Danıştay Kararı 10. Daire 1996/122 E. 1997/113 K. 29.01.1997 T.

10. Daire         1996/122 E.  ,  1997/113 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/122
Karar No : 1997/113

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacının güvenlik kuvvetlerince işyerinde yapılan arama sırasında elkonulan eşyalarının geri verilmemesi sonucu uğradığını öne sürdüğü 10.000.000 lira maddi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın taraflarca temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Davacının Savunmasının Özeti : Savunma verilmemiştir.
Davalı İçişleri Bakanlığının Savunmasının Özeti : Yerinde olmadığı öne sürülen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, güvenlik kuvvetlerince davacının işyerinde 28.9.1980 tarihinde yapılan arama sırasında el konulan eşyalarının geri verilmemesi sonucu uğradığını öne sürdüğü 10.000.000 lira maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi gereği idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, olayda ise davacının 28.9.1980 tarihinde el onulan eşyalarının iadesini bu süre geçtikten sonra 30.10.1985 tarihinde istediği ve kayıtlarının tahribi nedeniyle eşyaların akibetinin bilinemediği yolundaki 3.2.1987 tarihli yazının tebliği üzerine dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda da anılan Yasa hükmünde ön görülen beş yıllık süre içinde idareye başvuru bulunmadığından davanın esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce, olayda 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasına dayanarak kolluk hizmetlerini yürüten idarece, davacının eşyalarına el konulduğu, bu el koyma tasarrufunun idari mevzuat çerçevesinde hukuk alanında değişiklik doğuran irade açıklamasını yansıtması nedeniyle idari eylem değil, idari işlem olduğu, anılan işlemin tesis edilmesinden sonra, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde görülen davada el konulan eşyaların davayla ilgili olmadığının mahkemece belirlenmesi üzerine, davacının eşyalarını geri isteme hakkını kazanmış olduğu, eşyalarının geri verilmesi isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. Maddesine göre yapılmış bir başvuru niteliğinde olduğu, başvurusu reddedilen davacının, bu ret işlemi nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle 2577 sayılı Yasanın 12. maddesine göre 60 gün içinde dava açabileceği, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davanın 2577 sayılı Yasanın 12. maddesine göre süresinde açıldığı gerekçesiyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı bozulmuştur.
Dairemizin 7.12.1994 tarih ve E:1994/1996, K:1994/6283 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesince, idare hukuku ilkelerine ve Anayasanın 125. maddesine göre idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden dolayı kişilerin uğradıkları zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, dava konusu olayda, kolluk önlemi olarak el konulan ve daha sonra dava ile ilgisi olmadığı mahkeme kararı ile belirlenen eşyaların davacıya iade edilmemesinden dolayı uğranılan zarardan davalı idarenin sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle, istenilen 10.000.000 lira tazminatın davanın açıldığı 24.4.1997 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece tazmin edilmesine karar verilmiştir.
Karşılıklı olarak temyiz isteminde bulunan taraflardan davacı, zararın doğum tarihinin eşyalara haksız olarak el koyma tarihi olan 28.9.1980 tarihi olduğu ve faiz hesaplamasının da bu tarihten itibaren olması gerektiği iddiasıyla; davalı idare ise husumetin kendisine yöneltilmemesi gerektiği, zarar miktarı ile ilgili bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, doğrudan doğruya davacının talep ettiği miktar üzerinden karar verilemeyeceği iddialarıyla, anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedirler.
İdare Mahkemesince uğranılan zarar için hesaplanacak faizin başlangıç tarihi olarak dava açma tarihi esas alınmasına karşın; 1987 yılının sehven 1997 yılı olarak yazıldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bu husus kararın bozulmasını gerektirmemekle birlikte hatanın düzeltilmesi zorunlu görülmektedir.
Tarafların diğer temyiz iddialarına gelince;
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Yasayla değişik 47. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz istemlerinin reddine ve anılan kararın yukarıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanmasına 29.1.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.