Danıştay Kararı 10. Daire 1995/5261 E. 1997/3668 K. 14.10.1997 T.

10. Daire         1995/5261 E.  ,  1997/3668 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/5261
Karar No : 1997/3668

Davacı : …
Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacı, 11.8.1995 tarih ve 22371 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararının iptalini istemektedir.
Savunmanın Özeti : Asgari ücretin ülke düzeyinde tek ücret olarak belirlenmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle Anayasanın sosyal devlet ilkesinin ve eşitlik ilkesinin gereği olduğu, 1475 sayılı Yasanın 33. Maddesi uyarınca, ekonomik gelişmeler sonucu oluşan toplumsal beklentilerin değerlendirilerek Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplantıya çağrılmasında ve ücret tespitinde hukuka aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu işlem 1475 sayılı Yasanın 33.maddesinin tanıdığı yetki ve amacına uygun olup, dayanağı olmayan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 1475 sayılı “İş Kanunu”nun 5.maddesinin 11.fıkrasının (e) “Kaloriferli konut kapıcıları ile çalışmasının aynı işverene veya aynı konuta hasreden konut kapıcıları”nın 1475 sayılı kanun kapsamında oldukları yolunda hüküm getirilmiştir.
Aynı Kanunun 33.maddesinde 1475 sayılı Kanun kapsamına giren çalışanların ücretlerinin “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” tarafından belirleneceği yolunda hüküm bulunmaktadır.
Yukarıda anılan madde hükümlerinin beraberce incelenmesinden anlaşılacağı üzere konut kapıcılarının aylık ücretleri asgari ücret tespit komisyonu tarafından saptanacaktır.
Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Apartman yöneticisi ve apartmanlarında asgari ücretle çalışan kapıcılarının olduğunu öne süren davacı; 11.8.1995 tarih ve 22371 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararının, asgari ücretin % 104 oranında arttırıldığı, bu ücretin ödeme güçlerini aştığı, bu yüzden kat malikleri arasında huzursuzluk ve anlaşmazlıklar doğacağı, tacirlerin asgari ücretin yükselmesi ile artan maliyeti mal ve hizmetlerine yansıtarak korundukları, dar ve sabit gelirli kat maliklerinin böyle bir olanağının olmadığı, asgari ücretin iki yılda bir saptanması gerekirken bu sürenin bir yıla indirilemeyeceği, Anayasanın sosyal devlet ve eşitlik ilkelerine aykırı hareket edildiği iddialarıyla iptalini istemektedir.
Anayasanın 55.maddesinde; ücretin emeğin karşılığı olduğu, devletin, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alacağı, asgari ücretin tespitinde Ülkenin ekonomik ve sosyal durumunun gözönünde bulundurulacağı belirtilmiştir.
1475 sayılı İş Kanununun 33.maddesinde de, hizmet akdi ile çalışan ve bu kanunun kapsamına giren her türlü işçi ile gemi adamı ve gazetecilerin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığıyla ücretlerin asgari hadlerinin en geç iki senede bir tespit edileceği öngörülmüştür.
Aktarılan düzenleme uyarınca; Ülkenin ekonomik ve sosyal durumu gözetilmek suretiyle; asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığı, işçinin geçimini sağlayacak taban ücreti olduğu, uzun dönemde ekonomik ve sosyal koşulların iyileşmesinde yardımcı, hakça gelir dağılımını sağlayıcı olması ve asgari ücretin, iller itibariyle malların parekende fiyat farklılıklarını gerçek olarak belirlemek, bunların asgari ücrete yansımasını sağlamak suretiyle Ülke çapında tek ücret olarak belirlenmesi gerektiği biçimindeki ilkelerden hareketle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı tarafından ileri sürülen iddialar; asgari ücretin yıllık olarak belirlenmesini engelleyen bir düzenlemenin olmaması, aksine en geç iki senede bir tesbit edileceğinin belirtilmesi, 1475 sayılı Yasanın 5.maddesinin 11/e fıkrasının aynı işverene bağlı veya aynı konut için çalışan konut kapıcılarının yasa kapsamında sayılması ve konutlarda kapıcı istihdamını zorunlu tutan bir düzenlemenin de bulunmaması karşısında yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 14.10.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.