Danıştay Kararı 10. Daire 1996/10150 E. 1999/3101 K. 09.06.1999 T.

10. Daire         1996/10150 E.  ,  1999/3101 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/10150
Karar No : 1999/3101

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1- Başbakanlık – ANKARA
2- Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı – ANKARA
İstemin Özeti : 11.5.1992 tarih ve 21225 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin, eksperlik kursu ve sınavından muaf olarak eksperlik belgesi verilmesinin koşullarını düzenleyen 6.maddesinin değiştirilmesine ilişkin olan ve 21.6.1996 tarih ve 22673 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile 18.10.1996 tarih ve 45668 sayılı uygulama işleminin; kazanılmış hakların zedelendiği öne sürülerek iptali istenilmektedir.
Başbakanlık Savunmasının Özeti : Dava konusu olayda kazanılmış haktan sözedilemeyeceği, ancak önceki düzenlemenin yürürlüğü sırasında başvuranların muafiyetten yararlanabileceği, bir düzenlemenin yürürlüğü sırasında o düzenlemedeki koşulları taşıyanların hukuki bir sonuç alınmadan sonsuza kadar haklarının saklı kalacağının düşünülemeyeceği belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Savunmasının Özeti : Yönetmelik değişikliğinden önce başvuranların haklarının korunduğu, değişiklikten önce başvurmayanların kazanılmış hakkından sözedilemeyeceği, düzenleyici işlemlerin yürürlük tarihinden itibaren hukuki sonuçlar doğaracağı, aksi halde yeni düzenlemenin yıllarca sonuçsuz kalacağı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kazanılmış hak, bir hak sağlamaya elverişli nesnel kuralların bireylere uygulanması ile onlar için doğan öznel hakkın korunması anlamında kabul edilebilir. Başka bir deyişle, kazanılmış bir haktan sözedilebilmesi için bu hakkın yeni düzenlemeden önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olmasına bağlıdır.
Aksi halde Anayasa’nın 123.maddesinde öngörülen yönetmelikle düzenleme yetkisinin genel, objektif ve sürekli olma niteliklerinden söz edilmesine olanak kalmaz.
Bu itibarla, yeni düzenlemeden sonra başvuran davacının kazanılmış bir hakkından sözedilmesine olanak bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava, 11.5.1992 tarih ve 21225 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin değiştirilmesine ilişkin olan ve 21.6.1996 tarih ve 22673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik ile buna dayalı olarak tesis edilen ve davacıya sigorta eksperliği kursundan ve sınavından muaf olarak eksperlik belgesi verilemiyeceğine ilişkin işlemin, kazanılmış haklarının ihlal edildiği iddiasıyla iptali istemiyle açılmış bulunmaktadır.
11.5.1992 tarih ve 21225 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin 4. maddesine göre gerçek kişilerin sigorta eksperi olabilmeleri için maddede öngörülen diger koşullar yanında Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin işbirliği sonucu Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı nezdinde açılacak kursları ve bu kursların sonunda açılacak sınavları başarı ile tamamlamaları gerekmektedir. Yönetmeliğin 5. maddesinde Kurs ve sınavların tabi olacağı esaslar düzenlenmiş, 6. maddesinin a, b ve c bentlerinde ise bentlerde öngörülen görevleri yapmış olanların kendilerinin seçeceği bir eksperlik dalı için 5 inci maddede yazılı kurstan ve sınavdan muaf oldukları hükme bağlanmıştır.
Dava konusu edilen ve 21.6.1996 tarih ve 22673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik ile 6. madde değiştirilmiş olup, yeni düzenlemeyle, “Birden fazla dalda eksperlik belgesi almak isteyenler, daha önceki kursta veya kurslarda başarılı oldukları derslerden muaf tutulurlar. Yurt dışında ilgili mevzuatına göre usulüne uygun olarak eksperlik belgesi almış olanlar kurstan muaf olarak en fazla iki defa sınava katılabilirlir.” hükmü getirilmiş, aynı düzenlemeyle Sigorta Eksperleri Yönetmeliğine geçici madde eklenmiştir. Geçici maddede de, bu yönetmeliğin yayımı tarihinden önce sigorta eksperliği kursundan ve sınavından muaf olarak sigorta eksperliği belgesi almak için Müsteşarlığa yapılmış olan müracaatların Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin 6 ncı maddesinin eski hükümlerine göre sonuçlandırılacağı öngörülmüştür. Böylece Yönetmeliğin 6. maddesinin değişikliğinden önceki hükmüne göre kurs ve sınavdan muaf olarak sigorta eksper belgesi alma olanağına sahip olanlardan sigorta eksperliği belgesi almak için Müsteşarlığa başvuranların hakkı saklı tutulmuştur.
