Danıştay Kararı 10. Daire 1997/3210 E. 2000/244 K. 27.01.2000 T.

10. Daire         1997/3210 E.  ,  2000/244 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/3210
Karar No : 2000/244

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu – ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirkete ait “… TV” adlı televizyon kanalında 28-31 Mayıs 1996 ve 9 Haziran 1996 tarihlerinde saat 20.00 ile 22.00 arasında yayınlanan “…” programlarında yer verilen canlı bağlantı ve söyleşilerde, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendinde belirlenen yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle, aynı Yasa’nın 33.maddesi uyarınca davacı yayın kuruluşunun uyarılmasına ilişkin 19.7.1996 tarih ve 4365 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davacı tarafından temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Mahkeme tarafından yayının uyarı cezasının dayanağı olan bölümlerinin izlenebilecek düzgünlükte bir video kasetine çekilerek gönderilmesinin istenmesi üzerine, davalı idarece gönderilen 10-15 dakikalık kasetin izlenmesinden; sunucu tarafından stüdyodan yayın dili olarak Türkçe kullanılmak suretiyle bir haber okunurken habere konu görüntülerin ekrana getirildiği, kısa bir süre daha, haber mahallinden ses ve görüntü aktarılmaya devam edildiği, bu arada orta yaşlarda bir kaç vatandaşın Türkçe dışında bir dille yapılan konuşmalarının ekrana geldiği, ardından stüdyodan Türkçe olarak bir haber verilerek haber mahallinden Türkçe dışında bir dil konuşan vatandaşlarla yapılan röportajların Türkçe çevirileriyle birlikte ekrana getirildiği görülmüştür.
Bu durumda, Türkçe yapıldığı görülen haber program yayınında, haberin içeriği gereği ve kısa süreli olarak Türkçe dışındaki bir dille yapılmış röportajlara yer verilmesi, yayınının Türkçe yapılması ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 3984 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayımları Hk. Kanun”un 4 üncü maddesinin (t) bendinde “Radyo ve Televizyon Yayımlarının Türkçe Yapılması … ” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda metni açıklanan madde hükmünden anlaşılacağı üzere madde hükmü Radyo ve televizyon yayınlarının tümünün Türkçe olmasını amaçlamakta olup bir haber veya röportaj programı içinde program süjelerinin kısmen yabancı bir dil konuşmaları madde hükmünü ihlal etmez.
Dosya içinde mevcut video bandın izlenmesinden televizyon programının Türkçe yapıldığı, programın içeriği gereği bazı program süjelerinin yabancı bir dil konuştuğu anlaşılmıştır.
Bu durumda söz konusu program içeriğinde 3984 sayılı Kanunun (t) bendi hükmüne aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacı şirkete ait “… TV” adlı televizyon kanalında 28-31 Mayıs 1996 ve 9 Haziran 1996 tarihlerinde saat 20.00 ile 22.00 arasında yayınlanan “…” programlarında yer verilen canlı bağlantı ve söyleşilerde, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendinde belirlenen yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle, aynı Yasa’nın 33.maddesi uyarınca davacı yayın kuruluşunun uyarılmasına ilişkin 19.7.1996 tarih ve 4365 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi; dava konusu işlemin tesisine neden olan programlara ilişkin ilk video kasetlerinin Mahkemelerince izlenmesinden, görüntü ve ses bozukluğu nedeniyle konunun anlaşılamadığı, ara kararı üzerine idarece gönderilen ikinci kasette ise, 10-15 dakika süreli, birbirinden ayrı ve kim olduğu belli olmayan bir kişi tarafından kürtçe konuşan vatandaşlarla ve cezaevlerinde bulunan mahkumların yakınlarıyla yapılan söyleşilerin izlendiği, bu kaset ile söz konusu iki yayında kullanılan kürtçenin yayının geneline hakim olup olmadığı anlaşılamamakla beraber, yayında kürtçe konuşan vatandaşlarla ve cezaevlerindeki mahkumların yakınlarıyla yapılan söyleşilere yer verildiği, bu durumun ise, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendinde yer alan, radyo ve televizyon yayınlarının türkçe yapılması ilkesini ihlal eder nitelikte bulunması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
