Danıştay Kararı 10. Daire 1997/37 E. 1998/1336 K. 31.03.1998 T.

10. Daire         1997/37 E.  ,  1998/1336 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/37
Karar No : 1998/1336

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü – ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : Sandığa tabi emekli olan davacı, eşinin katarakt ameliyatı sırasında resmi sağlık kurumunda bulunmadığı için dışarıdan aldığı tıbbi malzemelerin bedelinin sandıkça ödenmeyen kısmını oluşturan 14.471.000.-liranın yasal faiziyle ödenmesi, ayrıca duyulan üzüntü ve sıkıntının yolaçtığı manevi zarara karşılık 500.000.000.-lira manevi tazminatın ödenmesi istemiyle açtığı davanın reddine karar veren … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı öne sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının temyiz isteminde bulunduktan sonra, 14.1.1997 tarihinde kayda geçen dilekçesiyle dosyaya konulmak üzere verdiği … İdare Mahkemesi’nin E:…, K:… sayılı kararının davacının eşinin bir başka ameliyatı nedeniyle bedeli ödenmeyen “Endolaser Probu” sarf malzemesine ilişkin olduğu, temyizen incelenen karara konu uyuşmazlıkla ilgisi olmadığı anlaşıldığından, davacının emsal olarak sunduğu kararla, temyize konu karar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır.
Temyize konu karara gelince: 5434 sayılı Yasa’nın Geçici 139.maddesinde ayakta veya konutda yapılan tedavi sırasında kullanılan ilaç bedelinin % 10’unun ilgililerce ödenmesi öngörülmüş, bunun dışındaki muayene ve tedavi giderlerinin belirtilen sağlık kuruluşlarında yapılmak kaydıyla sandıkça karşılanacağı belirtilmiş, ilaç bedeli dışındaki giderlerin bir bölümünün ilgililerce karşılanacağı yolunda başkaca bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Davacının eşinin ameliyatı resmi sağlık kuruluşunda yapılmıştır. Sağlık hizmetini yürüten idarenin bu hizmeti yürütmesi sırasında hizmetin işleyişi ve yerine getirilmesiyle ilgili hertürlü aracı ve imkanı sağlayarak hizmete hazır bulundurmak zorunda olduğu dikkate alındığında bu sağlık kuruluşunda bulunmayan tıbbi malzemelerin ameliyat olacak ilgililerden temin edilmesini istemenin, hem de ilgililere piyasada oluşan en düşük fiyatla teminini şart koşmanın yasal bir dayanağı bulunmadığı gibi, idarenin bütünlüğü ilkesine göre uygulama bir yandan sosyal güvenlik hizmetinin, bir yandan da sağlık hizmetinin niteliği gereği sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmamaktadır.
5434 sayılı Yasa hükümlerine göre belirtilen sağlık kurumu ve kuruluşlarında yapılan muayene ve tedavi giderlerinin tamamının sandıkça karşılanması gerektiğinden, bu giderlerin bir bölümünü ilgililere yükleme olanağı olmayıp, ilgililerin sık yapılan bir ameliyat sırasında bile dışarıdan temin etmek ve başlangıçta parasını kendilerinin ödemek zorunda kaldığı tıbbi malzeme giderlerinin, ilgililerin sunduğu faturanın gerçeğe aykırılığı kanıtlanamadıkça tamamının ödenmesi zorunludur.
Aktarılan düzenleme ve olayın niteliği karşısında davacının maddi tazminat isteminin kabulü gerektiği gibi, duyduğu sıkıntı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilebilmesi için takdiren belirlenecek manevi tazminat da ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden davacının eşinin geçirmiş olduğu göz ameliyatında kullanılan malzemenin tam bedelinin ödenmesi için dava açtığı … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile davanın red edildiği, davacının bu kararın temyizini talep ettiği, bu kerre davacı tarafından ibraz edilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile davacının eşinin ameliyatında kullanılan malzeme bedelinin davalı idare tarafından tam olarak ödendiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda iki mahkeme kararı arasında çelişki bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile bu husus araştırılıp karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Davacının Emekli Sandığı sağlık yardımından yararlanan eşi … … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde katarakt ameliyatı olmuştur.
Davacının eşinin ameliyatı sırasında kullanılan tıbbi malzemeler yatan hastalar için düzenlenen 9.12.1995 tarih ve 921777 sayılı reçete üzerine 21.741.286.-lira tutarındaki fatura ile davacı tarafından dışarıdan temin edilmiştir.