İdarenin değişen koşulları dikkate alarak daha önceki düzenlemeler ile yaratılmış olan objektif hukuki durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahip olduğunda duraksama bulunmamaktadır.Ancak,idare bu konudaki yetkisini kullanırken kazanılmış haklara saygı ilkesini gözönünde tutmak zorundadır.
Objektif hukuki düzenlemelerden kazanılmış bir hakkın doğduğunun ileri sürülebilmesi için genel hukuki durumların bireyselleşmiş olması gerekmektedir. Diger bir anlatımla, “kazanılmış haklara saygı” ilkesi uyarınca, yürürlükteki hukuk kurallarına göre yapılıp tamamlanmış olan bir hukuki işlemden doğan subjektif hakların, daha sonra bu kuralların değişmiş olmasından etkilenmemeleri gerekmektedir. Dava konusu olayda ise Yönetmelik değişikliğinden önce sınav muafiyetinden yararlanarak sigorta eksperi belgesi almak için idareye başvurmamış olanlar yönünden Yönetmelik hükmü uyarınca doğmuş bir subjektif hak bulunmadığından yapılan düzenlemenin kazanılmış hakları ihlal etmediği açıktır.
Belirtilen nedenle, hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
11 Mayıs 1992 tarih ve 21225 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nun 3379 sayılı Kanunla değişik 38.maddesine dayanılarak hazırlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliği ile sigorta eksperlerinin nitelikleri, çalışma şekilleri ve şartları ile tabi olacakları denetim esasları belirlenmiştir.
Yönetmeliğin “Muafiyet” başlıklı 6.maddesinde” birden fazla dalda eksperlik belgesi almak isteyenler, daha önceki kursta veya kurslarda başarılı oldukları derslerden muaf tutulurlar.
Sigorta eksperliği yapmak isteyenlerden:
a) En az yüksek okul mezunu olup; sigorta ve reasürans şirketlerinde hasar servisinde, teknik müdürlük veya fen müşavirliklerinde en az beş yıl süre ile birinci veya ikinci deecede imza yetkisi ile görev yapanlar,
b) En az lise veya dengi okul mezunu olup; Yurt İçi Saklama Payı ve Reasürans Kapasitesini Artırma Sistemini işleten reasürans şirketinin hasar servisinde, teknik müdürlük ve fen müşavirliklerinde en az beş yıl süre ile asistanlık görevi yapanlar,
c) Kurulda uzman veya uzman yardımcısı olarak en az beş yıl hizmeti bulunanlar, bu durumlarını belgelemek şartı ile kendilerinin seçeceği bir eksperlik dalı için 5 inci maddede yazılı kurstan ve sınavdan muaftırlar; bu kişilerin diğer dallarda eksperlik belgesi alabilmeleri için 5 inci maddede belirtilen kurslara devam etme mecburiyetleri olmadan kurs sonunda yapılan sınavları başardıklarını belgelemeleri gerekmektedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aktarılan Yönetmelik hükmü, 21.6.1996 tarih ve 22673 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmeliğin 1.maddesi ile” Birden fazla dalda eksperlik belgesi almak isteyenler, daha önceki kursta veya kurslarda başarılı oldukları derslerden muaf tutulurlar.
Yurt dışında ilgili mevzuatına göre usulüne uygun olarak eksperlik belgesi almış olanlar kurstan muaf olarak en fazla iki defa sınava katılabilirler.” şeklinde değiştirilmiştir.
