Danıştay Kararı 10. Daire 1996/8828 E. 1997/24 K. 28.01.1997 T.

10. Daire         1996/8828 E.  ,  1997/24 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/8828
Karar No : 1997/24

Temyiz Eden (Davalı) : Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı
Vekili : …
Temyiz Eden (Davalı Yanında Müdahil) : …
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : Davacı, şirketin marka devri yapılması isteminin reddine ilişkin 19.9.1996 tarih ve 037012 sayılı işlemin iptali ile tesis olunan haciz işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde bulunmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Bakılan uyuşmazlıkta, öncelikle marka ve marka müracaatlarına konulan haczin devir işlemi üzerine olan etkisinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu husus tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak verilen temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı Markalar Kanunu’nun 5-c maddesinde “Aynı emtiaya müteallik olarak Türkiye’de tescil edilmiş veya tescil için müracaat edildiği halde henüz kesin bir karara bağlanmamış markalarla bunların biçim veya telaffuz yahut mana itibariyle ilk bakışta tefrik edilemiyen benzerlerinin marka olarak tescil edilemiyeceği yolunda hüküm getirilmiştir.
Yukarıda metni açıklanan madde hükmünden anlaşılacağı üzere maddede ilk defa alınacak markalar ile ilgili düzenleme getirilmektedir.
Dava konusu olay ise evvelce verilmiş olan markaların 551 sayılı kanunun 34 üncü madde hükmüne göre yapılması gerekli olan devrine ilişkin olup bu devir ve tescil işleminin 551 sayılı kanunun 5/c maddesi hükmü ile ilgisi bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacı şirketin marka devri yapılması isteminin reddine ilişkin 19.9.1996 tarih ve 037012 sayılı işlemin iptali ile tesis olunan haciz işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonucunda … İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden; … Gıda ve Ticaret Anonim Şirketinin sahibi bulunduğu 109 adet tescilli marka, 20 adet marka müracaatı, 2 adet ihtira beratı ve 1 adet ihtira beratı müracaatının … Noterliğinin 1.5.1995 tarih ve … yevmiye nolu devir sözleşmesi ile davacı şirkete devredildiği, davacı şirketin 3.5.1995 tarihinde davalı idareye verdiği dilekçelerle devir sözleşmesi içeriği markalar, marka müracaatları, ihtira beratları ve ihtira beratı müracaatının devri talebinde bulunduğu, bunlardan 121 adet tescilli marka ve marka tescil müracaatının devir işlemlerinin yapıldığı, ancak … firmasının 28.2.1995 tarih ve 078 sayılı dilekçesi üzerine … kod numarası ile işlem gören “…” markası müracaatının 1.5.1995 tarihli devir senedinde yer almaması nedeniyle Markalar Yasasının 5/c maddesi uyarınca, söz konusu müracaata benzediğinden bahisle 86681 sayılı “…” 85684 sayılı “…”, 108442 sayılı “…”, 141655 sayılı “…”, 141656 sayılı “…” ve 15663 “…” markaları ile 95/1870 sayılı “…”, 95/1871 sayılı “…”, 95/3134 sayılı “…” müracaatlarının devir işlemlerinin yapılmadığı, …İcra Müdürlüğünün 8.5.1995 tarih ve 4231 sayılı, 23.5.1995 tarih ve 2545 sayılı olup davalı idareye 15.5.1995 ve 26.5.1995 tarihinde ulaşan yazıları uyarınca devir eden …firmasının borcundan dolayı anılan markalar ve müracaatların üzerine haciz konulduğu, …firmasının 23.5.1995 tarih ve 138 sayılı dilekçesiyle “…” müracaatından vazgeçtiği, ancak haciz uygulamalarının devam etmesi nedeniyle sözü edilen markalar ile marka müracaatlarının devrinin gerçekleştirilemediğinin anlaşıldığı, bir markanın tescili istemiyle yapılan başvuru üzerine, davalı idarece 551 sayılı Yasa’nın 5/c maddesi uyarınca yapılacak işlemin, tescili istenen markanın, aynı emtiaya yönelik olarak tescil edilmiş veya tescil için müracaat edildiği halde henüz kesin bir karara bağlanmamasına göre ya markayı tescil etmek ya da tescil isteminin reddine karar vermek olması gerektiği, olayda ise, …firmasının tescilini talep ettiği “…” markasının uyuşmazlık konusu tescilli markalar ile işlem gören marka müracaatlarının benzeri olma durumuna göre bir işlem yapılmadığı, aksine bunların tescili istenen “…” markasına benzediklerinden bahisle davacı şirkete devirlerinin yapılmadığı anlaşıldığından tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, uyuşmazlık konusu markalar ile marka müracaatlarına … İcra Müdürlüğünün yazıları üzerine haciz konulmuş olmasının dava konusu işlemin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağı, davanın tesis olunan haciz işleminin iptali istemine yönelik kısmına gelince; uyuşmazlık konusu markalar ile marka müracaatlarına İstanbul 4.