Danıştay Kararı 10. Daire 1996/4937 E. 1998/6853 K. 21.12.1998 T.

10. Daire         1996/4937 E.  ,  1998/6853 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/4937
Karar No : 1998/6853

Temyiz Eden (Davalı) : T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü – ANKARA
Vekili : …
Temyiz Eden (Davalı Yanında Müdahil) : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : 3855 sayılı Yasa’nın Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle ilgililer hakkında uygulanmaması yolundaki davacı isteğinin reddine ilişkin işlemin iptali ile sözkonusu Yasanın 2,3,4,5,6,7 ve Geçici 1. maddelerinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, 3855 sayılı Yasa’nın Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle ilgililer hakkında uygulanmaması yolundaki davacı isteğinin reddine ilişkin işlemin iptali ile sözkonusu Yasanın 2,3,4,5,6,7 ve Geçici 1. maddelerinin Anayasaya aykırılığı
nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi istemiyle
açılmıştır.
Açılan bu dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, davacının hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılarak, 12.12.1992 tarih ve 21433 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3855 sayılı T.C Emekli Sandığı Kanununun 68. Maddesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair 26.10.1990 tarih ve 3671 sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 2.3.4.5.6.7. maddeleri ile Geçici 1. maddesinin Anayasaya aykırılık iddiasının ciddi bulunarak Mahkemenin 9.6.1994 tarihli kararı ile konunun Anayasa Mahkemesine intikal ettirildiği ve Anayasa Mahkemesinin 28.12.1994 tarih ve E:1994/59, k:1994/83 sayılı kararı ile 3855 sayılı Kanunun bazı maddelerinin iptal edildiği, bazı maddelerinin ise ya uygulanacak madde olmadığından ya da Anayasaya aykırı olmadığından iptal istemlerinin reddedildiği, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 30.12.1994 tarih ve 1442 sayılı yazısından; 3855 sayılı Yasanın, 2. maddesiyle değiştirilen 3671 sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin; ikinci fıkrasının birinci ve ikinci tümcesinin; üçüncü fıkrasının; 6. maddesinin ikinci tümcesinin; 7. maddesiyle değiştirilen 3671 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin; 2. Maddesiyle değiştirilen 3671 sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesi ile dördüncü fıkrasının, iptal edilen metinler olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar, Anayasanın 153. maddesinin 5. fıkrasında, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği öngörülmüş ise de; gerek yargısal kararlara, gerekse öğretiye göre, bu hükmün, iptal kararlarının uyuşmazlık haline getirilmemiş işlemlere tesir etmeyeceği şeklinde anlaşılması gerektiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince iptal edilen yasal kurallara dayalı davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare ve (davalı yanında) müdahil tarafından, anılan İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararın; usul yönünden kişisel hakkı ihlal edilmeyen davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, esas yönünden ise, Resmi Gazetede yayımlanmamış bulunan Anayasa Mahkemesi kararına dayanılarak hüküm tesis edilemeyeceği ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde, iptal davasının subjektif ehliyet koşulu “menfaat ihlali” olarak yer almışken; bu koşul, 4001 sayılı Yasayla; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere “kişisel hak ihlali” olarak değiştirilmiş; ancak 2577 sayılı Yasanın 4001 sayılı Yasayla değişik 2/1-a maddesi 21.9.1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Dolayısıyla, yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar, belirtilen konuda yasal boşluk bulunmaktadır.
İdari dava türlerinden iptal davalarının tanımı ve tanımı kapsamındaki subjektif ehliyet koşulu konusunda mevzuat boşluğu var olmakla birlikte; iptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri gözönüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.
Emekli Sandığı iştirakçisi olan davacı, 3855 sayılı Yasanın eşitsizliğe yolaçması nedeniyle ilgililer hakkında uygulanmaması yolundaki isteğinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmış bulunmaktadır.
Bu haliyle, dava konusu işlem davacının kişisel menfaatini ihlal etmemekte olup, Emekli Sandığı iştirakçisi veya yurttaş olmak sıfatının ise bu davayı açmakta davacının subjectif ehliyetinin bulunduğunu göstermemektedir.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin ve müdahilin temyiz istemlerinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 21.12.1998 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Azlık Oyu : İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı Yasanın değişik 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen İdare Mahkemesi Kararı; usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.