Danıştay Kararı 10. Daire 1995/6699 E. 1997/908 K. 13.03.1997 T.

10. Daire         1995/6699 E.  ,  1997/908 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/6699
Karar No : 1997/908

Temyiz Eden (Davalı) : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Emek/ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
İhracat teşviklerinden yararlanan davacı şirkete, ihracat taühhüdünü üresinde yerine getirmediğinden bahisle yaptırım uygulanarak 13.12.1985 tarihinde 45.000.000 liralık teminat mektubu nakde çevrilmiş ve 17.000.000 lira fon ve damga vergisi davacıdan tahsil edilmiştir.
Açılan dava sonunda, yargı kararıyla yaptırımın haksız yere uygulandığının ortaya çıkması üzerine, idarece 1.2.1989 tarihinde bildirilen yazıyla davacıya ek süre verilmiştir.
Davacı şirket, tahsil edilen sözkonusu meblağın idarece tahsil edildiği 13.12.1985 tarihiyle, iadesine karar verildiği 1.2.1989 tarihleri arasındaki 1145 gün iaderede haksız yere tutulduğu, bu süre içinde anılan meblağın banka ticari faizinden yoksun kalındığı, faiz kaybı nedeniyle 116.960.032 lira zararın doğduğu iddialarıyla, belirtilen zararın temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi; davacı şirketin, yaş meyve ve sebze ihracı için 11.6.1982 tarihinden 10.2.1983 tarihine kadar süreli teşvik belgesi aldığı, ancak ihracat taahhüdünü İran-Irak savaşı nedeniyle yerine getiremediğini ileri sürerek idareden 6 ay ek süre istediği, bu isteğin reddine ilişkin işlemin … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği ve bu kararın Danıştay 10.Dairesinin E:1985/2602, K:1985/241 sayılı kararıyla onandığı, davacının bu kararın uygulanması ve süre uzatımı istemiyle 30.5.1985 tarihinde idareye yaptığı başvuru üzerine idarenin 30.6.1985 tarihine kadar süreyi uzattığı, davacının 18.6.1985-16.8.1985 tarihli başvuruları sonunda da teşvik belgesinin süresinin 24.10.1985 tarihli işlemle 30.12.1985’e kadar uzatıldığı, 24.10.1985 tarihli işlemin yargı kararı üzerine yeterli süre uzatımı yapılmadığı iddiasıyla iptali istemiyle açılan dava sonunda … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın temyiz incelemesi sonunda Danıştay 10.Dairesinin 26.10.1988 tarih ve E:1987/1960, K:1988/1701 sayılı kararıyla, yargı kararı üzerine davacı şirkete kesintisiz altı aylık ek süre tanınması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu ve işlemin iptal edildiği, bu karar uyarınca davalı idarece 1.2.1989 tarihli yazıyla kesintisiz 6 aylık ek süre verildiğinin bildirildiği ve 13.12.1985 tarihinde yaptırım uygulanması nedeniyle nakde çevrilen 45.000.000 liralık teminat mektubu ve tahsil olunan 17.000.000 lira fon ve damga vergilerinin davacıya iadesine karar verildiği, davacının 1985 yılında ödemek zorunda bırakıldığı meblağın cari ticari faizinin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi isteminin idarece reddi üzerine bu davanın açılmış olduğu, Anayasanın 125.maddesi gereği idarenin kendilerine verilen görevleri yerine getirirken yapmakla yükümlü olduğu bir hizmetin hiç yapılmaması, geç yapılması veya kusurlu yapılması nedeniyle meydana gelen zararları tazminle sorumlu olduğu, davacı şirketin 1985 yılında ödediği toplam 66.643.896 liranın ödenmesinde idarenin kusuru bulunduğunun yargı kararlarıyla ortaya çıktığından, firmanın uğradığı zararın tazmininin gerektiği, zararın miktarının saptanması için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordan, davacıdan 13.12.1985 tarihinde haksız yere tahsil edilen 66.643.896 liranın idarece davacıya ek süre verilmesine ilişkin 1.2.1989 tarihli işleme kadar toplam 1145 gün idare nezdinde kaldığı, davacıyla idare arasında ticari bir sözleşme bulunmadığı için 3095 sayılı Yasa uyarınca bu süre içinde yıllık %30 faiz uygulanarak 63.589.384 liranın davacıya ödenmesinin gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 63.589.384 liranın davalı idareden alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve faizi ilişkin davada faize hükmedilemeyeceğinden faiz isteminin de reddine karar vermiştir.
Davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, anılan karar Dairemizin 20.10.1994 tarih ve E:1993/5548, K:1994/5088 sayılı kararıyla; kesinleşen yargı kararları uyarınca haksız yere alındığı belirlenen 66.643.896 liranın idarece iade edilmesine karar verilmesine kadar geçen 1145 günlük süre içinde idarede tutulmuş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini için %30 yasal faiz uygulanarak belirlenen 63.589.384 liranın tazminine hükmedilmesinin yerinde bulunduğu; ancak, zararın faiz cinsinden tanımlanmış olduğu dikkate alınarak hükmedilen miktar üzerinden davacının bu zararının tazmini istemiyle idareye başvurduğu 10.2.1989 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemiş olmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kısmen bozulmuş, kısmen onanmıştır.
Kararın bozulan kısmı üzerinde yeniden yapılan inceleme sonunda, … İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Dairemizin bozma kararına uyarak, faiz cinsinden tanımlanan zararın tazmini istemiyle idareye başvurulduğu 10.2.1989 tarihinden itibaren %30 yasal faiz uygulanmasına karar vermiştir.
Davalı idare, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 13.3.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X): Davanın konusunu faiz oluşturmaktadır. Faize ilişkin davada faize faiz yürütülmesinin hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan Dairemiz kararına katılmıyorum.