Danıştay Kararı 10. Daire 1996/2275 E. 1998/5279 K. 22.10.1998 T.

10. Daire         1996/2275 E.  ,  1998/5279 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/2275
Karar No : 1998/5279

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … Bankası … Şubesi tarafından tahsil edilen vergilerin 6183 sayılı Yasa’nın 41. maddesinde öngörülen 7 günlük sürede vergi dairesinin hesabına aktarılmadığı öne sürülerek sorumlu sıfatıyla davacı banka şubesi adına hesaplanan gecikme zammının istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar veren … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden tahsil edilen vergilerin Yasada öngörülen süreden sonra vergi dairesinin hesabına geçirildiği anlaşılmakla birlikte, gecikmenin tahsil eden … Şubesinden mi, yoksa hesabın bulunduğu davacı … Şubesinden mi kaynaklandığı anlaşılamamaktadır.
6183 sayılı Yasa’nın 41. maddesinde gecikme halinde tahsilatı yapan kuruluşlardan gecikme zammı alınacağı öngörülmüştür.
Aktarılan bu düzenlemeye göre gecikme zammının tahsilatı yapan kuruluş sıfatıyla … Bankası Genel Müdürlüğü tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Ancak gecikme zammının ödenmesi gerektiği açık olduğundan ve adına işlem tesis edilen banka şubesi ile sorumlu genel müdürlük arasındaki ilişki nedeniyle şubece ödenecek gecikme zammının muhasabe işlemleriyle aktarılması da mümkün olduğundan gecikme zammı istenilmesine ilişkin işlemin bu yönden iptalini gerektirmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 3.4.1992 tarihve 21191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3787 sayılı “Bazı Kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Artırımı Hakkında Kanun’un 12 nci maddesinin 4 ncü fıkrasında “Bukanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarı ile 6183 sayılı “AATUHK”nun 41 inci maddesine istinaden … Bankası ve Postaneler adına uygulanan gecikme zamları ile ilgili kuruluşların sorumluları adına hesaplanan % 10 nispetindeki cezaların tahsilinden vazgeçilir” hükmü getirilmiştir.
Aynı Kanunun 23 üncü maddesinde ise “Bu kararın … diğer hükümlerin yayımı tarihinde yürürlüğe girer” hükmü mevcuttur.
Yukarıda metinleri açıklanan madde hükümlerinin beraberce incelenmesinden anlaşılacağı üzere 3787 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin hükmü 3.4.1992 tarihinden itibaren yürürlük kazanmış olup maddenin 4 ncü fıkrası hükmüne göre 6183 sayılı Kanunun 41 nci maddesi hükmü gereği … Bankası ve Postaneler adına uygulanan gecikme zamları ve ilgili kuruluşların sorumlular adına hesaplanan % 10 nispetindeki cezaların tahsilinden 3.4.1992 tarih itibarı ile vazgeçilecektir.
