Danıştay Kararı 10. Daire 1996/9061 E. 1998/5510 K. 03.11.1998 T.

10. Daire         1996/9061 E.  ,  1998/5510 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/9061
Karar No : 1998/5510

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı – ANKARA
Davanın Özeti : 21.8.1996 tarih ve 22734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Zirai Mücadele İlaçlarının Toptan ve Parekende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğnin 5,6,15,16 ve 17. maddelerinin; 1262 sayılı Yasanın 1. maddesinde hangi maddelerin ilaç sayılacağının belirtildiği, Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Yasanın 23. ve 28 maddelerinde, eczanelerde eczacılık ve ziraatta kullanılan kimyevi maddelerin muhafaza ve satışının özel yasa ve mevzuatına göre yapılacağının hükme bağlandığı, 984 sayılı Yasada ise konu ile ilgili özel düzenleme getirildiği, buna göre ziraat işlerinde kullanılan zehirli ve müessir ecza ve kimyevi maddeleri herkesin satabileceği, dava konusu yönetmeliğin zirai mücadele ilaçları satma yetkisini daralttığı, eczacıların Yasayla sahip oldukları yetkiyi ortadan kaldırdığı üstün hukuk kuralı olan Yasanın geçerliliğini koruması gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Eczanelerin, İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarları tabi reçeteleri ile satan yerler olduğu, tabipliğin de insan sağlığı ile ilgili olduğu, zirai mücadele ilaçlarının ise, insan sağlığı ile ilgili olmayıp, Teknik Talimat esaslarına göre reçetesiz satıldığı, Yasaların eczacılara zirai mücadele ilaçlarını satma hakkını vermediği, 984 sayılı Yasanın zamanın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çıkarıldığı, günümüz gerçeklerinden uzak olduğu, dava konusu Yönetmeliğin üst hukuk normlarına aykırı olmadığı, zirai mücadele ilaçlarının işin yalnızca uzmanları tarafından satılmasını hedeflediği, tarım ilaçlarının insan sağlığında kullanılacak ilaç ve kimyasal maddelerle aynı mekanda satılmasının sakıncalı bulunduğu, düzenlemenin hukuka uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 23. maddesinde; “Zehirli ve müessir eczanın muhafazası ve müstehlike satışının bu husustaki kanun ve mevzuata göre yapılacağı” belirtilmiştir. Aynı Yasanın 28. maddesinde, “Eczanelerde eczacılık ve ziraatta kullanılan kimyevi maddelerle, sıhhi malzeme, tıbbi aletler ve tuvalet eşyasından başka bir eşyanın satılamayacağı” hükmüne yer verilmiştir.
Bayililik izninin yalnızca ziraat mühendisi ve teknisyenlerine verilebileceğini öngören Yönetmelik hükmü eczacıların Yasaya göre sahip bulundukları yetkiyi ortadan kaldıramayacağı, üstün hukuk kuralı olan Yasa hükümlerinin geçerliliğini koruyacağı açıktır.
Nitekim Danıştay 1. Dairesinin 27.12.1983 gün ve E:1983/332, K:1983/338 sayılı kararında; eczacılara tarımda kullanılan zehirli ve kimyasal maddelerin satışı için bayilik izni verilebileceği mütaala edilmiştir.
Dava konusu edilen Yönetmeliğin davacıların iddialarının aksine, zirai mücadele ilaçları satma yetkisinin eczacıların elinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 21.8.1996 tarih ve 22734 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Zirai Mücadele İlaçlarının Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğin” 5, 6, 15, 16. Ve 17.maddelerinin iptali istemiyle Türk Eczacılar Birliği tarafından açılmıştır.
6643 sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanununun 4078 sayılı Kanunla değişik 39.maddesinde Merkez heyetine verilen görevler arasında “meslek haysiyetini ve meslektaşların hukuk ve menfaatini korumak hususunda hassas bulunmak” da sayıldığından, eczacıları ilgilendiren konularda birliğin dava açma ehliyetinin bulunduğu açıktır.
Dava konusu Zirai Mücadele İlaçlarının Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinde” zirai mücadele ilaçlarının toptan ve perakende satışları, zirai mücadele ilaçları bayilik ve toptancı izni almış özel ve tüzel kişi ve kuruluşlar tarafından yapılır” denildikten sonra 6.maddesinde zirai mücadele ilaçları bayilik ve toptancı izni verilecek kişilerde aranılacak şartlar b.bendinde bitki koruma bölümü mezunu veya bitki koruma dersi almış ziraat mühendisi olmak ve c bendinde Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında zirai mücadele hizmetlerinde en az beş yıl çalışmış (b bendi dışındaki) ziraat mühendisi ziraat teknisyeni olmak şartları sayılmıştır.
Yine aynı yönetmeliğin iptali istenilen 15, 16 ve 17.maddelerinde zirai mücadele ilaçlarının perakende satış yerlerinde, toptan satış yerlerinde ve depolarında aranılan şartlarla ilgili düzenlemeler getirilmektedir.
