Danıştay Kararı 10. Daire 1996/1893 E. 1999/2142 K. 29.04.1999 T.

10. Daire         1996/1893 E.  ,  1999/2142 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/1893
Karar No : 1999/2142

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Başbakanlık – ANKARA
2- Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı-ANKARA
İstemin Özeti : Davacı Belediyenin, Geliştirme ve Destekleme Fonundan alt yapı işlerinde kullanılmak üzere aldığı, kredi borcu ve faizinin 3836 sayılı Yasa kapsamında olduğundan bahisle tahkimi istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar veren, …. İdare Mahkemesi’nin …gün ve E:… K:…sayılı kararının, davacı tarafından temizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 1-Başbakanlık, yerinde olmadığını öne sürdüğü temyiz isteminin reddi gerektiğini savunmuştur.
2-Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, yerinde olmadığını öne sürdüğü temyiz isteminin reddi gerektiğini savunmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddiyle, bozulması istenen kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, İdare Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince 2577 sayılı Yasa’nın 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi kabul edilmeyerek, dosya incelenip, gereği düşünüldü:
Dava, Davacı Belediyenin, Toplu Konut İdaresi bünyesinde bulunan Geliştirme ve Destekleme Fonu’ndan alt yapı işlerinde kullanılmak üzere İller Bankası şartları ve aracılığı ile almış olduğu 11 milyar lira kredi borcu ve faizinin 3836 sayılı Yasa uyarınca tahkim kapsamına alınması isteğinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince, 3836 sayılı Yasada tahkime tabi borçların açık bir şekilde belirlenmediği, tahkime tabi tutulacak borç ve alacakların nitelikleri itibariyle değerlendirilmesi ve uygulama konusunda doğacak sorunların çözülmesi konusunda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan’a yetki verildiği, dosyanın incelenmesinden de bu yetkiye dayanılarak Devlet Bakanlığı makamından alınan 17.12.1992 tarih ve 92/1137 sayılı onayla belediyelerin yalnızca Hazineye olan vergi ve devirli kredi borçlarının, İller Bankası’na olan yatırım kredisi borçlarının, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve SSK Genel Müdürlüğüne olan borçarın tahkim kapsamına alındığının anlaşıldığı, bu durum karşısında da verilen yetkiye dayanılarak belirlenen borçların dışındaki davacı Belediyenin Geliştirme ve Destekleme Fonuna olan kredi ve faiz borcunun tahkim kapsamına alınmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Belediye, hukuka aykırı olduğunu öne sürdüğü anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
3836 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Birbirlerine Olan Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, ekonomide mali istikrarın sağlanması amacıyla bu kanun kapsamına giren tüm kurum ve kuruluşların birbirlerine olan borçlarının (ana para, faiz, gecikmeye ilişkin cezalar dahil) bu Kanun esasları çerçevesinde tahkim olunacağı, banka hüviyetindeki kuruluşların; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına olan borçlarından yalnız bu Kanun kapsamına giren kurum ve kuruluşlarla ilgili olanların tahkime tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasa’nın,”Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Borçları” başlıklı 2. maddesinde de, Bu Kanuna ekli cetveldeki fon, daire, idare, teşekkül, banka, kurum, kuruluş ve birliklerin 31.12.1991 tarihinde birbirlerine olan birinci maddedeki söz konusu borçları ile Toprak Mahsülleri Ofisi ve Birliklerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki Merkez Bankası ve Ziraat Bankası borçlarının (Belediyelerin İller Bankasına olan kısa vadeli borçları hariç) takas ve mahsup yoluyla tasfiye edildikten sonra Hazinece devir alınarak tahkime tabi tutulacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası bilançosunda aktifleştirileceği, takas ve mahsuba, itfaya, devire ve aktifleştirmeye tabi tutulacak borç miktarının ilgili kuruluş, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından müştereken bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tesbit edileceği; Belediyelerin, İller Bankasına olan yatırım kredisi borçları ile ilgili olarak, Bankaca 31.12.1991 tarih ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında bu borçlara karşılık yapılan kesintilerin belediyelere iade edileceği öngörülmüştür.