İcra Müdürlüğünün yazıları üzerine haciz konulmasının adli işlemlerle ilgili olup idari davaya konu olabilecek nitelikte bir işlem olmaması nedeniyle bu davada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle marka devrinin yapılmaması işleminin iptaline, davanın haciz işlemlerinin iptali istemine yönelik kısmının ise incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Anılan idare mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; 551 sayılı Yasanın 5/c maddesi ile, aynı emtia için aynı ya da benzer markaların iki farklı tüzel ya da gerçek kişiye ait olması engellenerek tüketicinin bu şekilde korunmasının amaçlandığı, işlemin kanuna uygun olduğu, dava kısmen kabul, kısmen red şeklinde sonuçlandığı halde vekalet ücretine hükmedilmediği ileri sürülerek davalı idare tarafından, kararda devrin tesciline ilişkin talebin reddi yolundaki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmekte ise de, bunun sebebinin ve gerekçesinin belirtilmediği, idarece tesis olunan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davalı idare yanında davaya katılan müdahil tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
551 sayılı Markalar Kanununun 5/c maddesi; “Aynı emtiaya mütaallik olarak Türkiye’de tescil edilmiş veya tescil için müracaat edildiği halde henüz bir karara bağlanmamış markalarla, bunlara biçim veya telaffuz yahut mana itibariyle ilk bakışta tefrik edilemiyen benzerlerinin” marka olarak tescil edilemiyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı yasanın 34. ve 35.maddelerinde de; markanın intikali, lisans ve markanın haczine ilişkin esaslar ayrıntılarıyla düzenlenmiştir.
Bakılan uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin iki hususu içerdiği anlaşılmaktadır.
Bunlardan birincisi; davacı şirketin 1.5.1995 tarihli noter devir senedinde 1995/1870 kod numarası ile işlem gören “…” markası müracaatının yer almaması nedeniyle 551 sayılı Yasanın 5/c maddesi uyarınca bu müracaata benzer markalar ile marka müracaatlarının devir işlemlerinin yapılamıyacağı;
ikincisi ise, devir eden firma borcundan dolayı marka ve marka müracaatları üzerine İstanbul 4.İcra Müdürlüğünce haciz konulması nedeniyle devrin gerçekleştirilememiş olmasıdır.
Dava konusu işlemin tesisinden sonra davalı idarenin 27.9.1995 tarihli ve 038309 sayılı işleminde; “…” marka müracaatının işlemden kaldırılması talepli dilekçe üzerine 95/1870 kodlu “…” marka müracaatının işlemden kaldırıldığı, bu nedenle devredilemeyen markaların da devirleri mümkün hale gelmişse de, haciz uygulamaları devam ettiğinden devrin gerçekleştirilemediği belirtilmektedir.
Bu durumda, bakılan uyuşmazlıkta öncelikle, marka ve marka müracaatlarına konulan haczin devir işlemi üzerine olan etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun 86.maddesinde: borçlunun, alacaklının muvafakati va icra memurunun müsaadesi alınmaksızın mahcuz menkul mallarda tasarruf edemeyeceği hükme bağlanmıştır. Sinai mülkiyet hukukuna göre haczedilebilecek olan marka üzerinde haciz uygulanması halinde markanın devredilemiyeceği de tartışmasız olup, bu husus araştırılmaksızın verilen temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacının … İcra Müdürlüğünce tesis edilmiş olan haczin iptaline ilişkin isteminin incelenmeksizin reddinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin ve davalı idare yanında davaya katılan müdahilin temyiz isteminin kabulü ile …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine 28.1.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.