Danıştay Kararı 10. Daire 1996/9498 E. 1998/5507 K. 15.08.1996 T.

10. Daire         1996/9498 E.  ,  1998/5507 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/9498
Karar No : 1998/5507

Davacılar : 1- …
2- …
3- ….
4- …
5- …
Vekilleri : …
Davalı : Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : Sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan bankaların faaliyetlerini 2.1.1997 tarihinden itibaren mevcut aracı kurumlardan mevzuat çerçevesinde birini satın almak veya yetki belgelerini bir aracı kurum kurarak bu aracı kuruma devretmek suretiyle yürütmelerine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu’nun 15.8.1996 tarihli kararı ile bu karar doğrultusunda çıkarılan “Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli Kurul Kararı’nın Uygulama Esasları’nın; bankaların sahip bulundukları yetki belgeleri ve borsa üyelik belgelerinin iptali sonucunun doğduğu, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 3/i maddesinde aracı kuruluşlar olarak aracı kurum ve bankaların olduğunun belirtildiği, aynı Yasanın 34.maddesinde aracı kurum ve bankaların sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunabilmesi için izlenmesi gereken prosedörün düzenlendiği, dolayısıyla sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunma hak ve yetkisinin bankalara da tanındığı, ancak dava konusu işlemle Yasaya aykırı olarak bu hakkın ortadan kaldırıldığı, 2499 sayılı Yasanın 46. maddesi hükmü karşısında idarenin açık ve bariz bir biçimde yetki aşımı bulunduğu iddiaları ile iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek icrai nitelik taşımadığı, davanın ilk derece olarak Danıştay’da açılmasının yerinde olmadığı, Türkiye Bankalar Birliği’nin meslek kuruluşu sıfatıyla dava açma yetkisinin bulunmadığı, davacılardan … Bankası A.Ş.dışındaki 59 bankanın aracı kurum kurmak için başvuruda bulunduğu, dava konusu karar ile sermaye piyasasında güven ve istikrarın temini ile daha etkin ve rekabetçi bir piyasa ortamının tesisi ile eşitliğin sağlanmasının amaçlandığı, iki ayrı faaliyetin birlikte yürütülmesinin denetim dışı kalması sonucunu doğurduğu, şeffaflığın sağlanmaya çalışıldığı, Yasaya dayanılarak güven, istikrar ve etkinliği sağlamak amacıyla alınan Kararların hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 2499 sayılı “Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3.maddesinin (i) bendinde “Aracı kuruluşlar; Aracı kurumlar ile bankaları ifade eder” hükmü, 34 üncü maddesinde “Aracı kurum ve bankaların … Kurula başvurmaları şarttır. Aracı kurum ve bankalar… diğer sermaye piyasasası faaliyetlerinde de bulunabilirler.
Borsada işlem yapacak aracı kurum ve bankaların … olmaları zorunludur” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda metinleri açıklanan madde hükümlerinin beraberce incelenmesinden anlaşılacağı üzere “Bankalar” 2495 sayılı Yasada düzenlenen bütün işlemlerin yapmaya ehil ve yetkilidirler.
2499 sayılı “Sermaye Piyasası Kanununun Kurul görev ve yetkileri başlıklı 22 nci maddesinde; 3 ncü maddenin (İ) bendi hükmü ile bankalara tanınmış olan “aracı kuruluş” statüsünün kurulca istenildiği zaman geri alınabileceği yolunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu durumda bankaların 2499 sayılı “Sermaye Piyasası Kanununda” yer alan işlemleri yapmaktan men edilmesi ancak kanun değişikliği ile olanaklı olup böyle bir işlemin “kurul” tarafından tesis edilmesi idare hukukunda “yetki gasbı” denilen sakatlık halini oluşturur.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemlerin iptali gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; sermaya piyasası faaliyetlerinde bulunan bankaların faaliyetlerini; 2.1.1997 tarihinden itibaren mevcut aracı kurumlardan mevzuat çerçevesinde birini satın almak veya yetki belgelerini bir aracı kurum kurarak bu aracı kuruma devretmek suretiyle yürütmelerine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulunun 15.8.1996 tarihli kararının ve bu karar doğrultusunda çıkarılan “Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli kurul kararının Uygulama Esasları”nın iptali istemiyle açılmıştır.
Türkiye Bankalar Birliği 3182 Sayılı Bankalar Kanununun 538 Sayılı Kanun hükmünde kararname ile değişik 57. maddesi hükmü uyarınca Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bankaların zorunlu olarak üye oldukları tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olup, aynı yasanın 58. maddesinde ise bankaların birlik ve bankacılık mesleğinin gerektirdiği vakar ve disiplin içinde ekonominin ihtiyaçlarına uygun olarak çalışmalarını sağlamak, bunkalar arasındaki haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli hertürlü tedbiri almak ve uygulamakla yetkili ve görevli kılınmıştır. Bu itibarla bankaları ilgilendiren konularda birliğin dava açma ehliyetinin bulunduğu açıktır.
