Danıştay Kararı 10. Daire 1995/4637 E. 1997/4202 K. 11.11.1997 T.

10. Daire         1995/4637 E.  ,  1997/4202 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/4637
Karar No : 1997/4202

Davacı : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Başbakanlık – ANKARA
2-Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müd.
Vekili : …
İstemin Özeti : 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının, 3093 sayılı Yasa uyarınca uydu alıcıları için bandrol ücreti belirlenmesine ilişkin hükümleri ile davacı şirketin ithal ettiği 1025 adet uydu alıcısı için bandrol ücreti ve para cezası tahakkukuna ilişkin 13.7.1995 tarih ve 588-1432 sayılı işlemin; bandrol ücretine tabi olduğu ileri sürülen cihazın 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilen, bandrol ücreti alınması öngörülen cihazlardan olmadığı savıyla iptalleri davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4.maddesinin (a) fıkrasının 6.bendinde, ilk beş bentte sayılan cihazların dışında kalan, radyo ve televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazların bandrol ücretine tabi olduğunun kurala bağlandığı, davacı şirketin bandrolsüz olarak satışa sunduğu belirlenen “receiver” cihazının da uydu yayınlarını almaya yarayan bir cihaz olması nedeniyle anılan yasa uyarınca bandrol ücretine tabi olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 3093 sayılı Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4.maddesinin (a) fıkrasında beş bent halinde bazı elektronik cihazlar ismen sayılarak bu cihazlardan alınacak olan bandrol ücreti belirlenmiş, 6.bentte de “yukarıda sayılanlar dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazlar” denilmek suretiyle fonksiyonu itibariyle bu kapsamdaki cihazlar için de bandrol ücreti alınacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı maddenin (b) fıkrasında ise, ticari ithalat maksadı dışında yurtdışından getirilecek (a) bendinde belirtilen cihazlar için alınacak olan bandrol ücretinin her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği düzenlenmiştir.
Dava konusu edilen 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları anılan (b) fıkrasından alınan yetki ile çıkarılmıştır.
Davacı şirketin ticari amaçla ithal ettiği eşya nedeniyle bandrol ücreti ve ceza tahakkukunun sözkonusu Bakanlar Kurulu Kararına dayandırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Dosyada mevcut bulunan ve Dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordan, uyuşmazlığa konu olan cihazın, Yasanın 4/a maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildiğinden, bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin işlemin Yasaya aykırı olduğu, davanın, Bakanlar Kurulu Kararlarının iptali istemine yönelik kısmının reddi, bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava, davacı şirketin ithal ettiği 1025 adet uydu alıcısı için bandrol ücreti ve para cezası istenilmesine ilişkin 13.7.1995 günlü ve 1432 sayılı işlem ile işlemin dayanağı olan 91/2539, ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü Gelirleri Kanununun 4. maddesi (a) bendinde imal veya ithal ederek satışı yapılan ve maddede tek tek sayılan cihazlardan, satış sırasında fabrika çıkış fiyatı veya ithal maliyeti üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere hangi oranda bandrol ücreti alınacağı belirlendikten sonra aynı maddenin (b) bendinde de, (a) bendinde belirtilen cihazların ticari ithalat amacı dışında yurtdışından getirilmesi halinde bu cihazlardan alınacak olan bandrol ücretinin her yıl Bakanlar Kurulunca maktu olarak tesbit edileceği hükme bağlanmıştır.
Dava konusu edilen Bakanlar Kurulu kararları, 3093 sayılı Yasanın 4/a bendinde sayılan, ancak, ticari amaç dışında yurda getirilen cihazlara ilişkin olup, yukarıda anılan 4. maddenin (b) bendi uyarınca düzenlenmiş bulunmaktadırlar.
Davacı şirketin, uyuşmazlığa konu cihazları ticari amaçla yurda getirdiği ve bandrol ücretinin davalı idarece 3093 sayılı yasanın 4. maddesi (a) bendi uyarınca istenildiği açıktır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararlarının davacı hakkında uygulandığından sözetmek mümkün olmadığı gibi şirketten bandrol ücreti istenilmesine ilişkin işlem ile Bakanlar Kurulu kararlarının herhangi bir hukuki bağlantısı da yoktur.
