Danıştay Kararı 10. Daire 1995/6434 E. 1997/715 K. 28.02.1997 T.

10. Daire         1995/6434 E.  ,  1997/715 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/6434
Karar No : 1997/715

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Mülkiyet zilyedliğe göre daha üstün ve daha çok korunmaya değer bir hakdır. Malikin kendi mülkiyetindeki bir taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının kira sözleşmesi vs. gibi hukuken geçerli bir sözleşme olmadıkça zilyedlik suretiyle sınırlandırılması kabul edilemez. Olayda da mülkiyeti tartışmasız bir şekilde bilinen taşınmazın zilyedlik suretiyle elde edilmeye çalışıldığı anlaşılmıştır. Bu sebeple temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacının, mütecaviz olduğunu ileri sürdüğü kişinin kendi zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürdüğü taşınmaza tecavüzünün önlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 4.11.1994 tarih ve 16 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3091 sayılı Yasa ile gerçek veya tüzel kişilerin zilyed bulunduğu taşınmaz mallarla, Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara tecavüz ve müdahalelerin idari makamlar tarafından önlenmek suretiyle kamu düzeninin sağlanmasının amaçlandığı, 3091 sayılı Yasanın Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinde, “tecavüz”ün, taşınmaz malı zorla veya zilyedinden habersiz olarak işgal etmek veya ele geçirmek veya taşınmazın aynında değişiklikler meydana getirmek; “müdahale”nin de, zilyedin taşınmaz mal üzerindeki mutlak hakimiyetini kısmen veya tamamen ihlal etmek biçiminde tanımlanmadığı, bu koşullardan herhangi birinin varlığı halinde, ilgili makamca tecavüz veya müdahalenin önleneceği ve zilyedin haklarının korunacağının açık olduğu; dosyanın incelenmesinden, mütecaviz olarak gösterilen kişinin kendi mülkiyeti ve zilyetliği altında bulunan taşınmazı çit çekmek suretiyle sınırladığı, bu alanın imar yolunu kapsamadığı ve umuma açık yol niteliğinde olmadığının anlaşıldığı, başkasına ait bir taşınmaz üzerinden zaman zaman geçmenin, bu kişilere 3091 sayılı Yasa uyarınca korunması gereken bir zilyetlik hakkı doğurmayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 28.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.