoluş şekli ve davacının bir ayağını kaybetmesi nedeniyle duyduğu elem ve acının kısmen de olsa giderilebilmesi için takdiren 50.000.000.-lira manevi tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın maddi tazminata ilişkin kısmının reddine, manevi tazminata ilişkin kısmının kabulüyle 50.000.000.-lira manevi tazminatın davacıya ödenmesine manevi tazminata faiz yürütülmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı idare, hizmetiçi eğitim, talimat ve genelgelere uygun davranmayan davacının kendisinin kusur ve tedbirsizliği sonucu yaralandığı iddiasıyla anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 0.6.1998 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AYRIŞIK OY :
Temyiz ve dava dosyasına göre davanın … Gar Müdürlüğünde makascı olarak görev yapmakta olan davacının 2.5.1990 gününde posta vagonunu bağlamak için araya girmesi sırasında ayağının kayması sonucu dizi altına düşerek sakat kalması ve beden çalışma gücünün % 45’ni kaybetmesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararların tazminine yönelik olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin istihdam ettiği personeline duyurulmak için yayınladığı bildiriler ve hizmetin işleyişini düzenlediği bir takım talimatnameleri olduğunun dikkate alınarak, manevra hareketinin yapılması sırasında verilen talimatlara uygun hareket edilip edilmediğinin de incelenmesi gerekmektedir. Her ne kadar idari tahkikat raporundan böyle bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılmakla beraber, temyiz ve dava dosyasındaki bilgilerin incelenmesinden olayda davacının havanın yağışlı olmasını dikkate alarak dizilerin tamamen durmasını beklemesi gerekirken bunu yapmadığı, aceleci davranarak dizinin yavaşladığı bir sırada araya girdiği saptanmaktadır. Bu durumda davacının gerekli özeni göstermediği ve dikkatsiz ve tedbirsiz olarak davranması nedeniyle iş kazasının meydana geldiği açık bulunduğundan olayın tamamen kendi kusurundan kaynaklandığının kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yoldaki çoğunluk kararına katılmıyoruz.