3984 sayılı Yasa’nın “Yayın İlkeleri” başlıklı 4.maddesinde, radyo ve televizyon yayınlarının kamu hizmeti anlayışı içerisinde, bu maddede bentler halinde belirlenen yayın ilkelerine uygun olarak yapılacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin (t) bendinde, radyo ve televizyon yayınlarının Türkçe yapılması, ancak, evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasında katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya bu dillerde haber iletilmesi amacıyla bu dillerin kullanılabilmesi esasına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; … Valiliği Emniyet Müdürlüğünce Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna yapılan başvurularda, …’da yayın yapmakta olan … Radyo ve Televizyon yayın kuruluşunun yayınları içerisinde sık sık kürtçe müzik parçalarına yer verildiği ve canlı bağlantılar sırasında çeşitli röportajların kürtçe yapıldığı belirtilerek gereğinin yapılmasının istenildiği, davalı idare uzmanlarınca sözkonusu yayın kopyalarının incelenmesi sonucu düzenlenen 10.7.1996 tarihli değerlendirme raporu ile İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 16.7.1996 tarihli değerlendirme yazısında; kürtçe müzik yayınlanmasının ihlal niteliği taşımadığı, ancak yayında kürtçe röportajların sık sık yer aldığı, röportaj ve telefon bağlantılarında sürekli olarak kürtçeye yer verilmesinin 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendini, ayrıca yayınların içeriğinin de (g) bendini ihlal ettiği kanaatine varıldığının belirtildiği, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından da, dava konusu işlemle; davacı yayın kuruluşunun, 28-31 Mayıs 1996 ve 9 Haziran 1996 tarihlerinde saat 20.00 ile 22.00 arasında yayınladığı “…” programındaki canlı bağlantı ve söyleşilerde, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendinde yer alan “radyo ve televizyon yayınlarının Türkçe yapılması” ilkesini ihlal ettiğinden bahisle uyarılmasına karar verildiği, bu işlemin dava konusu edilmesi üzerine, idarenin mahkemeye gönderdiği söz konusu programlara ilişkin 4 video kasetinin ses ve görüntü bozukluğu nedeniyle anlaşılamadığı, bu nedenle uyarı cezasının dayanağı olan bölümlerin izlenebilecek düzgünlükte yeni bir kasete çekilerek gönderilmesinin davalı idareden istenildiği, idarece gönderilen 10-15 dakikalık video kasetinde kürtçe konuşan vatandaşlarla söyleşiler bulunduğuna dayanılarak mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya ekinde bulunan söz konusu video kasetinin Dairemiz heyetince birlikte izlenmesinden; asıl programla ilişkisi kurulmamış 10-15 dakikalık bir yayın olduğu, programda sunucu tarafından stüdyodan yayın dili olarak Türkçe kullanılmak suretiyle bir haber verilirken habere konu görüntülerin ekrana getirildiği, sunucunun Türkçe olan konuşmasının bitmesinden sonra bir süre daha haber mahallinden görüntü ve ses aktarıldığı, bu sırada, Türkçe dışında bir dille konuşan bir kaç vatandaş tarafından çok kısa konuşmaların yapıldığı, sonra yine stüdyodan Türkçe olarak haber haber verildiği, ardından da haber mahallinden Türkçe dışında bir dil konuşan vatandaşlarla yapılan ve konuşmaların Türkçeye çevrildiği röportajların yayınlandığı görülmüştür.
Yayıncı tarafından Türkçe hazırlanıp sunulan bir program içinde; programın içeriğinin gerektirdiği hallerde ve programın yayın süresi içinde önemli bir yer tutmayacak ölçüde, Türkçe dışındaki bir dille yapılmış röportaja yer verilmesi, radyo ve televizyon yayınlarının Türkçe yapılması ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır.
Bu durumda, televizyon yayınını Türkçe yaptığı görülen davacı yayın kuruluşunun, 3984 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin (t) bendine aykırı yayın yaptığından bahisle uyarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 27.1.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.