Diğer yandan, Yasa’nın 3. maddesinde ise, bu Kanun kapsamına giren kuruluşların tahkime tabi tutulacak borç ve alacaklarını nitelikleri itibariyle değerlendirmeye ve uygulama konusunda doğacak sorunları çözmeye Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakanın yetkili olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlık, tahkim kapsamına giren borç alacak ilişkilerinin sınırlandırılmasında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının yetkisinin bulunup, bulunmadığından ve yasada yeralan kuruluşların tahkime tabi borçlarının açıkça yer alıp almadığından kaynaklandığından mevzuatın bu yönden irdelenmesi gerekmektedir.
Yasa’nın 1. maddesinde, bu Yasa kapsamına giren tüm kurum ve kuruluşların birbirlerine olan borçlarının bu Yasa esasları çerçevesinde tahkim olunacağı belirtilirken, banka hüviyetindeki kuruluşların, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na olan borçlarından yalnız bu kanun kapsamına giren kurum ve kuruluşlarla ilgili olanların tahkime tabi tutulacağı belirtilerek, Yasada belirtilen kurum ve kuruluşların birbirlerine olan borçlarının yada birbirleriyle ilgili olan borçlarının tahkim kapsamında olduğuna açıklık getirilmiştir. Başka bir deyişle Yasada yer alan kurum ve kuruluşların, Yasada yer almayan kurum ve kuruluşlara olan borçları tahkim kapsamı dışında tutulmuştur.
Yasa’nın 2. maddesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının borçları belirtilirken bu kurum ve kuruluşlardan hangilerinin hangi tarihe kadar ki borçlarının kapsamda olduğuna açıklık getirilip, bazı kurum ve kuruluşların belli dönemdeki borçları ile bazı kurum ve kuruluşların da bazı borçları kapsam dışında bırakılmıştır. Konuyla ilgili olarak bu maddede, Belediyelerin İller Bankasına olan kısa vadeli borçları kapsam dışındaki borçlar arasında gösterilmiştir. Yasaya ekli cetvelde de tahkim kapsamına alınan kurum ve kuruluşlar sayılırken Belediyelere ve Toplu Konut idaresine de yer verilmiştir.
Yasa’da kamu kurum ve kuruluşları ile tahkim kapsamına alınan ve dışarında bırakılan borçlar bu şekilde belirlenirken; Yasa’nın 3. maddesinde de Yasa kapsamına giren kuruluşların tahkime tabi tutulacak borç ve alacaklarını nitelikleri itibariyle değerlendirmeye ve uygulama konusunda doğacak sorunları çözmeye Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan’ın yetkili olduğu belirtilmiş, bu Bakana kapsamı Yasada gösterilen kurum ve kuruluşların ya da borçların hangilerinin kapsama alınacağı konusunda ayrıca bir yetki verilmemiştir. Başka bir deyişle kapsam Yasada belirlendiğinden verilen yetki bir kurum veya kuruluşun ya da bir borcun yasa kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesiyle sınırlı tutulmuştur.
Belirtilen bu duruma göre, Yasa kapsamındaki bir kurum yada kuruluşun Yasa kapsamındaki bir kurum ya da kuruluşa olan ve yine Yasa kapsamında sayılan borçlarının idarece tahkim kapsamı dışında tutulacağına olanak bulunmadığından, Yasa kapsamı içindeki Belediye borçlarının bir kısmının dışarıda bırakılarak ve Yasa’nın bu konuda yetki verdiği öne sürülerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.Bu nedenle işlemin iptali gerekirken, açılan davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca, davacının temyiz isteminin kabulüne, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 29.4.1999 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesinde öngörülen nedenlerin hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen karar usul ve hukuka uygun bulunduğundan, temyiz isteminin reddiyle, idare mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşü ile aksi yoldaki çoğunluk kararına katılmıyorum.