Diğer taraftan dava konusu karar ve bu kararın uygulama esasları bankaların haiz olduğu borsa üyelik belgelerini 2.1.1997 tarihi itibariyle iptal ettiğinden, icrai nitelikte bir karar olduğu cihetle; davalı idarenin aksi yöndeki iddiası varit görülmemiştir.
Esasa gelince;
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. Maddesine 29.4.1992 tarih ve 3794 sayılı Yasa ile eklenen (i) bendinde; aracı kuruluşların aracı kurumlar ile bankaları ifade ettiği belirtilmiş olup, aynı yasanın yine 3794 sayılı Yasa ile değişik 34. maddesinde ise; aracı kurum ve bankaların faaliyet izni alabilmeleri için 30. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen faaliyetlerden en az birinde bulunmak üzere kurula başvurmaları,kurulca belirlenecek esaslar dahilinde, izin almak şartıyla diğer sermaye piyasası faaliyetlerinde de bulunabilecekleri, borsada işlem yapacak aracı kurum ve bankaların ilgili borsadan borsa üyelik belgesi almalarının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Nitekim 2499 Sayılı Yasanın gerekçesinde de bankaların aracılık faaliyetinde bulunmaları özendirilmiştir. Bu meyanda, 2499 sayılı yasaya ait gerekçede “diğer yandan gerek yaygın şube şebekelerine sahip olmaları, gerek büyük itibar müesseseleri olmaları dolayısıyla aracı kurumlar dışında bankalarında aracılık faaliyetinde bulunmaları sağlanmıştır. Esasen Bankalar Kanunumuz, bankaların menkul kıymetler üzerine işlemlerini teşvik etmektedir.” denildikten sonra; “bankaların aracılık faaliyetleri saklı tutulmakla beraber bu faaliyetleri bizzat yapmaları amaçlandığından aracı kurumlar kurmaları veya kurulmuş aracı kurumlara iştirak etmeleri…” yasaklanmıştır” ifadeleri yer almıştır. Yine aynı Yasanın 34. maddesinde 3794 Sayılı Yasa ile Yapılan değişikliğe ilişkin gerekçede de; “… öte yandan bankalar, sermaye piyasası faaliyetleri bakımından Kanunun 50.maddesinde, aracı kurumlarla aynı rejime tabi bulunduklarından faaliyete geçme şartlarıda 34. maddede her iki kuruluş için ortak düzenlenmiştir.” denilmek suretiyle Bankaların doğrudan aracılık faaliyetlerinde bulunabilecekleri kabul edilmiştir.
Diğer taraftan yine aynı Yasanın 22. maddesinde de Sermaye Piyasası kurulunun başlıca görev ve yetkileri düzenlenmiş olup, bunlar arasında bankacılara tanınmış olan aracı kuruluş statüsünün kurulca istenildiği zaman geri alınabileceği yolunda herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.
Yukarıda açıklanan, bu yasal düzenlemeye göre aracı kurumlar yanında Bankalarada kurulca belirlenecek esaslar dahilinde izin almak koşuluyla sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunma hakkı tanındığı ve faaliyet koşulları belirlenirken bankaların bu faaliyetlerini aracı kurum kurma veya satınalma suretiyle yürütebilecekleri konusunda bir zorunluluk getirilmediği gibi sermaye piyasası kuruluna bu konuda bir düzenleme yapma yetkiside verilmemiştir.
Dava konusu 15.8.1996 tarihli kurul kararı ile bankaların sermaye piyasası faaliyetlerini 2.1.1997 tarihinden itibaren satın aldıkları veya kurdukları bir aracı kurumla yürütmeleri, anılan kararın uygulama esaslarını belirleyen işlemlede karara paralel olarak aracı kurum kuran yada devralan bankaya repo ters repo yetki belgesi ile borsa dışında olmak kaydıyla alım satım aracılığı yetki belgesi verileceği, bankaların sahip olduğu diğer yetki belgeleri ile borsa üyelik belgelerinin 2.1.1997 tarihi itibariyle iptal edileceği öngörülmüştür.
Belirtilen bu duruma göre; bankaların sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunabilmeleri için Yasada öngörülen esas ve koşullar dışında yeni zorunluluklar getiren, bu zorunluluğa uymayan bankaların sözkonusu faaliyetlerde bulunmalarını engelleyen dava konusu 15.8.1996 tarihli Sermaye Piyasası kurulu kararı ve bu karar doğrultusunda Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli Kurul kararının uygulama Esaslarına dair karar dayanağı olan 2499 Sayılı Kanuna aykırı düzenlemeler getirmektedir.
Açıklanan nedenlerle dayanağı yasaya aykırı bulunan dava konusu 15.8.1996 tarihli Sermaye Piyasası Kurulu kararı ve Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli kurul kararının uygulanma Esaslarının iptali gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için taraflara bildirilmiş bulunan 3.11.1998 tarihinde davacılar vekili Av…. ve davalı idare vekili Av….’un geldiği, Danıştay savcısının hazır olduğu görülerek açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilip dava dosyası incelendi; işin gereği düşünüldü.
