Danıştay Kararı 10. Daire 1995/6770 E. 1996/7965 K. 28.11.1996 T.

10. Daire         1995/6770 E.  ,  1996/7965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/6770
Karar No : 1996/7965

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacının adli emanette bulunan tabancasının yargı kararına rağmen iade edilmemesi nedeniyle uğradığını öne sürdüğü 100.000.000 liranın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açtığı davayı süre yönünden reddeden … İdare mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenip bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı öne sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava başlangıçta müsaderesine karar verilen ancak daha sonra müsadere kararına yapılan itirazın reddi yolundaki kararın Yargıtayca bozulması üzerine davacıya iadesine karar verilen ruhsatlı silahın müsadere kararı kesinleşmeden Ağır Bakım Tamir Fabrikasına verilmesi sonucu iade edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; dava idari eylem nedeniyle doğan zararın tazmini istemiyle açılan bir tam yargı davası olarak irdelenip, süre yönünden reddedilmiştir.
Davacının adli takibat nedeniyle silahının emanete alınması, idari mevzuat çerçevesinde hukuk alanında değişiklik doğuran idari bir işlem olup, sonradan yargı kararıyla iadesine karar verildiği halde silahın iade edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan dava da idari işlemden doğan bir tam yargı davasıdır.
Davacı, yargı kararına karşın silahının iade edilemeyeceğinin bildirimi üzerine, kendisinin belirleyip tanımladığı zararının ödenerek giderilmesini istemiştir. Davacının bu isteği şikayet dilekçesi olarak işleme konulmuş, emanet memurları hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığı yolunda verilen … tarihli ve K:… sayılı … Cumhuriyet Başsavcılığı kararı üzerine de davacı tam yargı davası açmıştır.
Bu duruma göre davacının silahının iadesi yolundaki yargı kararı nedeniyle genel hükümlere göre 10 yıllık süre içinde başvuruda bulunabileceğinden ve yaptığı başvuru da 2577 sayılı Yasa’nın 10. Maddesi kapsamında bir başvuru olduğundan ve bu başvurunun işleme konularak verilen kamu davası açılmasına yer olmadığı yolundaki karar üzerine de dava açıldığından, bu davanın süre yönünden reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacının müsaderesine karar verilip, emanete alınan ruhsatlı silahının, yargı kararıyla iadesine karar verildiği halde iade edilmemesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 100.000.000 liranın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasa’nın 13. maddesi gereğince idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, olayda davacının 7.11.1994 tarihinde tabancasının iadesini istemesine karşın idarece 60 gün içerisinde yanıt verilmediği, 60 günlük yanıt süresinin bittiği 6.1.1995 tarihinden itibaren 60 gün içinde ve engeç 7.3.1995 tarihinde dava açılması gerekirken, bu sürede dava açılmayıp, ancak … Cumhuriyet Savcılığının emanet memurları hakkındaki takipsizlik kararı üzerine 15.5.1995 tarihinde dava açıldığı, bu nedenle süresinde açılmayan davanın esasının incelenemeyeceği, yukarıda anılan takipsizlik kararının da yeniden dava açma olanağı vermeyeceği gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı, davanın süresinde açıldığı iddiasıyla anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasında tam yargı davası açma süresi idari işlem ve eylemler için ayrı ayrı düzenlenmiştir. 2577 sayılı Yasanın 12. maddesinde bir idari işlemin uygulanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle uygulama tarihinden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açılabileceği; aynı Yasanın 13. maddesinde ise, idari eylemler nedeniyle hakları ihlal edilenlerin, bir yıl içinde idareye başvurup, başvurularının reddi üzerine 60 gün içinde tam yargı davası açabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Açılan tam yargı davasında dava açma süresinin de öncelikle hak ihlaline neden olduğu öne sürülen idari tasarrufun niteliği saptandıktan, idari eylem veya işlem olduğu belirlendikten sonra hesaplanması mümkündür.
İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanıyla ilgili, idare hukuku çerçevesinde tesis ettikleri, tek taraflı, doğrudan uygulanabilir nitelikte hukuki tasarruflardır. Temelinde bir idari karar veya işlem olmayan, fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ise idari eylem olarak adlandırılmaktadır. İdari işlemler hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamalarını yansıttığı halde hukuk alanında yenilik ve değişiklik yapmayan idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuçlar doğurabilir.
Dosyanın incelenmesinden davacının meskün mahalde silah atma suçunu kabul ederek para cezasını yatırdığı, tabanca hakkında müsadere kararı alındığı, davacının itirazının reddi yolundaki kararın Yargıtayca bozulması üzerine, … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla tabancanın iadesine karar verildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı yazısıyla … Emanet Memurluğu’nun 1992/124 sayılı yazısının ilgi tutularak tabancanın Ağır Bakım Tamir Fabrikasına gönderildiğinden bahisle iade edilemediğinin bildirildiği, bu yazının davacıya tebliğ tarihinin belli olmamasına karşın davacının 7.11.1994 tarihinde bu yazıyı ilgi tutarak Adalet Bakanlığına başvurup, zararının tazminini istediği, bu başvurunun şikayet dilekçesi olarak değerlendirilip Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 24.1.1995 tarihli yazısıyla … Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi üzerine de anılan Savcılığın 10.2.1995 tarih K:… sayılı kararıyla da müsadere kararı kesinleşmeden tabancanın Ağır Bakım Fabrikasına verilerek iadesinin yerine getirilememesine karşın emanet memurlarının suistimal veya ihmalinin olmadığı gerekçesiyle kamu davası açılmasına gerek bulunmadığına karar verildiği, davacının da bu karar üzerine 15.5.1996 tarihinde dava açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının meskün mahalde gereksiz yere silah kullanması sebebiyle adli takibat sırasında silahının emanete alınması, idari mevzuat çerçevesinde hukuk alanında değişiklik doğuran idari bir işlemdir. Anılan işlemin tesis edilmesinden sonra, silahın yargı kararıyla iadesine karar verilmesine karşın … Cumhuriyet Başsavcılığınca Emanet Memurluğu yazısına deyinilerek tabancanın iade ödelmemesi yolunda yeni bir işlem tesis edilmiştir. Davacının bu işlemi tebellüğ ettiği tarih belli olmamakla birlikte engeç zararının karşılanması istemiyle davalı idareye başvurduğu 7.11.1994 tarihinde bu işlemi öğrendiğinin kabulü zorunludur. Bu durumda da iade etmeme işlemi üzerine 2577 sayılı Yasa’nın 12. maddesinde yollamada bulunulan aynı Yasa’nın 11. Maddesi kapsamındaki başvuru üzerine idarece 60 günlük süre içerisinde yanıt verilmemesi üzerine dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süreden çok sonra 15.5.1995 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, açılan davayı idari eylem üzerine açılan bir tam yargı davası olarak irdeleyip, süre yönünden reddeden temyize konu karar sonuç olarak hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca, davacının temyiz isteminin reddine … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının belirtilen gerekçeyle onanmasına 28.11.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.