Danıştay Kararı 10. Daire 1996/10146 E. 1998/2344 K. 28.05.1998 T.

10. Daire         1996/10146 E.  ,  1998/2344 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1996/10146
Karar No : 1998/2344

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar) : 1.) …
2.) …
Vekilleri : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
Diğer Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacılar murisinin ilkokul öğretmeni olarak çalışmaktayken teröristlerce şehit edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davalı, yerinde olmadığını ileri sürdüğü davacı taraf temyiz isteminin reddi gerekeceğini savunmuş; davacı ise savunma vermemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacıların uğradığı zararı doğuran olayla murislerinin yürüttüğü kamu hizmeti arasında nedensellik bağı bulunduğundan, davalılardan Milli Eğitim Bakanlığı’nın kusursuz sorumluluk ilkesine göre tazmin sorumluluğu bulunmaktadır.
Diğer taraftan bilirkişilerce davacıların maddi zararı 2330 sayılı Yasa uyarınca yapılan ödemeler düşülmek suretiyle hesaplandığından, bu tutardan tekrar nakdi tazminat miktarı indirilerek, maddi zararın giderildiğini söylemek de hukuken olanaksızdır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin kabulü ve mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle tarafların karşılıklı temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; … ili Merkez … Köyü ilkokulunda öğretmen olarak çalışmaktayken 25.10.1993 tarihinde yine öğretmen olan eşiyle birlikte şehit edilen …’ın anne ve babası olan davacılar tarafından, uğradıklarını ileri sürdükleri toplam 1.500.000.000.-TL. maddi ve 200.000.000.-TL. manevi zararın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle ve her iki davalıya yapılan önişlem başvurularının reddi üzerine açılmıştır.
… İdare Mahkemesi; ülkemizin belli bir yöresinde yoğunlaşan Devlete yönelik ve anayasal düzeni yıkmayı amaçlayan terör eylemleri sonucu, kendi kusur ve eylemleri nedeniyle değil salt toplumun bireyi olarak ve toplumun içinde bulunduğu sosyal kargaşa nedeniyle davacılar murisinin şehit edilmesi sonucu uğranılan zararın, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen, davalı idarece “sosyal risk” ilkesine göre tazmini gerektiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davacıların toplam 266.034.001.-TL. maddi zarara uğradığının tesbit edildiği, 2330 sayılı Yasa uyarınca davacılara 249.000.000.-TL. nakdi tazminat ödendiği ve 8.330.000.-TL. aylık maaş bağlandığı, diğer taraftan davacılara Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da 34.500.000.-TL. ödendiği ve maddi zararlarının fazlasıyla giderildiği gerekçeleriyle; davanın maddi tazminat istemine yönelik kısmını reddetmiş ve takdir ettiği toplam 200.000.000.-TL. manevi zararın tazminine hükmetmiştir.
Davalı İçişleri Bakanlığı; davacıların kızlarının cenazesini almak için gelmediği ve idarenin özverili ve hamiyetsever davranışları sonucu devlet imkanlarıyla cenazeyi memleketine götürüp tüm cenaze ve yol masraflarını karşılamak durumunda kaldığı, bu durumda davacıların elem ve üzüntü nedeniyle manevi bir zarara uğradığının kabul edilemeyeceği savlarıyla, anılan mahkeme kararının davanın kabulüne yönelik kısmının; davacılar ise, bilirkişi raporunda zarar miktarının zaten ödemeler düşülerek hesaplandığı, davalı idarelerin sorumluluğunun açıkça belirlenmediği ve manevi tazminata da yasal faiz uygulanması gerektiği savlarıyla, davanın reddine yönelik kısmının; temyizen incelenip bozulmasını istemektedirler.
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar, temyizen incelenen mahkeme kararının davanın kabulüne yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden; davacının temyiz isteminin incelenmesine geçildi.
Dosyada bulunan ve mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda davacılardan ölenin annesi için 255.526.535.-TL., babası için ise 260.407.466.-TL.maddi zarar tesbit edildiği ve tesbit edilen bu zarar miktarından 2330 sayılı Yasa uyarınca ödenen nakdi tazminat tutarları düşüldükten sonra toplam zarar olarak 266.034.001.-TL gösterildiği, mahkemece bilirkişi raporu incelenmeden sadece sonuç kısmına göre hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 2330 sayılı Yasa uyarınca ilgililerin maddi ve manevi zararlarına karşılık olarak ödenen nakdi tazminat tutarının hesaplanan zarardan düşülmesi zorunlu olmakla birlikte, çeşitli yardım kampanyaları sonucu ödenen tutarlar ve Emekli Sandığınca sosyal güvenlik mevzuatı gereği bağlanan aylıkların tazmini gereken zarardan indirilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, bilirkişi raporu incelenmeksizin ve yardım kampanyaları sonucu ödenen tutarlar da tazmini gereken maddi zarar miktarından düşülmek suretiyle; davanın maddi zararın tazmini istemine yönelik kısmının reddinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın kabulüne yönelik kısmının onanmasına; davacıların temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulmasına; dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 28.5.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.