Yönetmeliğin hukuki dayanağını teşkil eden 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunun 2.maddesinde zirai mücadele alet ve ilaçlarının ithal ihraç imal izhar satış ve kullanılmalarının bu yasa hükümlerine göre yapılacağı, 38.maddesinde ise; zirai mücadele alet ve ilaçlarının yurt piyasasına arzı ve satışının ziraat vekaletinin ruhsat ve koyacağı şartlara tabi olduğu, 40.maddesinde de mücadele ilaçlarının ne şekilde ithal satışa arz imal, izhar ve ihraç edileceklerinin tüzük ile belirleneceği hükme bağlanmıştır. Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri Hakkında Nizamnamenin değişik 4.maddesinde ise hammadde ilaç ve aletin perakende satışı ile meşgul olmak isteyenlerin öncelikle valilikten izin almak zorunda oldukları, izin verileceklerde aranılacak vasıf ve şartların ziraat vekaletince tesbit olunacağı açıklanmıştır.
Bakanlıkca bu konuda hazırlanan 18.3.1991 tarihli yönetmeliğin değişik 21.nci maddesinde “özel kanunlarına göre insan veya hayvan sağlığı için kullanılan ilaçları satmaya yetkili olanların tarımsal mücadele ilaçlarının satışı bakımından bu yönetmelik hükümlerine tabi olacağı” belirtilmişken,bu yönetmeliği yürürlükten kaldıran 26.3.1982 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren yönetmelik tarımsal mücadele ilaçlarının perakende satışının ziraat mühendisleri ve ziraat teknisyenlerince yapılabileceğini belirtmek suretiyle zirai mücadele ilaçlarının perakende olarak satabilme hakkını belli bir meslek gurubuna hasretmiştir.
Nitekim 6197 sayılı Yasanın 23 ve 28.maddeleriyle ziraatte kullanılan zehirli ve kimyasal maddelerin satışını yapmaya yetkili kılınan eczacıların,söz konusu maddeleri satıp satamayacakları konusunda doğan tereddütler üzerine, Danıştay Birinci Dairesi 27.2.1983 tarih ve E:1983/332K:1983/338 sayılı kararında;bayilik izninin yalnızca tarım mühendis ve teknisyenlerine verilebileceğini öngören yönetmelik hükmünün eczacıların Yasaya göre sahip bulundukları yetkiyi ortadan kaldıramayacağı, eczacılara tarımda kullanılan zehirli ve kimyasal maddelerin satışı için bayilik izni verilebileceği yolunda mütalaa edilmiştir.
Gerçekten;22.12.1953 tarih ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 23.maddesinde, zehirli ve müessir eczanın muhafazası ve müstehlike satışının bu husustaki kanun ve mevzuata göre yapılacağı belirtildikten sonra, aynı Yasanın 28.maddesinde;eczanelerde eczacılık ve ziraatte kullanılan kimyevi madddelerle sıhhi malzeme, tıbbi aletler ve tuvalet eşyasından başka eşyanın satılamayacağı hükme bağlanmıştır.Yasada yer alan bu hükme rağmen 26.3.1982 tarihli Yönetmelikte yapılan düzenleme üzerine eczacılar adına zirai mücadele ilaçları bayilik izin belgesinin verilmesinin uygun görülmediği yolundaki idari işlemler üzerine bireysel olarak açılan davalar sonucunda eczanelerin zirai ilaçların satışına devam ettikleri anlaşılmaktadır.
Netice olarak bu konudaki yasal düzenlemelerde zirai mücadele ilaçlarının perakende satışının hangi meslek gurubu tarafından yapılacağı konusunda bir açıklama yapılmamışken ve hatta 6197 sayılı Yasanın 23 ve 28.maddelerine göre eczacıların zirai mücadele ilaçlarını satabilme yetkisi varken, Yönetmelik hükmü ile zirai ilaçların perakende satış yetkisinin belli bir meslek grubuna hasredilmek suretiyle yönetmelik hükmünde açıkca eczacılardan bahsedilmemekle birlikte davalı idarenin savunmasından ve uygulamadan zirai ilaçların eczanelerde perakende olarak satılmasının önlenmek istendiği sonucuna varılmıştır.
Anayasanın 8.maddesinde;yürütme yetkisi ve görevinin Anayasa ve Kanunlara uygun olarak kullanılıp yerine getirileceği, 124.maddesinde de;bakanlıkların kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmıştır.
Belirtilen düzenlemeye göre idare tarafından çıkarılacak yönetmeliğin yasal bir dayanağının olması, idarenin kendi görev alanını ilgilendirmesi ve üst hukuk kurallarına aykırı olmaması zorunludur.
