Danıştay Kararı 10. Daire 1995/53 E. 1996/1913 K. 10.04.1996 T.

10. Daire         1995/53 E.  ,  1996/1913 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/53
Karar No : 1996/1913

Temyiz Eden (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı Şirkete ait şantiyenin teröristlerce basılarak araç ve gereçlerinin yakılması, işçilerinin kaçırılması sonucu uğranıldığı öne sürülen 246.384.479 lira maddi 75.000.000 lira manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda; … İdare Mahkemesince, davanın maddi tazminata ilişkin 193.090.000 liralık kısmının kabulüne, diğer kısmının reddine karar verilmiştir.
Davalı İdare, usul ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesince davalı İdarenin tazmin sorumluluğu belirlenirken hem hizmet kusuru ilkesine, hem de kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesine dayanılmıştır. Ancak bir yandan kusur esasına dayanılarak hizmet kusurundan, bir yandan da idari kusur koşulu aranmadan idarenin sorumluluğundan söz etmeye olanak yoktur.
Dava dosyasının incelenmesinden davacının işyerinin daha önce de teröristlerce basılarak ateş açıldığı, şantiyenin şehir içmesuyu inşaatına ilişkin olduğundan davacı tarafından Belediye’ye başvurulup, güvenlik kuvvetlerine durumun bildirilerek güvenliğin sağlanmasının istenilmesine, Belediye Başkanlığınca durumun Kaymakamlığa bildirilmesine karşın gerekli önlemlerin alınmaması sonucu olayın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda toplumun can ve mal güvenliğini korumakla görevli İdarenin, kendisine başvuruda da bulunulduğu ve işyerinin niteliği de dikkate alındığında saldırının kuvvetle olası olduğu halde hiç bir önlem almadığı açık olduğundan ağır hizmet kusuru bulunmaktadır.
Bu nedenle, temyize konu kararın belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
… İlçesi içmesuyu inşaatının yüklenicisi olan davacı Şirketin … Köyü, … Mezrası yakınındaki şantiye binası 27.8.1989 tarihinde saat 04.00 sıralarında teröristlerce basılarak araç ve gereçler yakılıp, işçileri kaçırılmıştır.
Davacı, adli yargı yerinde yaptırdığı tesbit sonucu uğradığını öne sürdüğü 246.384.479 lira maddi, 75.000.000 lira manevi zararın tazmini istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacı Şirketin önceden başvurduğu halde idarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmeti tam olarak yerine getirmediği ayrıca olay kusursuz sorumluluk ve kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi kapsamında değerlendirildiğinde de İdarenin meydana gelen zararı tazminle yükümlü olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu maddi zararın 193.090.000 lira olarak saptandığı, bu miktarın İdarece ödenmesi gerektiği, olayın niteliği gereği manevi tazminat isteminin dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın maddi tazminata ilişkin kısmının 193.090.000 liralık bölümünün kabulüne; davanın bu miktarı aşan diğer bölümünün reddine, istem olmadığı için faize hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Davalı İdare, zararın üçüncü şahısların saldırısı sonucu doğduğu, idari bir eylem bulunmadığı, sigorta sistemi kapsamında ödenmesi gereken zararın idarelerine yükletilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla anılan Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
İdare Mahkemesince, davalı İdarenin tazmin sorumluluğu belirlenirken hem hizmet kusuru ilkesine, hem de kusursuz sorumluluk ilkesine dayanılmıştır. Oysa hem kusur, hem de kusursuz sorumluluk ilkesine dayanılarak idarenin tazmin sorumluluğuna gidilmesi hukuken mümkün değildir. Olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip önce hizmet kusuru araştırılarak, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkesinin uygulanıp uygulanamayacağı incelenmek suretiyle idarenin tazmin sorumluluğunun belirlenmesi gerekmektedir.
Hizmet kusuru, idari hizmetin kuruluş ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet beklenen hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Kişilerin can ve mal güvenliğini korumakla görevli olan İdare, üstlendiği kamu hizmetini gereği gibi yerine getirmek, hizmetin işleyişi ve yerine getirilişi sırasında gerekli teşkilatı kurmak, her türlü araç ve olanağı hizmete hazır bulurdurmak ve yine doğması olası bazı olayların önlenmesi ve anında bertaraf edilmesi için gerekli önlemleri almak zorundadır.
Dava dosyasında bulunan … İlçe Jandarma Komutanlığı yazısından davacıya ait işyerine 4.6.1989 tarihinde de saldırıda bulunularak inşaat sahasındaki depo ve lojmanlara ateş açıldığı, davacının işin şehir içme suyu inşaatına ilişkin olması sebebiyle 20.8.1989 tarihinde Belediye Başkanlığına başvurarak saldırı ve tehditler nedeniyle işi devam ettiremediğinden bahisle Güvenlik Kuvvetlerine durumu iletip gereken önlemlerin alınmasını istediği, Belediye Başkanlığınca da Kaymakamlığa yazılan 21.8.1989 tarihli yazıyla şantiye yakınındaki … Mezrasına düzenlenen baskın sonucu 2 ay önce köy korucularının silahlarının teröristlerce alındığı bildirilip gerekli önlemlerin alınmasnın istenildiği, buna karşın 27.8.1989 tarihinde teröristlerce işyerinin basılarak araç ve gereçlerin yakıldığı, 15 işçinin kaçırıldığı, olaydan önce idarece hiçbir önlem alınmadığı, olaydan sonra haber verilmesi üzerine olay yerine gidilerek tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda da, önceden başvuruda da bulunulduğu halde meydana gelmesi kuvvetle olası olayın önlenmesi için gerekli önlemleri almadığı, gerekli imkan ve aracı temin ederek hazır bulundurmadığı anlaşılan İdarenin hizmet kusuru açık olup; İdarenin doğan zararı tazmini gerektiğinden, Mahkeme kararının temyizen incelenen davanın kabulüne ilişkin bölümü sonuç olarak hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca davalı İdarenin temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının belirtilen gerekçelerle onanmasına 10.4.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.