Danıştay Kararı 10. Daire 1997/1372 E. 1997/1314 K. 14.04.1997 T.

10. Daire         1997/1372 E.  ,  1997/1314 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/1372
Karar No : 1997/1314

Davacı : …
Davalı : Denizcilik Müsteşarlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacı, 30.1.1997 tarih ve 22893 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Gemiadamlarının Eğitim, Belgelendirme, Sınav, Vardiya Tutma, Kütüklenme ve Donatılma Esasları Hakkında Yönetmelik”in 6.maddesinin ç/4 bendinin iptalini ve yürütülmesinin durdurulması istemektedir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Anayasanın 2.maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin nitelikleri arasında yer verilen “hukuk devleti” kavramı Anayasa Mahkemesince “idarenin her işlem ve eyleminin hukuka uygunluğunu başlıca geçerli koşul bilen her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukukun üstünlüğünü, kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucununda bozamayacağı temel hukuk ilkeleriyle, Anayasa bulunduğu bilincinden uzaklaşmayan devlet” olarak tanımlanmaktadır.
Hukuk devletinin zorunlu sonucu ise idarenin işlemlerinde hukuka uygunluğunun sağlanması olup, bunun en etkili yolunun iptal davaları olduğu tartışılmamaktadır. İptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanması, hukukun üstünlüğüne saygı duyulması ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu amaca yönelik bulunan iptal davalarının görülebilmesi için, davacının medeni hakları kullanma ehliyetinin yanında, ayrıca idari işlem ile arasında bir bağın bulunması, idari işlemin davacının menfaatini ihlal etmesi, davanın ön koşulu olarak aranmaktadır.
İdarenin, tek yanlı irade açıklamasıyla kişinin hukuksal durumunda değişiklik yaratan subjektif işlemlerinde “menfaat ilgisi”nin saptanması oldukça kolay iken, idarenin genel düzenleyici işlemlerinde bu bağın varlığını saptamak için “menfaat ilgisi”nin kişisel, meşru ve güncel olması kıstasları kullanılmaktadır.
Bu haliyle, “menfaat ihlali şartı”; idarenin, işlemiyle ilgisi bulunmayan kişilerinde dava açmasını engelleyerek idareyi sürekli dava tehdidi altında bırakmamak, böylece idarenin işleyişini olumsuz yönde etkilemek biçimindeki amaç ile idarenin hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlamak biçimindeki amaç arasında bir çatışma yaratmaktadır.
Dolayısıyla, özellikle idarenin genel düzenleyici işlemlerinin iptali istemiyle açılan davalarda, davacının idari işlem ile arasındaki kişisel, meşru ve güncel ilginin, çatışan iki amaç arasındaki dengeyi kuracak biçimde hukuk devleti esaslarına aykırı, kamu yararını ihlal eden idari işlemlerin ortadan kaldırılmasını sağlamak için geniş yorumlanması gerekmektedir.
Davacıda, halen okumakta olduğu okula kıyı kaptanı olabilmek amacıyla girdiğini beyan etmektedir. Dolayısıyla, kıyı kaptanı olabilmesi için daha önce aranmayan sınav koşulunu düzenleyen yönetmelik değişikliği ile davacı arasında kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisi bulunduğundan, işin esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın tekemmül etmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14.maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra gereği düşünüldü.
2577 sayılı Yasanın 14/3 maddesinde dilekçelerin, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Yasanın 3. ve 5.maddelerine uygun olup olmadığı yönlerinden sırasıyla inceleneceği hükme bağlanmış, Yasanın 15.maddesinde de, bu hususlarda kanuna aykırılık olması halinde verilecek kararlar belirlenmiş, davacının ehliyetli olmaması halinde davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görülebilmesi için ön sorunlardan olan, davacının subjektif ehliyeti yani “menfaat ilgisi”nin bulunup bulunmadığının yargı yerince takdir edileceği açıktır.
İptal davasına konu edilen işlem ile davacı arasında menfaat ilgisinin kurulabilmesi, ancak, kişisel, meşru ve güncel bir ilginin varlığıyla mümkündür. Aksi halde, kişilerin kendi menfaatini etkilemeyen, ciddi ve makul ilişkisinin bulunmadığı idari işlemlere karşı dava açabilmesi, idarenin işleyişini sürekli dava tehdidi altında bırakacağından, olumsuz yönde etkileyecektir.
Henüz öğrencilik statüsü sürmekte olan davacının mezun olmadığı okulunun da arasında bulunduğu bazı okullardan mezun olanların yapılacak sınavı başarmak şartıyla kıyı kaptanlığı yeterlik belgesi alabileceği yolundaki düzenlemenin iptalini istemesinde, bu işlem ile arasında kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi olmadığından dava açma ehliyetide bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından 2577 sayılı Yasanan 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine 14.4.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.