Bu durumda; zirai mücadele ilaçları bayilik ve toptancı izni verilebilmesi için belli özelliklere haiz ziraat mühendisi ve ziraat teknisyeni olma şartının aranması yolundaki yönetmelik hükmü dayanağı olan Yasa ve Tüzüğün amacını aştığı gibi, mevcut yasal düzenlemelerle eczacılara verilmiş olan hakkıda bertaraf ettiğinden hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan Yönetmeliğin,bayilik ve toptancılığın özel izin almış ve özel ve tüzel kişiler tarafından yapılabileceği yolundaki 5.maddesi,perakende satış yerlerinde aranan şartları düzenleyen 15.maddesi,toptan satış yerlerinde aranan şartları düzenleyen 16.maddesi,ve toptan satış yerlerinde aranan şartları düzenleyen 17.maddesi hükümleri dayanağı Yasaya ve hizmet gerekleri ve kanun yararına uygun görülmüştür.
Açıklanan nedenle hukuka aykırı bulunan dava konusu yönetmeliğin zirai mücadele ilaçları bayilik ve toptana izni verilecek kişilerde aranacak şartları tanımlayan 6.maddesinin b ve c bentlerinin iptali, davanın diğer hükümlere yönelik kısmının ise reddedilmesi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince taraflara önceden bildirilen 3.11.1998 tarihinde, davacı vekili Av…. ile davalı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı temsilcisinin geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verildi. Dava doyası incelenip gereği düşünüldü.
Dava; 21.8.1996 tarih ve 22734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Zirai Mücadele İlaçlarının Toptan ve Parekende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğ”in 5,6,15,16 ve 17. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı Türk Eczacılar Birliği’nin iddiaları, zirai mücadele ilaçlarının satılması yetkisinin dava konusu Yönetmelik hükümleri ile eczacılardan alındığı, bu nedenle hukuka aykırı olduğu noktasında toplanmakta ve iptali istenilen Yönetmeliğin 5,6,15,16, ve 17 maddeleri buna ilişkin düzenlemeler içermektedir.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 23. maddesinde; “Zehirli ve müessir eczanın muhafazası ve müstehlike satışının bu husustaki kanun ve mevzuata göre yapılacağı” belirtilmiştir. Aynı Yasanın 28. maddesinde, “Eczanelerde eczacılık ve ziraatta kullanılan kimyevi maddelerle, sıhhi malzeme, tıbbi aletler ve tuvalet eşyasından başka bir eşyanın satılamayacağı” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan 2.3.1927 tarihli 984 sayılı Ecza Ticarethaneleri ile Sanat ve Ziraat İşlerinde Kullanılan Zehirli ve Kimyevi Maddelerin Satıldığı Dükkanlara Mahsus Kanun uyarınca; ecza ticarethanelerinin dışında yalnız sanat ve ziraat işlerinde kullanılan zehirli ve müessir ecza ve kimyevi maddelerini herkesin satabileceği hükmü getirilmtir.
Ancak, 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununun 2. maddesiyle tarım ilaçlarının ithal, ihraç, imal, izhar, satış ve kullanılmalarının bu yasa hükümlerine göre yapılacağı öngörülmüş; aynı Yasanın 40. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve ilaçların ne şekilde satışa çıkarılacağı hususlarının tüzükle belirleneceğini öngören hüküm uyarınca hazırlanan Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri Hakkında Nizannamenin 4. maddesinde, tarım ilaçlarının parekende satışı için Valilikten izin alınması gerektiği, izin verileceklerde aranılacak koşulların ve niteliklerin Bakanlıkça saptanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu düzenlemelerden; zirai mücadele ilacı ve aletleri konusunda herhangi bir sınırlama yapılmadığı ve eczacıların bu konuda yetkili olmadığına ilişkin bir kısıtlamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Eczacıların, sözkonusu maddelerin satışıyla ilgili olarak daha sonra yürürlüğe geren özel yasalara tabi olacakları konusunda kuşkuya yer bulunmamaktadır. Ancak, yukarıda açıklanan özel Yasaların hükümlerine göre bu maddelerin satışı konusunda haiz oldukları yetkinin Yönetmelik hükmüyle ortadan kaldırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Zira, dava konusu yönetmelik hükümleri ziraat teknisyeni ve mühendisi olmayanların zirai mücadele ilaç ve aletlerini satmalarına yönelik bir düzenleme içermemektedir.
Bu nedenle, bayililik izninin yalnızca ziraat mühendisi ve teknisyenlerine verilebileceğini öngören Yönetmelik hükmünün eczacıların Yasaya göre sahip bulundukları yetkiyi ortadan kaldıramayacağı, üstün hukuk kuralı olan Yasa hükümlerinin geçerliliğini koruyacağı açıktır.
Nitekim Danıştay 1. Dairesinin 27.12.1983 gün ve E:1983/332, K:1983/338 sayılı kararında; eczacılara tarımda kullanılan zehirli ve kimyasal maddelerin satışı için bayilik izni verilebileceği mütaala edilmiştir.
Sonuç olarak; davacının iddialarının aksine, dava konusu Yönetmelikle zirai mücadele ilaçları satma yetkisinin eczacıların elinden alınmadığından dava konusu düzenlemede mevzuata aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; 21.8.1996 tarih ve 22734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Zirai Mücadele İlaçlarının Toptan ve Parekende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmeliğ”in 5,6,15,16 ve 17. Maddelerinin iptali istemiyle açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta pulunun isteği halinde davacıya iadesine, 3.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.