Dosyanın incelenmesinden 3787 sayılı Kanunun 12/4.maddesi hükmü icabı 3.4.1992 tarihinden sonra tahsil olanağı bulunmayan gecikme zammı için 4.9.1992 tarihinde dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, işlem aleyhine açılan davayı red eden mahkeme kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
… Bankası … Şubesi tarafından 17-18.8.1992 tarihlerinde tahsil edilen vergilerin, Ulus Şubesindeki vergi dairesi hesabına 6183 sayılı Yasa’nın 41. maddesinde öngörülen 7 günlük süreden sonra 31.8.1992 tarihinde intikal ettirildiği öne sürülerek, aynı yasa uyarınca hesaplanan gecikme zammının sorumlu sıfatıyla davacı … Şubesi’nden istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, tahsil edilen verginin Yasada öngörülen 7 günlük süreden sonra aktarıldığı tartışmasız olduğundan hesaplanan gecikme zammının sorumlu sıfatıyla davacı banka şubesinden istenilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı banka şubesi; aynı olay nedeniyle sorumlu görülen … Şubesi Müdürü’nden gecikme cezası istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava üzerine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K: sayılı kararıyla, … Şubesine 28.8.1992 tarihinde gelen paranın geciktirilmeksizin 31.8.1992 tarihinde vergi dairesi hesabına geçirildiğinden … Şubesi ve müdürünün sorumluluğundan sözedilemiyeceği gerekçesiyle işlemin iptal edildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini öne sürerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
6183 sayılı Yasa’nın 3418 sayılı Yasayla değişik 41. maddesinde Maliye Bakanlığınca belirlenecek kamu alacaklarının bu bakanlıkça belirlenecek bankalar aracılığıyla ödenebileceği, bankalarca tahsil edilen paraların Merkez Bankasına aktarılma süresinin tahsil edildikleri tarihten itibaren azami 7 gün olduğu, bankalarca tahsil edilen paraların süresinde aktarılmadığı takdirde kamu alacağının tahsilatı yapan kuruluşlardan gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edileceği, bu görevleri süresinde yerine getirmeyen sorumlulardan ayrıca %10 oranında ceza tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Aktarılan düzenlemede gecikme zammının tahsilatı yapan kuruluşlardan alınacağı öngörüldüğünden, hesaplanan gecikme zammının tahsilatı yapan kuruluş sıfatıyla banka genel müdürlüğünden tahsili gerekmektedir. Ancak gecikmenin hangi şubenin ve banka görevlisinin kusurundan kaynaklandığının belirlenmesi gecikme cezası alınacak olan banka görevlisinin saptanması açısından önem taşımaktadır.
Nitekim aynı olay nedeniyle davacı … Şubesi müdürü adına hesaplanan gecikme cezasının istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada da, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, kamu alacağının … Şubesi tarafından tahsil edildiği, düzenlenen dekontun vergi dairesinin hesabının bulunduğu … Şubesine 28.8.1992 tarihinde inttikal ettirildiği ve bu şubenin Cumartesi, Pazar günlerini izleyen 31.8.1992 tarihinde kamu alacağını vergi dairesi hesabına geçirdiği, aynı günde Merkez Bankasına aktardığı, bu durumda kendisine intikal eden kamu alacağını geciktirmeksizin aktaran … Şubesinin ve bu şubenin müdürünün sorumluluğundan sözedilemiyeceği gerekçesiyle müdür adına hesaplanan gecikme cezasının istenilmesine ilişkin işlem iptal edilmiştir. Temyizen incelenen bu karar, Dairemizin 31.1.1996 tarih ve E:1995/4173, K:1996/244 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu durumda davacı banka şubesinin olayda kusuru saptanmamakla birlikte, tahsil edilen kamu alacağının Yasada belirlenen süreden sonra intikal ettirildiği açık bulunmaktadır. Dolayısıyla Yasada öngörülen gecikme zammının tahsilatı yapan kuruluş sıfatıyla … Bankası Genel Müdürlüğü’nden alınması gerekmektedir. Olayda gecikme zammı istenilmesine ilişkin işlem davacı banka şubesi adına düzenlenmişse de, sorumlu genel müdürlükle, banka şubesi arasındaki ilişki dikkate alındığında, söz konusu gecikme zammı muhasebe işlemleriyle genel müdürlükten şube kayıtlarına aktarılabileceğinden, tahsili gereken gecikme zammının banka şubesinden istenilmesi, işlemin bu yönden iptalini gerektirmemektedir.
Bu itibarla geç intikal ettirildiği tartışmasız olan kamu alacağı için gecikme zammı hesaplanması hukuka uygun olduğundan, sorumlu banka genel müdürlüğünün şubesi adına işlem tesis edilmesi ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddedilmesi de sonuç olarak hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca davalı temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarihinde ve E:…, K:… sayılı kararının belirtilen gerekçelerle onanmasına 22.10.1998 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar temyize konu mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından, hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan idare mahkemesi kararının da özetlenen gerekçesiyle birlikte onanması gerektiğinden, mahkeme kararının, gerekçesinin değiştirilerek onanması yolundaki çoğunluk kararına katılmıyoruz.