Ayrıca belirtilen yönetmeliğin Geçici 1.maddesinde, bu yönetmeliğin yayımı tarihinden önce sigorta eksperliği kursundan ve sınavından muaf olarak sigorta eksperliği belgesi almak için Müsteşarlığa yapılmış olan başvuruların Sigorta Eksperleri Yönetmeliği’nin 6.maddesinin eski hükümlerine göre sonuçlandırılacağı belirtilmiştir.
Davacının 15.10.1996 tarihinde Müşteşarlık kayıtlarına geçen dilekçesiyle yaptığı sigorta eksperliği kursundan ve sınavından muaf olarak eksperlik belgesi verilmesine ilişkin başvurusu, Hazine Müşteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün 18.10.1996 tarih ve 45568 sayılı işlemiyle, Yönetmelik değişikliği yapılarak sigorta ve reasürans şirketlerinin hasar servislerinde, teknik müdürlük veya fon müşavirliklerinde görev yapanlara muafen eksperlik belgesi verilmesine ilişkin hükümlerin kaldırıldığı belirtilerek, reddedilmiştir.
Davacı, 15 yıl … Sigorta Orta Anadolu Bölge Müdürlüğü hasar servisi biriminde şef ve şube müdürü olarak çalıştığını, değişiklikle muafen belge alma hakkının alındığını, düzenlemenin hakkaniyetle bağdaşmadığını öne sürerek 21 Haziran 1996 tarih ve 22673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik ile bu Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen uygulama işleminin iptalini istemektedir.
Değiştirilen Sigorta Eksperleri Yönetmeliği 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu’nun 3379 sayılı Kanunla değişik 38.maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Sözkonusu 38.madde daha sonra 20.8.1993 tarih ve 510 sayılı KHK ile değiştirilmiş, Anayasa Mahkemesinin 25.11.1993 tarih ve E:1993/45, K:1993/47 sayılı kararı ile 510 sayılı KHK’nin iptali üzerine 539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenmiştir.
7397 sayılı Yasa’nın iptali istenilen Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihteki 539 sayılı KHK ile değişik 38.maddesinde aktüerlik ve sigorta hasar eksperliği tanımlandıktan sonra, aktüerlik ve sigorta hasar eksperliği yapabilecek kişilerin nitelikleri, çalışma usul ve esasları ile aktüerlik ve sigorta hasar eksperlik mesleğinin düzenlenmesine ilişkin diğer hususların yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Anayasa’ya aykırı görülerek iptal edilen 3991 sayılı Yetki Yasasına dayanılarak çıkarılmıştır. 539 sayılı KHK’nin bazı maddeleri de dayanağı 3991 sayılı Yetki Yasası’nın iptal edildiği ve Anayasa’nın 2., 6. ve 91.maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir.
Aynı gerekçelerle 539 sayılı KHK’nin 7397 sayılı Yasa’nın 38.maddesini değiştiren 27.maddesinin de Anayasa’ya aykırı olduğu düşünülebilirse de, 539 sayılı KHK’nin ilgili düzenlemesi olmasa da idare kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere de bunlara aykırı olmamak şartıyla, her zaman yönetmelikler çıkarabileceğinden, yukarıdaki anlamda bir duraksanmaya gerek bulunmamaktadır.
Nitekim 9.12.1994 tarih ve 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1.maddesinde diğer faaliyetler yanında sigorta sektörüne ilişkin faaliyetleri düzenlemek, uygulamak, uygulamanın izlenmesi ve geliştirilmesine ilişkin esasları tesbit etmek amacıyla Hazine Müsteşarlığının kurulduğu belirtilirken, aynı Yasa’nın 2/e maddesinde de Hazine Müsteşarlığının Ana Hizmet Birimlerinden olan Sigortacılık Genel Müdürlüğünün görevleri 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu ve 1.8.1927 tarih ve 1160 sayılı Mükerrer Sigorta İnhisarı Hakkında Kanun ile 9.7.1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun, 18.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 19.10.1983 tarih ve 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu’nun sigortacılıkla ilgili bölümleri ile diğer kanunların sigortacılıkla ilgili hükümlerinin ve bunların ek ve değişikliklerinin verdiği görevleri yürütmek, sigortacılıkla ilgili konularda mevzuatı hazırlamak, uygulamak ve ilgililer tarafından uygulanmasını izlemek, yönlendirmek, ülke sigortacılığının gelişmesi ve sigortalıların korunması için tedbirler almak, bu tedbirleri bizzat uygulamak veya ilgili kuruluşlarda uygulanmasını izlemek olarak sayılmıştır.