Bu durumda davacı şirketin bir yandan, bakanlar kurulu kararı aleyhine dava açmakta hukuki menfaati bulunmamakta, öte yandan da dava konusu edilen işlemin bakanlar kurulu kararlarına dayalı olmaması nedeniyle, işlemin iptali istemiyle açılan davanın ilk derecede Danıştay’ın görevine giren davalardan olmadığı görülmektedir.
Davacının, Bakanlar Kurulu kararları aleyhine dava açmakta hukuki bir menfaati bulunmadığından, davanın, yalnızca idari işleme yönelik olarak bu davaya bakmakla görevli bulunan İdare Mahkemesinde açılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığı, 2577 sayılı Yasanın 5. maddesi 1. fıkrası ve 15. maddesi uyarınca dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince taraflara önceden bildirilen 11.11.1997 tarihinde davacı vekili Av… ile davalı Başbakanlık temsilcisi …’ın ve davalı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü vekili Av….’un geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verildi. Dava dosyası incelenip gereği düşünüldü.
Dava; 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının, 3093 sayılı Yasa uyarınca uydu alıcıları için bandrol ücreti belirlenmesine ilişkin hükümleri ile, davacı şirketin ithal ettiği 1025 adet uydu alıcısı için bandrol ücreti ve para cezası tahakkukuna ilişkin 13.7.1995 tarih ve 588-1432 sayılı işlemin iptalleri istemiyle açılmıştır.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna devamlı ve yeterli gelir kaynağı sağlamak amacıyla hazırlanan 4.12.1984 tarih ve 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun kapsamı 1.maddesinde; “… radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan alınacak ücretler, elektrik enerjisi hasılatından ayrılacak paylar ile çeşitli gelirlerin tahakkuk, tahsilat işlemleri” olarak belirtilmiş, 3.maddesinde; 1.maddede belirtilen cihazları imal veya ithal edenlerin satıştan önce bandrol veya etiket almaları zorunlu tutulmuş, 6.maddesinde de, yine 1.maddede belirtilen cihazların (radyo, televizyon, video ve bileşik cihazlar) bandrolsüz veya etiketsiz satıldığının tesbiti halinde uygulanacak ceza hükümleri yer almıştır. 1.maddede belirtilen cihazları imal veya ithal edenlerin satış sırasında fabrika çıkış fiyatı veya ithal maliyeti üzerinden tahsil edecekleri ücret oranları ise, Yasanın 4. maddesi (a) bendinde 3393 sayılı Yasayla yapılan değişikliklerle birlikte 6 fıkra halinde sayılmıştır. Buna göre:
“1-Renkli televizyon için % 8,
2-Siyah-beyaz televizyon için % 8,
3-Radyo, portatif radyo-teyp, radyo-pikap % 8,
4-Video için % 12
5-Birleşik cihazlar için:
a-Video-televizyon-radyo
Video-televizyon
Radyo-Televizyon % 12
b-Müzik seti ve benzerleri % 10
6-Yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını
almaya yarayan her türlü cihazlar % 10″
Oranında bandrol ücretine tabi bulunmaktadırlar. Aktarılan 3093 sayılı Yasa metninde, 1. maddede yer alan radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlar dışında kalan tek hüküm, 3383 sayılı Yasayla eklenen 6. fıkra hükmü olup, anılan Yasa ile 3093 sayılı Yasanın 1., 3., 5., ve 6. maddelerinde kapsama yönelik bir değişiklik yapılmamıştır.
