Danıştay Kararı 10. Daire 1996/2548 E. 1998/756 K. 23.02.1998 T.

10. Daire         1996/2548 E.  ,  1998/756 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/2548
Karar No : 1998/756

Temyiz Eden (Davacılar) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdari eylemlerin neden olduğu bedensel zararlar kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılacağından, davacıların kızının % 60 oranında (sağ diz dezartikülasyonuna bağlı) çalışma gücünü kaybettiği yolundaki 15.11.1994 tarihli rapordan sonra yapılan başvuru üzerine 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi hükmüne uygun olarak süresinde dava açıldığı anlaşıldığından, idare mahkemesi kararının davanın protez bedeline ilişkin kısmının süreden reddine ilişkin bölümünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kararın, davacıların fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmında ise hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenle, davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının protez bedeline ilişkin kısmının bozulması, fazlaya ilişkin tazminat istemi yönünden temyiz isteminin reddi ile kararın bu hususa ilişkin bölümünün onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 14.1.1997 tarihli istem yazısının gereği olarak gönderilen … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı dosyasının incelenmesinden davacının küçük …’ın uğradığı zarar dolayısıyla maddi, manevi tazminat ve protez bedeli talep ettiği, mahkemenin maddi, manevi tazminat isteminin kısmen kabul ile protez bedeli için, protez gideri belli olduktan sonra idareye müracaat edilmesini karara bağladığı anlaşılmıştır.
Davacı bu kerre 31.12.1994 tarihinde idareye protez bedeli ve fazla tazminat ödenmesi için müracaat ettiğinden 24.4.1995 tarihinde açılan dava protez bedeli için süresinde olmaktadır. Zira protez bedeli kazanın olduğu anda belli olmayıp ancak amputasyon ve rehabilitasyon devrelerinin sonucunda ortaya çıkabilecek bir giderdir.
Yukarıda açıklanan nedenle protez bedeli yönünden temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması, fazlaya ilişlkin tazminat yönünden temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacıların çocuğu …’ın 16.9.1993 tarihinde … İlçesi, … Caddesinde yoldan geçen güvenlik güçlerine ait araçtaki silahın patlaması sonucunda sağ bacağının dizinden itibaren kesilerek işgücü kaybı ve sakatlık sonucu uğranılan zarara karşılık 500.000.000 lira maddi, 500.000.000 lira manevi zararın tazmini ve protez taktırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla maddi tazminatın 500.000.000 lira olarak kabulüne, manevi tazminatın 100.000.000 lira olarak kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemiyle diğer taleplerin reddine karar verilmesinden sonra takılacak protezin bedeli olarak 200.000.000 lira, o davadaki maddi zarara ilişkin bilirkişi raporunda belirtilen ve taleplerini aşan fazlaya ilişkin 400.000.000 lira olmak üzere toplam 600.000.000 lira tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonunda, … İdare Mahkemesince, dava dosyasının incelenmesinden; davacıların çocuğu …’ın 16.9.1993 tarihinde … İli, … İlçesi … Caddesinde yoldan geçmekte olan güvenlik güçlerine ait araçtaki silahın kazayla patlaması sonucunda sağ bacağından yaralandığının, … Devlet Hastanesinde sağ bacağının dizinden itibaren kesilerek çalışma gücünü % 60 oranında kaybettiğinin, 21.9.1993 tarihinde tazminat istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500.000.000 lira maddi, 500.000.000 lira manevi tazminat ödenmesi ve protez bacak taktırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu % 60 işgücü kaybı nedeniyle 942.555.555 lira maddi zarar hesaplandığının, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 500.000.000 lira maddi ve 200.000.000 lira manevi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat ile diğer taleplerin reddine karar verildiğinin, bu arada Mahkemece E:… sayılı davada karar verilmeden önce bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra davacı vekilince 2.1.1995 tarihinde ikinci kez davalı idareye başvurularak protez karşılığı ve bilirkişi raporunda belirtilip E:… sayılı davadaki istemlerini aşan maddi zararın ödenmesinin istendiğinin, bu istemin reddi üzerine protez bedeli ve ek tazminata ilişkin olarak bu davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, davanın protez bedeline ilişkin kısmında; 2577 sayılı Yasanın 13. maddesine göre 16.9.1993 tarihinde meydana gelen olaydan itibaren bir yıl içerisinde tazminat istemiyle idareye başvurulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 2.1.1995 tarihinde idareye yapılan başvuru üzerine 24.4.1995 tarihinde açılan dava süre aşımı bulunduğu, fazlaya ilişkin tazminat talebine gelince; ilk davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak ikinci bir dava yoluyla istenmesinin mümkün bulunmadığı, bu nedenle, aynı konuda daha önce açılan davada davacının tazminat istemi hakkında bir karar verilmiş olduğundan o davayı genişletici nitelikteki ek tazminat isteminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın protez bedeline ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle reddine; fazlaya ilişkin tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafdan, anılan idare mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yerinde olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyizen incelenen idare mahkemesi kararının; davacıların tazminat talebiyle açtıkları ilk davada yaptırılan bilirkişi incelemesiyle saptanan, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddi yolundaki kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kararın protez bedeline ilişkin kısmına gelince;
İdari eylemlerin neden olduğu bedensel zararların kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılacağı, 2577 sayılı Yasanın 13. Maddesinde öngörülen sürenin kesin raporun ilgiliye tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlayacağı Danıştay’ın yerleşik kararlarında kabul edilmiş bulumaktadır.
Temyizen incelenen kararda; olay tarihi olan 16.9.1993 tarihinden itibaren bir yıl içinde davalı idareye başvurulmadığı gerekçesiyle dava süre yönünden reddedilmiş ise de, davacılar tarafından tazminat istemiyle açılan ilk davada maddi zarar miktarının saptanması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelenmesine esas alınan 15.11.1994 tarihli … Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu Raporunda davacıların kızının çalışma gücünü % 60 oranında kaybettiği belirtilmiştir.
Bu haliyle, söz konusu rapor, davacıların kızının sakatlık durumunu kesin olarak belirleyen ve taktırılacak protezin cinsine göre yapılması gereken masrafın hesaplanmasında da dikkate alınabilecek nitelikte olup, rapor tarihi itibariyle protez bedelinin ödenmesi istemini havi ve davalı idare kayıtlarına 2.1.1995 tarihinde geçen 31.12.1994 tarihli dilekçeyle yapılan başvuru, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca süresinde bulunmaktadır.
Açıklanan nedenle, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davacıların fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının onanmasına; davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile sözü edilen kararın, davanın protez bedeline ilişkin bölümünün süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının bozulmasına; kararın bozulan bölümü hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 23.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.