Danıştay Kararı 10. Daire 1995/5933 E. 1997/985 K. 31.03.1997 T.

10. Daire         1995/5933 E.  ,  1997/985 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/5933
Karar No : 1997/985

Temyiz Eden (Davacı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davalı) : Çankaya Kaymakamlığı – ANKARA
Davaya Davalı Yanında Katılan : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının 3091 sayılı Yasa uyarınca müdahalesinin önlenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davayı reddeden …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddiyle usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava dosyasının incelenmesinden, müşteki tarafından maden arama ruhsatına dayalı olarak uyuşmazlık konusu yerde taşocağı işletme faaliyetinde bulunulmakta iken aynı yerin Maliye Bakanlığınca İçişleri Bakanlığına tahsis edildiği, Bakanlıkca da söz konusu sahanın tel örgü ile çevrilmesi üzerine müşteki tarafından tecavüzün önlenmesi için şikayette bulunulduğu ve Kaymakamlıkca da müştekin zilyetliğine yönelik tecavüzün önlenmesine karar verildiği, bu kararın iptali için açılan davanın ise İdare Mahkemesince reddedildiği anlaşılmıştır.
3091 sayılı Yasanın 3.maddesiyle, taşınmaz mala yapılan tecavüz veya müdahalenin önlenmesi için yetkili makamlara başvurmaya o taşınmaz malın zilyedinin yetkili olduğu; kamu idareleri, kamu kurumları ve kamu kuruluşları ile tüzel kişilerin başvurularının ise taşınmaz malın ait olduğu idare, kurum, kuruluş ve tüzel kişinin yetkilisi tarafından yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz mallar üzerinde, üçüncü şahısların ruhsata dahi dayalı olsa fiili zilyetlik durumundan kaynaklanan ve 3091 sayılı Yasa hükümleri uyarınca korunmaya değer bir hakları bulunmadığından öncelikle yetkisiz kişi konumundaki müştekinin zilyetliğine yapılan tecavüzün önlenmesi yolundaki Kaymakamlık işleminde ve temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, aynı maddenin son fıkrası uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Vali ve Kaymakamların doğrudan soruşturmayı başlatma yetkisi de bulunduğu açıktır. Olaya bu yönden bakıldığında ise İçişleri Bakanlığının fuzuli şagil olup olmadığının belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İçişleri Bakanlığı uyuşmazlık konusu yere Maliye Bakanlığının tahsis kararı uyarınca tasarrufta bulunduğu halde bu tasarrufun fuzuliişgal olarak nitelendirilmesi suretiyle 3091 sayılı Yasa gereğince önlenmesi yasaya aykırı olup davanın reddi yolundaki kararda bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteğinin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacının, maden ruhsatına dayalı olarak faaliyette bulunan ocağa giriş çıkışı engellemek suretiyle tecavüz ettiğinden bahisle 3091 sayılı Yasa uyarınca müdahalesinin önlenmesi yolunda Çankaya Kaymakamlığınca verilen 18.11.1992 tarih ve 59 sayılı kararın iptali istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonucunda, … İdare Mahkemesince; 3091 sayılı Yasanın amacının taşınmaz mallar üzerindeki tecavüz ve müdahale olaylarında yerel güvenliğin ve düzenliğin sağlanması olduğu, Yasanın idari amirlere tanıdığı yetkinin sadece zilyedliğin korunmasına yönelik bulunduğu ve alınan kararlarında idari önlem niteliği taşıdığı, dava dosyasının incelenmesinden, hazine adına kayıtlı taşınmazın içinde bulunan taşocağını on yıllığına kiralayan şikayetçinin, taşınmazın askeri güvenlik bölgesi olarak ayrıldığından bahisle çevresi tel örgü ile çevrilen taşocağına gidiş gelişinin engellendiğini ileri sürerek tecavüzün önlenmesi istemiyle başvuruda bulunduğunun, davalı idarece, taşınmaza kiralamak ve ruhsat almak suretiyle şikayetçinin zilyed bulunduğundan bahisle davacı idarenin müdahalesinin önlenmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, şikayetçinin köy tüzel kişiğinden yaptığı kiralama ve aldığı maden ruhsatının daha sonra iptal edildiği ileri sürülmekte isede, 3091 sayılı Yasa uyarınca alınan kararın geçici önlem niteliği taşıması karşısında, davacının tel çekmek suretiyle yaptığı müdahalenin önlenmesinde Yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu ve kendisine tahsis edildiği, kullanım amacının genel olarak tel çit çevrildiği, şikayetçinin 2886 sayılı Yasanın 75.maddesi uyarınca tahliyesine karar verildiği, bu işleme karşı açılan davanında reddedildiği iddialarıyla anılan kararın bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 31.3.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU:
Uyuşmazlık konusu taşınmaz Hazine adına tescilli olup, davacı idareye Jandarma Okul alanı olarak kullanılmak üzere tahsis edilmiş ve daha sonra Askeri Güvenlik Bölgesi olarak belirlenmiştir.
Üçüncü şahısların, devletin hüküm ve tasarrufu ya da mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde zilyed olmaları 2886 sayılı Yasanan 75.maddesi uyarınca mümkün olmadığından, tahsis kararı gereği taşınmaz üzerindeki tasarrufu şikayetçinin zilyedliğine tecavüz olarak nitelemeye olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, dava konusu işlemin iptali gerekirken davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.