Uydu alıcıları için maktu ücret belirleyen hükümleri bu davaya konu edilen 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ise, anılan 3093 sayılı Yasanın; “Ticari İthalat maksadı dışında yurtdışından getirilecek (a) bendinde belirtilen cihazlardan bir defaya mahsus olmak üzere alınacak ücretler her yıl Aralık ayında, gelecek takvim yılından geçerli olmak üzere Bakanlar Kurulu tarafından maktu olarak tesbit edilir” hükmünü içeren 4.maddesi (b) bendi uyarınca çıkartılmıştır. Davalı TRT Kurumu, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararlarıyla; uydu alıcılarının 3093 sayılı Yasanın ücretleri belirleyen 4.maddesi (a) bendi kapsamına alındığından bahisle ve aynı hükümden hareketle; uydu alıcılarını imal veya ithal edenlerin 3093 sayılı Yasa kapsamındaki yükümlülüklere tabi olduğunu ileri sürmektedir.
Dava konusu işlemden önce TRT Genel Müdürlüğünce tesis edilen 29.11.1994 tarih ve 1061 sayılı işlemde ve davacı şirketin işyerinde düzenlenen 6.6.1995 tarihli tutanakta da dava konusu Bakanlar Kurulu Kararlarından söz edilerek “receiver” cihazının bandrol ücretine tabi olduğu belirtilmekte olup; bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin işlemlerin anılan Bakanlar Kurulu Kararlarına dayalı olarak tesis edildiği, davalı idarelerin duruşmadaki beyanlarından da anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının, ticari ithalat maksadı dışında yurt dışından getirilecek cihazlardan alınacak olan bandrol ücretini belirleyen düzenlemeler olması nedeniyle ticari amaçla yapılan ithalatlara uyulanamayacağından; anılan Bakanlar Kurulu Kararlarının bu davada incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bandrolsuz satışa sunulan 1025 adet “receiver” cihazı nedeniyle bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin 13.7.1995 tarih ve 588-1432 sayılı işleme yönelik uyuşmazlığın çözümü için, “receiver” cihazının; 3093 sayılı Yasanın 4/a-6.maddesinde sözü edilen, radyo, televizyon, video ve birleşik cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan cihazlar kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunun yanıtlanması amacıyla Dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; bir alıcının tanımında iletim ortamı ve varılacak yer unsurlarının belirtilmesi gerektiği; 3093 sayılı Yasa hükmünde radyo televizyon yayınını almaya yarayan cihaz denmek suretiyle iletim ortamının ve dolayısıyla alıcıların giriş işaretlerinin ne olabileceğinin sınırlar’nın belirlendiği, ancak varılacak yer konusunda bir açıklık bulunmadığı; varılacak yer unsurunun üç şekilde yorumlanabileceği; en kısıtlayıcı biçimiyle yorumlanması halinde tanım kapsamına yalnızca insanların algılayabileceği türde işaretler üreten, yani bir hoparlör ve/veya ekran veya monitör içeren “tam” cihazların girebileceği; eğer sınır getirilmezse, bir alıcı sistemde yer alan, antenler, anten yükselticileri, kablolar, şifreli yayınları almaya yarayan dekoderler gibi tüm alt sistemlerin kapsama alınacağı; belli bir biçimde tanımlanan işaretin üretilmesini sağlayan cihazlar şeklinde yorumlanması halinde ise bu sınırlı işaretin yasada açıkça tanımlanması gerektiği, oysa yasada böyle bir tanımlama bulunmadığı, dolayısıyla her tanımlamanın farklı cihaz veya cihazları kapsama sokacağı; 3093 sayılı Yasanın 4. maddesi a bendinde sayılan radyo, televizyon ve birleşik cihazların varılacak yer olarak insanı hedefleyen sistemler olduğu; ayrışık nitelikteki videonun ise Yasada açıkça belirtildiği; sonuç olarak “radyo televizyon yayınlarını almaya yarayan cihazlar” ibaresinin, en kısıtlayıcı biçimde yorumlanması ve radyo televizyon yayınlarını insanların algılayabileceği şekle çeviren veya çok basit bir eklemeyle bu işlevi yerine getirebilen cihazlar olarak anlaşılması gerektiği belirtildikten sonra; Yasada video gibi açıkça yer almayan uydu alıcısının bandrol ücretine tabi cihazlar içinde sayılmamasının uygun olacağı yolunda görüş bildirilmiştir.
