Danıştay Kararı 10. Daire 1996/1546 E. 1998/6040 K. 23.11.1998 T.

10. Daire         1996/1546 E.  ,  1998/6040 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/1546
Karar No : 1998/6040

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan denizden dolgu vasıflı 220.000 metrekarelik taşınmazın 3522 sayılı Yasa’nın 1/a ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/d maddesi uyarınca tahsisi için yaptığı başvurunun yanıtlanmaksızın reddine işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddine karar veren … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenip bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmdığı öne sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının hukuki statüsü ve 3522 sayılı Yasa’nın 1/a ve 178 sayılı Kanun Hükmü’nde Kararname’nin 13/d maddesi karşısında, davacının tahsis isteğinin ihtiyacının bulunup, bulunmadığı incelenmek koşuluyla kabulü gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, 7462 sayılı Yasa’nın 7. maddesine dayanılarak, öncelikle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na başvurulması gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmişse de, 7462 sayılı Yasa’nın 7. maddesinin gerçek kişilere ait taşınmazın kamulaştırılması için öngörülen prosedürü düzenlemiş olması ve davalı idarenin bizzat kendisinin de tahsis amacını dikkate alarak davacının ihtiyacı olup olmadığını araştırarak bir karar vermesinin ve tahsis amacına aykırı kullanım halinde tahsisi kaldırmasının mümkün olması karşısında mahkeme gerekçesinin kabulüne olanak kalmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : … Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş kapasite arttırma ve modernizasyon projesi kapsamında inşa edilen yeni liman tahliye sistemi için konveyör tesisleri yapılması amacıyla 220.000 m2 dolgu vasıflı taşınmazın tahsisi için yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olup davacı şirket tarafından anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3522 sayılı Devlet Tarafından Kurulacak Demir ve Çelik Fabrikalarının Haiz Olacakları Muafiyetler Hakkında Kanunda, Devlet tarafından kurulacak demir ve çelik fabrikalarının ihtiyacı için Devlete ait araziden lüzumu kadarının meccanen verileceği hükme bağlanmıştır.
… Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş’nin 4/12975 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş olduğundan, bu fabrikaların ihtiyacı için Devlete ait araziden gereği kadarının, şirketin ihtiyacı tesbit edilerek verilmesi gerekmektedir.
3522 sayılı Yasada, tevfiz işleminin 1055 sayılı Yasaya göre yapılacağı belirtilmiş, 1055 sayılı Yasa da yürürlükten kalkmış ise de, bu fabrikaların ihtiyacı için devlete ait araziden lüzumu kadarının meccanen verileceğine ilişkin 3522 sayılı yasanın (1/a) maddesi yürürlükte bulunduğundan, bu fabrikaların ihtiyacı için gerekli olan Devlete ait arazinin fabrikalara verilmesine engel bir durum yoktur.
178 sayılı KHK’nin 13/d maddesinde devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden, kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları, genel ve katma ve özel bütçeli idarelere tahsis etmek Milli Emlak Müdürlüğünün görevi olarak belirlenmiştir. … Demir ve Çelik Fabrikaları T:A.Ş’nin sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait bulunması nedeniyle 178 sayılı KHK’nin 13/d maddesinde sayılan idarelerden olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, şirket tarafından idareye yapılan başvuru üzerine, şirketin söz konusu araziye ihtiyacının bulunup bulunmadığı araştırılarak bir işlem tesisi gerekirken, istemin zımnen reddi hukuka aykırı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararı yerinde bulunmadığından bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacı şirketin, … İlçesi, … Mahallesi mevkiinde bulunan denize dolgu vasıflı 220.000 metrekarelik taşınmazın, yeni liman tahliye sistemi için konveyör tesisleri yapılması amacıyla 3522 sayılı Yasa’nın 1/a ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/d maddesi uyarınca tahsis edilmesi isteğiyle yaptığı başvurunun davalı idarece yanıtlanmaksızın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/d maddesinde, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanların, genel, katma ve özel bütçeli idarelere tahsis edilmesinin ve tahsis amacının ortadan kalkması veya amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmanın Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmasına karşın, 7462 sayılı … Demir ve Çelik Fabrikası Türk Anonim Şirketi Kanunu’nun 7. maddesinde şirketin ihtiyacı için gereken gayrimenkullerin veya irtifak haklarının şirketin başvurusu üzerine Sanayi Bakanlığınca verilecek karara göre genel hükümler çerçevesinde istimlak veya tahsis olunacağı öngörüldüğünden, tahsis için öncelikle Sanayi Bakanlığına başvurulması gerektiği, davacı şirketin ise bu
zorunluluğu yerine getirmeden Maliye Bakanlığına başvurduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğunu öne sürdüğü anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarenin dava dilekçesinin tebliği üzerine verdiği savunma dilekçesinde 3522 sayılı Yasa’nın 1/a maddesinde demir ve çelik fabrikalarının ihtiyacı olan araziden lüzumu kadarının meccanen verileceğinin öngörüldüğünün, ancak aynı maddede bu şekilde ortaya çıkacak tevfiz işleminin 1055 sayılı Teşviki Sanayi Kanunu gereğince yapılacağının belirtildiğinin, ancak bu Yasanın yürürlükte olmaması sebebiyle 3522 sayılı yasa’nın 1/a madadesinin de uygulama olanağının kalmadığının, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede ise devlete ait arazilerin genel katma ve özel bütçeli idarelere tahsis edilebileceğinin hükme bağlanması sebebiyle özel hukuk hükümlerine tabi davacı şirkete tahsis olanağı bulunmadığının savunulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin bu savunması ve mahkeme kararının özetlenen gerekçesi karşısında davacı şirketin statüsünün, tahsise ilişkin yasal düzenlemenin ve Sanayi Bakanlığına başvuru zorunluluğu bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir.