Bankaların aracı kurumlar aracılığıyla sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunabileceğine ilişkin dava konusu işlem, davalı idarece ileri sürülenin aksine, kural koyucu, düzenleyici bir tasarruf olup; idari davaya konu olabilecek icrai niteliktedir. Davacı bankalar ile Türkiye Bankalar Birliğinin dava konusu işlemle menfaat ilgisi olduğu da açık bulunmaktadır. Bu nedenle davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.
Dava, Sermaye Piyasası faaliyetlerinde bulunan bankaların faaliyetlerini 2.1.1997 tarihinden itibaren mevcut aracı kurumlardan mevzuat çerçevesinde birini satın almak veya yetki belgelerini bir aracı kurum kurarak bu aracı kuruma devretmek suretiyle yürütmelerine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu’nun 15.8.1996 tarihli kararı ile bu karar doğrultusunda çıkarılan Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli Kurul Kararı’nın Uygulama Esasları’nın iptali istemiyle açılmıştır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3/i maddesinde, aracı kuruluşların, aracı kurumlar ile bankaları ifade ettiği belirtilip, aynı Yasa’nın 34 ncü maddesinde de aracı kurum ve bankaların Kurula başvurarak, Kurulca belirlenecek esaslar dahilinde izin almak koşuluyla sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunabileceği hükme bağlanmıştır.
Nitekim, Yasanın bu hükmünün yer aldığı V. Bölümdeki gerekçede; “…. diğer yandan gerek yaygın şube şebekesine sahip olmaları, genel büyük itibar müesseseleri olmaları dolayısıyla aracı kurumlar dışında bankaların da aracılık faaliyetlerinde bulunmaları sağlanmıştır. Esasen, Bankalar Kanunumuz bankaların menkul kıymetler üzerine işlemlerini teşvik etmektedir.” denildikten sonra 34.maddede 3794 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe ilişkin gerekçede de, “…. öte yandan bankalar, sermaye piyasası faaliyetleri bakımından Kanunun 50.maddesinde, aracı kurumlarla aynı rejime tabi bulunduklarından, faaliyete geçme şartları da 34 ncü maddede her iki kuruluş için ortak düzenlenmiştir.” ifadesine yer verilmek suretiyle Bankaların doğrudan aracılık faaliyetlerinde bulunabilecekleri kabul edilmiştir.
Öte yandan aynı Yasa’nın 22 nci maddesinde, Kurulun düzenleme, denetim ve önlem alma konusundaki görev ve yetkileri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemeye göre, aracı kurumlar yanında bankalara da Kurulca belirlenecek esaslar dahilinde izin almak koşuluyla sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunma hakkı tanınmıştır. Yasada faaliyet koşulları belirlenirken, bankaların bu faaliyetlerini aracı kurum kurma veya satınalma suretiyle yürütebilecekleri konusunda bir zorunluluk getirilmediği gibi Kurula da bu konuda düzenleme yapma yetkisi verilmemiştir.
Dava konusu 15.8.1996 tarihli Kurul Kararı ile, bankaların sermaye piyasası faaliyetlerini 2.1.1997 tarihinden itibaren satın aldıkları ve kurdukları bir aracı kurumla yürütmeleri, anılan kararın uygulama esaslarını belirleyen işlemle de karara koşut olarak aracı kurum kuran ya da devralan bankaya repo-ters repo yetki belgesi ile borsa dışında olmak kaydıyla alım satım aracılığı yetki belgesi verileceği, bankaların sahip oldukları diğer yetki belgeleri ile Borsa Üyelik Belgelerinin 2.1.1997 tarihi itibariyle iptal edileceği belirtilmiştir.
Belirtilen bu duruma göre bankaların sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunabilmeleri için Yasada öngörülen esas ve koşullar dışında yeni zorunluluklar getiren, bu zorunluluğa uymayan bankaların sözkonusu faaliyetlerde bulunmalarını engelleyen dava konusu işlem 2499 sayılı Yasaya aykırı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle Sermaye Piyasası faaliyetlerinde bulunan bankaların faaliyetlerini 2.1.1997 tarihinden itibaren mevcut aracı kurumlardan mevzuat çerçevesinde birini satın almak veya yetki belgelerini bir aracı kurum kurarak bu aracı kuruma devretmek suretiyle yürütmelerine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu’nun 15.8.1996 tarihli kararı ile bu karar doğrultusunda çıkarılan Bankalara ilişkin 15.8.1996 tarihli Kurul Kararı’nın Uygulama Esasları’nın iptaline, aşağıda dökümü yapılan … lira yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifenin 21.maddesinin 2.fıkrası hükmü dikkate alınarak … lira avukatlık ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine, artan posta pulunun isteği halinde davacıya iadesine 3.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.