İçeriği itibariyle yeterli ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporundaki saptama ve düşünceler gözönünde bulundurularak, 3093 sayılı Yasanın 4. maddesi (a) bendi 6. fıkrası hükmü kapsamının değerlendirilmesi gerekli görülmüştür.
Bir mali yükümlülüğe ilişkin yasa hükmünün, getirdiği mali yükümün esaslı unsurlarını açıkça belirlemesi zorunludur. Uyuşmazlığımızda, 3093 sayılı Yasayla, Türkiye Radyo- Televizyon Kurumuna sağlanan gelirler arasına alınan radyo-televizyon, video ve birleşik cihazlardan tahsil edilecek ücret oranlarını belirleyen 4. maddenin (a) bendinin ilk beş fıkrasında, televizyon, radyo, video ve birleşik cihazların oranları yer aldıktan sonra, bende 3383 sayılı Yasayla eklenen 6. fıkrada “Yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazlar” için de oran belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Radyo, televizyon ve birleşik cihazların doğrudan insanların algılamalarına hitap eden “tam” cihaz niteliğinde olduğu; yasada sınırlı bir işaret tanımı yapılmadığından, tanımı yapılmayan bu işareti üreten cihazların kapsama alınamayacağı; idarenin de radyo televizyon yayınını alan sistemlerin tüm alt sistemlerini kapsamda görerek bandrol ücreti tahsili yoluna gitmediği ve esasen yasa hükmündeki “alıcı” lafzının sınırsız bir tanımlama içermediği; insanın algılayabileceği görüntü ve ses üretmeyen videoların ise Yasada açıkça yer aldığı dikkate alındığında; 3093 sayılı Yasanın 4/a-6. maddesinin, radyo televizyon yayınlarını insanların algılayabileceği şekilde üreten ve radyo, televizyon ve birleşik cihazlar şeklinde adlandırılmayan diğer cihazlar şeklinde değerlendirilmesi hukuken zorunlu bulunmaktadır. Aksine yaklaşım bir alıcı sistemdeki bütün alt birimlerin sınırsız olarak veya tanımlanması idarece yapılacak ve her yapılan tanımlamaya göre değişecek işaretleri üreten cihazların, bandrol ücretine tabi tutulması sonucunu doğuracak, bu ise, mali yükümün kapsamı ve esaslı unsurlarının yasayla belirlenmesi gereğiyle uzlaşmayacaktır.
Bu durumda, radyo televizyon yayınlarını alarak, insanların algılayabileceği türde işaretler üretmeyen uydu alıcılarının bandrol ücretine tabi olduğu ileri sürülerek, bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davanın, 91/2539 ve 93/3912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının iptali istemine ilişkin kısmının reddine; bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin 13.7.1995 tarih ve 588-1432 sayılı işlemin iptaline, dava kısmen ret kısmen iptal ile sonuçlandığından davacı vekili için davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan … lira duruşma ücreti vekaletinin yarısı olan … lira avukatlık ücreti ile … lira yargılama giderinin yarısı olan … liranın davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, davalı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü vekili için aynı tarifeye göre takdir olunan … lira avukatlık ücretinin ise davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına 11.11.1997 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
3093 sayılı Yasanın 4..maddesinin (a) fıkrasının 6.bendindeki “yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazlar” hükmü, iletişim alanındaki hızlı teknoloji değişimi karşısında, maddenin diğer bentlerinde ayrı ayrı sayılan cihazlar dışında kalan, ancak benzer fonksiyonlara sahip cihazların da bandrol yükümlülüğü kapsamına alınması amacıyla getirilmiştir.
6.bent kapsamına girecek cihazların, bilirkişi raporundaki kabule göre, en dar anlamıyla yorumlanarak, bu cihazların ancak doğrudan göze ve kulağa hitap eden cihazlar olması gerektiği sonucuna varılması yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir.
Açıklanan nedenle, davanın, bandrol ücreti ve ceza tahakkukuna ilişkin işleme yönelik kısmının da reddi gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki karara bu yönüyle katılmıyorum.