Aktarılan bu düzenleme karşısında, sigorta sektörüne ilişkin faaliyetleri düzenlemek, uygulamak, uygulamayı izlemek ve geliştirilmesine ilişkin esasları tesbit etmekle görevli idarenin, bu görev alanıyla ilgili yönetmelikler çıkarabileceği açık olduğundan, yönetmelik çıkarılabileceğini öngören 539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ilgili maddesinin iptali için Anayasa Mahkmesine
gönderilmesine gerek görülmemiştir.
Uyuşmazlığın esasına gelince; iptali istenilen Yönetmelikle eski yönetmelik değiştirilerek sigorta ve reasürans şirketlerinin hasar servislerinde teknik müdürlük veya fen müşavirliklerinde görev yapanlara muafen eksperlik belgesi verilmesine ilişkin hükümler kaldırılmıştır. Bu nedenle sigorta eksperliği kursundan ve sınavından muaf olarak eksperlik belgesi verilmesine olanak kalmamıştır. Ancak yönetmelikle, değişiklikten önceki başvuruların, başvuru tarihindeki düzenlemeye göre sonuçlandırılacağı da ayrıca belirtilmiştir.
Yönetmelikle sözkonusu görevlerin niteliği ve hizmet gerekleri dikkate alınarak, yürürlükten sonra başvuranların sınava girmek ve başarmak koşuluyla eksperlik belgesi alabilmelerinin düzenlenmesinde hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacı, kazanılmış haklarının ihlal edildiğini öne sürmüşse de, kazanılmış hak, bir hak sağlamaya elverişli nesnel kuralların bireylere uygulanması ile onlar için doğan öznel hakkın korunması anlamında kabul edilebileceğinden, başka bir deyişle kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın yeni düzenlemeden önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olmasına bağlı olduğundan, davacının iddiası da yerinde görülmemektedir.
Aksi halde Anayasa’nın 123.maddesinde öngörülen Yönetmelikle düzenleme yetkisinin genel, objektif ve sürekli olma niteliğinden ve düzenlemelerin yürürlük tarihinden söz edilmesine olanak kalmaz.
Sonuç olarak, hizmet gerekleri dikkate alınarak objektif ölçülerle hazırlanan yönetmelikte ve bu yönetmeliğe dayalı uygulama işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 9.6.1999 tarihinde oyçokluğuyla karar verilmiştir.

AZLIK OYU
Dava konusu edilen yönetmeliğin dayanağını oluşturan ve yönetmelik çıkarılacağını öngören 7397 sayılı Yasa’nın değişik 38.maddesi, 539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilmiştir.
539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ise, Anayasaya aykırı görülerek iptal edilen 3991 sayılı Yetki Yasasına dayanılarak çıkarılmıştır. 539 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin bazı maddeleri de dayanağı 3991 sayılı Yetki Yasası’nın iptal edildiği ve Anayasa’nın 2., 6., ve 91. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Bu itibarla, Yönetmeliğin dayanağı 539 sayıl KHK’nin 27.maddesinin de önceki iptal ararlarındaki gerekçelerle anayasaya aykırı bulunması sebebiyle, konunun Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Çoğunluk kararında 4059 sayılı Yasa hükümleri aktarılarak, Hazine Müsteşarlığına ve Sigortacılık Genel Müdürlüğüne verilen yetkilerden hareketle idarenin görev alanına giren konuda her zaman yönetmelik çıkarabileceği belirtilmişse de yönetmeliğin Devlet Bakanlığı tarafından çıkarılması ve dayanağının da açıkça 7397 sayılı Yasa’nın 539 sayılı KHK ile değişik 38.maddesi olarak gösterilmesi karşısında bu gerekçeye katılma olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, çoğunluk kararına katılmıyorum.