Danıştay Kararı 10. Daire 1997/3728 E. 1998/1374 K. 02.04.1998 T.

10. Daire         1997/3728 E.  ,  1998/1374 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/3728
Karar No : 1998/1374

Temyiz Eden (Davalı) : Maliye Bakanlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacıya ait iken Suriye Devletince el konularak kullanılmasına engel olunan Suriye’nin Halep İli’ne bağlı Afrin ilçesindeki tarla vasıflı taşınmazları nedeniyle yoksun kaldığı gelirin; 1062 sayılı Yasanın 1. Maddesinin 2. bendi hükmü gereğince, 1966 yılından bu yana Maliye Bakanlığı tarafından kiraya verilerek yönetilmekte olan Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait taşınmaz mallardan elde edilen gelirlerden karşılanması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralının yer aldığı, bu bağlamda; idarelerin yasalarla kendilerine verilen kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak örgütü kurmak, araç, gereç ve personeli o hizmetin gereklerine uygun biçimde hazırlamak ve gerekli mevzuat düzenlemesini süresinde yapmakla yükümlü olduğu, hizmetin iyi veya gereği gibi işlememesinden dolayı kişilerin zarara uğraması durumunda idarenin hukuksal sorumluluğunun sözkonusu olduğu ve uğranılan zararın hizmeti yürütmekle görevli idarece tazmini gerektiği; 1062 sayılı, Hudutları Dahilinde Tebamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, idari mukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye’deki tebaasının hukuku mülkiyetinin Bakanlar Kurulu Kararıyla mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayrimenkulatına vaziyet olunabileceğinin, vaziyet edilen emvalin varidatının ve ledelicap tasfiyelerinden mütevellit hasılatın, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nisbetinde, zarar gören Türk tebaasına tevzi olunacağının kurala bağlandığı, 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hazinece El Konulan Mallarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin” 35. maddesinde ise, Suriyelilere ait el konulan taşınır ve taşınmaz mallarla her çeşit hak ve menfaatlerin idaresinden mütehassıl meblağ ve Maliye Bakanlığınca mal sandıklarına devrine lüzum gösterilen paraların “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilere Ait Mallar” adıyla adi emanetler defterinde açılan partiye kaydolunacağının düzenlendiği, dava dosyasının incelenmesinden; davacının Suriye Devletinin Halep İli Afrin İlçesinde bulunan taşınmazlarına 1966 yılında el konulmak suretiyle tasarrufunun engellendiğinin, 1062 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılan 1.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek yönetmelik hükümleri uyarınca da buna misilleme olarak Suriye Vatandaşlarının Türkiye’de bulunan taşınmazlarına kısıtlayıcı tedbirler konulduğunun, 26.2.1971 tarihli protokolle bu tedbirlerin kısmen kaldırılarak, protokolun 4. maddesinin 2. fıkrası gereği davacıya ödemede bulunulduğunun, daha sonra davacıya Hatay’ın Reyhanlı İlçesindeki Suriye uyruklu kişilere ait 400 dekarlık yerin kiralandığının, davacının 1984 yılına kadar bu taşınmazlara tasarruf ettiğinin ve 1984 yılında da 91 sayılı genelge uyarınca kiralama uygulamasından vazgeçildiğinin, emlak sorununun çözümü konusunda Türkiye ve Suriye Hükümeti arasında 9.5.1972 tarihli protokol hazırlandığının, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı yasa ile kabul edildiğinin, Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı Kararıyla bunun onaylandığının, ancak Milli Güvenlik Kurulunun, sözleşmenin yürürlüğe girmesini sakıncalı bulması üzerine onay belgesinin teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatına dayanılarak durdurulduğunun, ayrıca, 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından Türkiye-Suriye Karma Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan protokolün de yürürlüğe konulmadığının anlaşıldığı; bu durumda, Suriye’deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının gelir yoksunluğuna uğramasında kusurlu davrandığı sabit olan davalı idarece, 1062 sayılı Yasanın 1. Maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye’deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden, davacının kanıtlayacağı nisbetteki zararının ödenmesi gerekirken, bu yoldaki isteminin reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek durdurulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 2.4.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.