15.7.1938 gün ve 3960 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3522 sayılı Devlet Tarafından Kurulacak Demir ve Çelik Fabrikalarının Haiz olacakları Muafiyet Hakkında Kanun’un 1. maddesinin (a) bendinde, memleketin her tarafında bu fabrikaların ihtiyacı için yapılacak her türlü bina, iskele, rıhtım ve her nevi tesisat için Devlete ait araziden lüzumu kadarının mecanen verileceği ve bu tevfiz muamelesinin 1055 numaralı kanun mucibince yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 28.2.1960 gün ve 7462 sayılı Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi Kanunu’nun 1. maddesinde, … Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi ünvanı altında bu kanun ve hususi hukuk hükümlerine tabi olmak üzere bir anonim şirket kurulması için İcra Vekilleri Heyetine yetki verildiği ve şirketin bu kanun ve Türk Ticaret Kanunu’nun bu kanuna mugayir olmayan hükümlerine göre hazırlanacak esas mukavelenin imzalanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile hükmü şahsiyet iktisap edeceği belirtilmiş, 21.4.1960 gün ve 4/12975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de … Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketinin … kurulması, Sanayi Vekaleti’nin 23.3.1960, 15.4.1960 günlü ve 3/765,905 sayılı yazıları üzerine 7462 sayılı Kanunun 1. maddesine göre kararlaştırılmıştır.
3522 sayılı Yasa’da Devlet tarafından kurulacak demir ve çelik fabrikalarının ihtiyacı için…. Devlete ait araziden lüzumu kadarının meccanen verileceğinin hükme bağlanmış olması ve davacı … Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketinin 4/12975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kurulmuş bulunması karşısında, bu fabrikaların ihtiyacı için Devlete ait araziden gereği kadarının karşılıksız verileceği açıktır. Öte yandan, anılan 3522 sayılı Yasa’da verme işleminin 1055 sayılı kanuna göre yapılacağı belirtilmiş ve 1055 sayılı kanun yürürlükten kalkmış ise de; bu fabrikaların ihtiyacı için Devlete ait araziden lüzumu kadarının meccanen verileceğine ilişkin 3522 sayılı Yasanın 1/a maddesi yürürlükte bulunduğundan, 1055 sayılı kanunun yürürlükten kalkmış olması, Devlet tarafından kurulan Demir ve Çelik Fabrikalarının ihtiyacı için gerekli olan Devlete ait arazinin bu fabrikalara verilmesine engel oluşturmamaktadır. Ayrıca 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnemenin 13. maddesinde, Milli Emlak Müdürlüğünün görevleri belirlenmiş olup; (d) fıkrasında Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları, genel, katma ve özel bütçeli idarelere tahsis etmek ve tahsis amacının ortadan kalkması veye amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmak bu genel müdürlüğün görevleri arasında sayılmıştır. Davacı şirketin, 7642 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca 4/12975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuş olması ve sermayesinin yarıdan fazlasının kamuya ait bulunması karşısında, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d fıkrasında sayılan idarelerden olduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda Devlete ait araziden davacı şirketin ihtiyacı kadarının, 3522 sayılı Yasanın 1/a maddesi uyarınca karşılıksız verilmesi veya 178 sayılı Maliye ve Gümrük Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesi uyarınca tahsis edilmesi gerekmektedir.
Mahkeme kararında yer verilen 7462 sayılı Yasa’nın 7. Maddesinde öngörüldüğü belirtilen Sanayi Bakanlığına başvuru koşuluna gelince;
7462 sayılı … Demir Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi Kanunu’nun “istimlak” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında Demir ve Çelik tesisleriyle bunların müştermilatının, tamamlayıcı tesisler ve teferruatının ihtiyacı için gereken gayrimenkullerin veya irtifak haklarının, şirketin başvurusu üzerine Sanayi Bakanlığınca verilecek karara göre genel hükümler dairesinde istimlak veya tesis olunacağı öngörülmüştür.
Aktarılan yasal düzenlemeyle gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların kamulaştırılması ve taşınmaz malları üzerinde irtifak hakkı kurulması için Sanayi Bakanlığına başvuru koşulu getirilmiştir. Başka bir deyişle Hazinenin mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların tahsisi için başvuru zorunluluğu getirilmemiştir.
Kaldı ki Hazine’nin mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların kamulaştırılması söz konusu olamayacağı gibi tahsise yetkili Maliye Bakanlığınca tahsis başvurusunun değerlendirilmesi sırasında da her türlü inceleme ve araştırmanın yapılması ve tahsisten sonra ihtiyacın kalmaması ya da tahsis amacına aykırı kullanımın belirlenmesi halinde tahsisin geri alınması da mümkün bulunmaktadır.
Bu itibarla temyize konu kararda yer alan Sanayi Bakanlığına başvurulması gerektiği yolundaki gerekçede de isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca davacı’nın temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 23.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.