Davacının kendisi tarafından ödenen tıbbi malzeme giderinin tarafına ödenmesi isteğiyle yaptığı başvuru üzerine, 15.1.1996 tarih ve … sayılı ödeme emriyle 5.5.1994-37 tarih 785 sayılı Sandık Yönetim Kurulu Kararına dayanılarak 7.270.000.-lira ödenmiştir.
Davacı ödenmeyen kısmın yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve duyduğu üzüntü ve sıkıntı sonucu uğradığı manevi zarar karşılığı 500.000.000.-lira da manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesince; Emekli, Adi Malüllük veya Vazife Malüllüğü Aylığı Bağlanmış olanlarla Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü Bulundukları Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Muayene ve Tedavileri Hakkında Tüzük’ün 23.maddesinde kullanılması resmi sağlık kurumu sağlık kurulu raporuyla gerekli görülen vücut, organ protez bedellerinin sandıkça karşılanacağının, ödemelerin her yıl piyasa rayici gözönünde bulundurularak saptanacak miktar üzerinden yapılacağının hükme bağlandığı, öte yandan Tüzük ve Bütçe Uygulama Talimatı doğrultusunda alınan Sandık Yönetim Kurulu kararıyla da Sandık ve diğer kamu kuruluşlarıyla firmalar arasında yapılan sözleşmelerde belirtilen veya fiyat tesbit komisyonunca belirlenen fiyatların esas alınmasının uygun görüldüğü, davacının aldığı tıbbi malzeme karşılığının da fatura tarihi itibariyle bilgisayar ortamında değerlendirilerek güncelleştirildiği ve belirlenen 7.270.000.-liranın ödendiği, bu durumda yukarıda anılan Tüzük hükümleri uyarınca yapılan ödemede hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğunu öne sürdüğü anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
5434 sayılı Yasa’nın Geçici 139.maddesinde, madde hükmünde sayılanların, yasayla düzenlenecek genel sağlık sigortası kapsamına alınacakları tarihe kadar, hastalanmaları halinde, resmi sağlık kurumlarıyla kamuya yararlı dernek ve vergiden muaf vakıflara ait sağlık kuruluşlarında tüzükle belirlenecek usul ve esaslara göre muayene ve tedavi ettirilecekleri belirtilmiş, muayene ve tedavinin ilgililerin tedavisi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanmasını da kapsayacağı öngörülmüştür.
Öte yandan anılan Yasa maddesi’nin 5434 sayılı Yasaya eklenmesine ilişkin 1425 sayılı Yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen tasarı metninde ilaç ve iyileştirme vasıtaları giderlerinin % 20’sinin ilgililerce ödeneceği yer almışken, tasarının bu kısmı benimsenmeyerek tasarıdan çıkarılmak suretiyle yasalaşmış, 2771 sayılı Yasayla da savurganlığın önlenmesi gerekçesine dayalı olarak ayakta ve meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 10’unun hak sahipleri tarafından ödeneceği ayrıca hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere anılan yasal düzenlemeyle belirtilen sağlık Kurumu veya kuruluşlarında yapılan muayene ve tedavi giderlerinin ayakta veya meskende tedavi sırasındaki ilaç bedellerinin % 10’u dışında tamamının sandıkça karşılanacağı öngörülmüş, muayene ve tedavinin ilgililerin tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanmasını da kapsayacağı ayrıca hükme bağlanmıştır.
Bu yasal düzenleme karşısında, muayene ve tedavi giderlerinin bir bölümünün ilgililere yüklenmesine olanak bulunmadığı gibi, ameliyat sırasında ilaç ve iyileştirme vasıtalarının ilgililer tarafından, temin edilmeye, üstelik de piyasada oluşan en düşük fiyatla ve başlangıçta bedeli kendileri tarafından ödenmeye zorlanmasına da olanak yoktur.
Sonuç olarak, davacının ödemek zorunda kaldığı tıbbi malzeme giderlerinin, hastanece temini mümkün olmayan ancak, zorunlu görülerek reçeteye yazılan malzemelerin dışında alınmış malzemeler olmadıkça ve davacının sunduğu faturanın kendisinin bilgisinde gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği kanıtlanmadıkça idarece ödenmesi gerekmektedir.
Öte yandan idare mahkemesince, tıbbi malzeme bedelinin bir kısmının sandıkça ödenmemesi işlemi hukuka uygun bulunarak, manevi tazminat istemi irdelenmeye gerek görülmeden dava reddedilmişse de, Dairemiz kararında belirtilen gerekçe karşısında, İdare Mahkemesince yeniden karar verilirken, niteliği ve amacı da dikkate alınarak manevi tazminat konusunda da ayrıca bir karar verilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın da anılan mahkemeye gönderilmesine 31.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.