Danıştay Kararı 10. Daire 1996/7506 E. 1997/3074 K. 24.09.1997 T.

10. Daire         1996/7506 E.  ,  1997/3074 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/7506
Karar No : 1997/3074

Temyiz Eden (Davalı) : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının sınırdışı edilmesine ve Türkiye’ye girişinin yasaklanmasına dair işlemin kaldırılması isteğinin reddine ilişkin işlemi iptal eden, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı öne sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının daha önce kaçakçılık suçundan mahkum edilmesi sınırdışı edildiği halde izinsiz olarak yurda girmesi hususlarıyla dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre hakkında alınan önlem ve tesis edilen diğer işlemler dikkate alındığında dava konusu işlemin 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 8. maddesi 5 ve 6. fıkralarına, 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesinin B ve E fıkraları ile 22. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından; davanın reddi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 5682 sayılı Pasaport Yasasının 8. maddesinin 6. bendinde, her nevi kaçakçıların Türkiye’ye girişinin yasak olduğu belirtilmiştir. … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 1918 sayılı Yasanın 25/2 maddesi uyarınca 211.312 lira ağır para cezası ile cezalandırılan … uyruklu davacının Türkiye’ye girme yasağının kaldırılmamasına ilişkin işlem, yasaya uygun olup aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteğinin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Davacı, sınırdışı edilmesine ve Türkiye’ye giriş yasağı getirilmesine ilişkin işlemin kaldırılması isteğinin reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesince, 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 8. Maddesi ile 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 19. maddesi hükümleri belirtildikten sonra; dava konusu işlemin sebep unsurunu davacının 1987 yılında iki karton gümrüksüz sigarayla yakalanması üzerine yargılanarak aldığı para cezasının oluşturduğu, bunu geniş kapsamlı ve kanunun öngördüğü anlamda kaçakçılık faaliyeti olarak değerlendirme olanağının bulunmadığı, olayın üzerinden 9 yıl geçtiği, cezanın adli kayıtlardan silindiği, geçen süre içerisinde davacı hakkında herhangi bir takibat ve suç kaydına rastlanmadığı, ayrıca son dönemde emniyetin değişik birimlerinde yapılan araştırmada davacı aleyhine herhangi bir tesbit ve kayıt bulunmadığının da belirlendiği, bu durumda davacının durumunun 5682 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 5683 sayılı Kanununun 19. maddesi kapsamında görülemeyeceği, öte yandan davacının isteminin ikamet izni olmayıp, sadece Türkiye’ye giriş çıkış serbestisine sahip olmakla sınırlı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının kaçakçılık suçunu işlediğinin yargı kararıyla kesinleştiği, bu haliyle 5683 sayılı Yasa’nın 7. maddesinin (B) ve(E) fıkralarına göre ikamet izni verilmesine olanak bulunmadığı, ayrıca 5682 sayılı Yasanın 8. maddesi gereği de yurda sokulamayacağı gibi, ülkenin genel güvenliği açısından da davacının yurda girmesinin uygun görülmediği iddiasıyla anılan Mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 5. maddesinde, bu kanunda derpiş edilen istisnalar dışında yabancıların Türkiye sınırlarından içeriye girebilmek için yetkili Türk makamlarından vize almalarının mecburi olduğu, vizesiz olarak Türkiye sınırlarına gelenlerin memlekete kabulünün ilgili emniyet makamlarının müsaadesine bağlı bulunduğu; aynı Yasa’nın 8. maddesinin 4. fıkrasında, Türkiyeden sınırdışı edilmiş olup da avdetine müsaade edilmemiş bulunanların, 5. fıkrasında Türkiye Cumhuriyetinin emniyetini ve umumi nizamını bozmak niyetiyle veya bozmak isteyenler ve bozanlara iştirak veya yardım etmek maksadıyla geldikleri sezilenlerin, 6. fıkrasında da her nevi kaçakçıların Türkiye’ye girmeleri memnu kimseler olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesinin (B) fıkrasında, Türk Kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemeyecek durumda olan ve faaliyette bulunanlara, (D) fıkrasında Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunanlara, (E) fıkrasında’da Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal edenlere ikamet tezkeresi verilemeyeceği; aynı Yasanın 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların Türkiyeden çıkmağa davet olunacağı ve terketmeyenlerin sınırdışı edilebileceği hükümleri yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … uyruklu davacının 1985 yılında turistik pasaportla Türkiye’ye giriş yaptığı, Türkçe kurslarına katıldıktan sonra girdiği üniversite sınavlarında … Üniversitesini kazandığı, 1987 yılında bir ihbar üzerine yapılan aramada çantasında gümrüksüz sigara bulunması sonucu yargılanarak … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihi ve K:… sayılı kararıyla 1918 sayılı Yasanın değişik 25/2. Maddesi uyarınca ağır para cezasına çarptırıldığı, bu yargı kararı üzerine 8.7.1988 tarih ve Yab. Şb. Vize … sayılı İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü işlemine dayanılarak 5683 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre sınırdışı edilerek, 5682 sayılı Yasa’nın 8. maddesine göre de yurda girmesi memnu kimseler arasına alındığı, bir süre …da kaldıktan sonra sahte belgelerle 1988 yılı sonunda sınırı geçerek …’a oradan da …’ya gelerek ikamet etmeye başladığı, 30.Ocak.1992 tarihinde yeniden sınırdışı edildiği, ancak daha sonra yeniden Türkiyeye girerek 14.Temmuz.1993 tarihinde kayda geçen dilekçesiyle hakkında alınan sınırdışı ve Türkiye’ye girme yasağının kaldırılması isteğinde bulunduğu, yapılan inceleme ve araştırma sonucunda da 25.1.1996 tarih ve … sayılı dava konusu işlemle isteğinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında kesinleşen yargı kararıyla kaçakçılık suçundan ağır para cezasına çarptırılan davacının 5682 sayılı Yasa’nın 8. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Türkiye’ye girmesinin yasaklanmasında ve sınırdışı edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan davacının hakkında alınan sınırdışı ve Türkiye’ye girmesinin yasaklanması kararına rağmen sahte belgeler düzenleyerek birden çok defa Türkiye’ye girmesi ile idarece gönderilen bilgi ve belgelere göre saptanan diğer faaliyetlerinin de birlikte değerlendirilmesi sonucu, ülkede kalmasının umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı olduğu da görülmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline dair temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 24.9.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.