Danıştay Kararı 10. Daire 1996/2608 E. 1997/5233 K. 03.12.1997 T.

10. Daire         1996/2608 E.  ,  1997/5233 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/2608
Karar No : 1997/5233

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Özelleştirme İdaresi Başkanlığı – ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu hukuk devletinde, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri “iptal davaları”dır.
İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulu, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorundur. Dolayısıyla sübjektif ehliyet koşulunun; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenme alanını genişletecek biçimde yorumlanması gerekmektedir.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine İlişkin Yasada “kuruluş” olarak anılan değişik kamusal varlıkların özelleştirilmesine ilişkin işlemlerdeki hukuka uygunluğun denetimini istemek hak ve yetkisinin o ülke vatandaşlarının her birine tanınması hukuk devleti olmanın gereğidir.
Bir ülke yurttaşının, “dolaylı” ya da “dolaysız” olarak ödediği vergiler ile, gerektiğinde sübvanse edilen bu tür kuruluşların satışının hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesinin kamu yararı ilkesine de uygun olduğu tartışmasızdır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın bozulması gerekir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, İdare Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; … A.Ş. (Banka) nin özelleştirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 11.9.1995 tarih ve 95/69 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2.maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere kişisel hakları ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceğinin öngörüldüğü, iptal davalarında güdülen amacın, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yolu ile denetlenmesi olduğu, iptali istenilen idari işlemin, dava açacak kişinin menfaatini etkileyip etkilemediğinin takdirinin yargı yerine bırakıldığı, iptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ihlali koşulunun, kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması durumunda gerçekleşeceği, başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacıyı etkilemesi, yani, davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi gerektiği, dosyanın incelenmesinden, iptali istenilen idari işlem ile, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın dışında bir niteliği olmayan davacı arasında ciddi ve geçerli bir menfaat ilişkisinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı ehliyet yönünden reddetmiştir.
Davacı, satılan kamu malı üzerinde herbir yuttaşın hakkının bulunduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen …İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 3.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.