Danıştay Kararı 10. Daire 1997/1080 E. 2000/1514 K. 13.04.2000 T.

10. Daire         1997/1080 E.  ,  2000/1514 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1997/1080
Karar No : 2000/1514

Davacı : …
Davalı : … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekili : …
İstemin Özeti : Davalı Banka Yönetim Kurulu’nun, banka çalışanlarından emekliliğe hak kazanmış bulunan personelin emekli edilmeleriyle ilgili 17.2.1997 tarih ve 97-04-03/036 sayılı kararı ile bu karara göre başvuru yapılması gerektiğinin bildirilmesine ilişkin 6.3.1997 tarih ve … sayılı işlemin; Anayasa’da öngörülen çalışma hürriyetine ve yasal düzenlemelere aykırı işlem yapıldığı, zorlama ve baskıyla sonuç alınmaya çalışıldığı, politik amaçlarla kadro yaratmak için düzenleme yapıldığı öne sürülerek, iptalleri istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Banka personeli kadrolarının yenilenerek, genç ve dinamik personele fırsat eşitliği yaratılmasının amaçlandığı, işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdarenin karar ve faaliyetlerini önceden belirlenmiş objektif kurallara dayandırması esas olduğundan ve iş güvenliğine aykırı olarak çalışanların baskı ve zor altında emekliliklerini istemeye zorlanmasında hukuka uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemlerin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden davacı hakkındaki emekliye sevk işleminin davacı hakkında kişisel durumuna göre münferiden değilde, idarenin gereksinmesi ileri sürülerek diğer bir kısım görevli ile birlikte toplu olarak tesis edildiği anlaşılmıştır.
Kamu görevlilerinin sağlık, sicil veya başka nedenlerle emekliye sevkleri için pozitif hukukumuzda gerek 657 sayılı Kanunda ve gerekse özel kanun ve yönetmeliklerde ayrıntılı hükümler mevcuttur. Diğer bir deyişle pozitif hukukumuza göre kamu görevlisinin çeşitli nedenlerle emekliye sevk edilmesi genel olarak tabi olduğu personel mevzuatına göre yapılacaktır.
Diğer taraftan 5434 sayılı Kanunun 40. maddesi hükmünün idareye tanıdığı takdir yetkisinin çok istisnai durumlarda tek bir kamu görevlisi hakkında ve ancak tabi olunan personel mevzuatının öngörmediği münferit ve hizmetin aksamasına yol açan önemli nedenlere dayalı olarak kullanılabileceğinin kabulü zorunludur.
Yukarıda açıklanan duruma göre 5434 sayılı Kanunun 40. maddesindeki çok istisnası yetkileri kullanarak işlem tesis eden idarenin bu yetkinin kullanılmasını gerektiren olay ve nedenleri ayrıntılı olarak ortaya koyması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinde dava konusu işlemin fazla istihdama son vermek için bir kısım kamu görevlisi hakkında toplu olarak tesis edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenle isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
… Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu’nun 17.2.1997 tarih ve 97-04-03/036 sayılı kararı ile; özel durumları nedeniyle T.C.Emekli Sandığı iştirakçisi olarak görev yapan banka personelinden, erkeklerde 25, kadınlarda 20 fiili hizmet yılını tamamlayan ve beşbin gün prim ödemek suretiyle emekliliğe hak kazanmış personel arasından, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna ilk işe giriş tarihi itibariyle, erkeklerde 25, kadınlarda 20 yılı ikmal etmiş bulunanların, istisnasız olarak, tüm yasal haklarının ödenmesi suretiyle 16 Nisan 1997 tarihi itibariyle bankayla ilişkilerinin sona erdirilmesine, bu tarihe kadar başvuranların bazı maddi olanaklardan yararlandırılmasına karar verilmiştir.
6.3.1997 tarih ve … sayılı Duyuru yazısı ile de, emekliliğe hak kazananlara ilişkin listeye göre işlem yapılacağı, emekliliğe hak kazandığı halde listede yer almayıp, kendisi de bildirmeyenlere müeyyide uygulanacağı tüm personele bildirilmiştir.
Banka personeli olan davacı, Anayasa’da öngörülen çalışma hürriyetine ve yasal düzenlemelere aykırı olarak baskıyla personelin emekliliğe zorlandığı, politik amaçlarla kadro yaratılmaya çalışıldığı iddiasıyla belirtilen işlemlerin iptali istemiyle dava açmıştır.
Her ne kadar davalı Banka Yönetim Kurulu’nun 24.10.1997 tarih 97-23-16/371 sayılı kararıyla, dava konusu edilen Yönetim Kurulu Kararı’nın iptaline karar verilmişse de bu kararın Dairemizce verilen yürütmenin durdurulması kararı sonucunda alındığı, iptal edildiği belirtilen kararın doğurduğu sonuçlar yönünden bir açıklama getirmediği anlaşıldığından, idari yargıda açılan iptal davalarının niteliği gereği, işlemin tesis edildiği tarihteki hukuki durum ve mevzuata göre hukuka uygunluk denetimi yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Anayasanın 49. maddesinde çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu öngörülmüş; kamu görevlilerinin sağlık sicil veya başka nedenlerle emekliye sevkleri için gerekli koşullar da gerek personel kanunlarında gerekse sosyal güvenlik mevzuatında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Diğer yandan 5434 sayılı Yasa’nın 39. maddesinde öngörüldüğü gibi, idareye tanınan re’sen emekliye sevk yetkisi, hizmet gereği ve personelin fikri ve bedeni olarak hizmeti yürütemiyeceğinin belirlenmesiyle sınırlıdır.
Belirtilen bu duruma göre çalışmanın bir hak ve ödev olarak kabul edildiği hukuk düzenimizde, çalışanların iş güvencesine sahip olmaları ilkesi kabul edilmiş olup; bunun doğal sonucu olarak, çalışanların iş yerleriyle ilgisinin kesilmesi şeklindeki emeklilik uygulaması bazı istisnalar ve koşullar dışında isteğe bağlı kılınmıştır. Bu cümleden olarak istek dışı emekliye sevk uygulaması istisnai bir nitelik taşımakta ve gerek çalışan gerekse hizmet yönünden bir takım koşullara bağlı bulunmaktadır.
Dava konusu işlemlerin, banka kadrolarının yenilenmesinin, genç ve dinamik unsurlara fırsat eşitliği tanınmasının amaçlanarak tesis edildiği öne sürülmüştür. Ancak dosyanın incelenmesinden çalışanlara ve hizmete yönelik somut belirlemeler yapılmadan toplu emeklilik uygulamasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu açıdan bakılınca da, çalışanlara ve hizmete yönelik somut belirlemeler yapılmadan, isteğiyle emekliye ayrılmayanların bazı haklardan yararlandırılmayacakları belirtilerek çalışanların maddi ve manevi baskı altında, re’sen emekliye sevki suretiyle toplu emeklilik uygulamasına geçilmesi yolundaki işlemlerde sebep ve maksat yönlerinden hukuka uyarlık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, … Bankası A.Ş Yönetim Kurulu’nun 17.2.1997 tarih ve 97-04-03/036 sayılı kararı ile 6.3.1997 tarih ve … sayılı işlemin iptaline, aşağıda dökümü gösterilen …- lira yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine 13.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.