Danıştay Kararı 10. Daire 1995/3949 E. 1997/1929 K. 20.05.1997 T.

10. Daire         1995/3949 E.  ,  1997/1929 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/3949
Karar No : 1997/1929

Temyiz Eden (Davalı) : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : Polis memuru olarak görevde iken 6136 sayılı Yasa gereği satışı yapılan zati demirbaş tabancayı, ayrı yaşadığı ve malülen emekliye ayrılan polis eşinden satın alan ve adına silah bulundurma ruhsatı çıkartan davacının anılan tabancanın geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonunda, … İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare, davacının eşinin alkol bağımlısı olduğunun hastane raporuyla sabit olduğunu, bu bağımlılığın akli dengesizlik dışında bir rahatsızlık olarak kabul edilemeyeceğini, daha önce hatalı bir işlem sonucu davacının, eşinin silahını satın almış bulunduğunu, hatanın anlaşılması üzerine devir işleminin geri alındığını iddia ederek, anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 6136 Sayılı Kanun’a 3448 Sayılı Kanunla eklenen Ek 8 ve 9. maddelere dayanılarak hazırlanan “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışı’na Dair Yönetmelik” in 3. maddesi f fıkrası “Zati Demirbaş Tabancayı”; Emniyet Teşkilatının kuvvesinde kayıtlı devlet malı silah iken Yönetmelik hükümleri gereği Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline bedeli mukabili satışı yapılan, personelin memuriyeti süresince devlet malı silah statüsünü muhafaza eden, görevi süresince taşınmak ve kullanılmak zorunluluğu olan, üçüncü kişilere satış devir ve hibesi yapılamıyan, ancak, personelin emekli olup, memuriyetten ayrıldığında kuvve kaydından çıkarılarak personelin zati malı olacak silah olarak tanımlamış, satışı yapılan ve zati mal olan tabancaların geri alınmasını ise 10 ila 13. maddelerde düzenlemiştir.
Anılan maddelerde; malülen emekli olarak memuriyetten ayrılan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personelinin zati malı olan silahın üçüncü kişilere devrini engelleyen bir hüküm yer almadığı gibi, aksine 10. maddenin mefhumu muhalifinden, görevden ayrılan personelin müteakip maddelerde belirtilen ve satışı yapılan zati tabancaların geri alınmasını gerektiren haller dışında ve tabancaları geri alınmadığı sürece kendilerine satılan zati demirbaş tabancanın devir, satış ve hibesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan ortada tabancanın geri alınmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı gibi, idarece gösterilen sebepte,yönetmeliğin 11 ve 12. maddelerinde sayılan hallerden değildir. Bu itibarla dava konusu tabancayı geri alma işlemi mevzuata aykırı olup anılan işlemin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararında hukuki bir isabetsizlik görülememiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ve temyize konu hükmün onanması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, polis memuru olarak görevli iken 6136 sayılı Yasanın ek 8.maddesi ile buna ilişkin yönetmelik hükümleri gereği satışı yapılan zati demirbaş tabancayı ayrı yaşadığı ve malülen emekliye ayrılan polis eşinden satın alıp adına silah bulundurma ruhsatı çıkartan davacıdan, anılan tabancanın geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi; Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmeliğin 3/f maddesine göre, sözkonusu tabancanın adi malül olarak emekliye ayrıldığı tarihten itibaren davacının eşi …’e ait olduğu ve üzerinde satış işlemi dahil her türlü tasarruf hakkının bulunduğu, dolayısıyla usulüne uygun şekilde edinilen tabancanın bedeli ödenmeksizin geri alınması yolundaki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare, davacının eşinin alkol bağımlısı olduğunun hastane raporuyla sabit olduğunu, bu bağımlılığın akli dengesizlik dışında bir rahatsızlık olarak kabul edilemeyeceğini, daha önce hatalı bir işlem sonucu davacının, eşinin silahını satın aldığını, hatanın anlaşılması üzerine devir işleminin geri alındığını iddia ederek, anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun Ek 8.maddesinde “Emniyet Genel Müdürlüğünce temin edilen tabanca ve mermiler, emniyet hizmetleri sınıfı personeline görevlerinde kullanmak üzere bedeli mukabilinde zati demirbaş silah olarak satılır. Satılan silahların ayrılma, ihraç ile benzeri sebeplerle personelden geri alınma usul ve esasları ile satılma şekil ve şartları, zayii, hasar, onarım, kadro standardı dışında bırakılması, eğitim ve görevde kullanılan mermilerin bedelli veya bedelsiz temini İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak Yönetmelikle tespit olunur” hükmü yer almaktadır.
17 Mart 1989 tarih ve 20111 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmeliğin 12.maddesinde ise “açığa alınma, geçici olarak görevden uzaklaştırma, işten el çektirme, tutuklanma, göz altına alınma ve benzeri haller ile akli dengesizlik gösteren personelin tabancası birimince geçici olarak alınıp muhafaza edilir. Ancak; bu haller meslekten çıkarmayı gerektirdiğinde tabancası geri verilmez, ödediği fiyat üzerinden parası iade edilir.” hükmünü taşımaktadır.
Dava ve temyiz dosyalarının incelenmesinden; söz konusu tabancanın 20.7.1990 tarihinde davacının polis memuru eşi …e “zati demirbaş tabanca” olarak satışının yapıldığı, … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 28.8.1990 tarihli raporunda davacının polis memuru eşinin alkol kullanımının alkol bağımlılığı düzeyinde bulunduğunun, alkol bağımlılığının klinik salah haline kavuşmuş olduğunun, bu haliyle genel idare hizmetleri sınıfında büro memuru olarak görev yapabileceğinin, aktif silahlı polislik görevi yapamayacağının belirtilmesi üzerine 5.2.1991 tarihli olurla adi malül olarak emekliye sevk edildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığının 10.10.1991 tarihli işleminde davacının emekliye ayrılan eşine 6136 sayılı Yasaya ilişkin Yönetmeliğin 16/j maddesine göre ruhsat verilmesinin mümkün olmadığı, ancak Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 17.maddesine göre silah taşıma veya bulundurma ruhsatı verilebilecek bir kişiye söz konusu silahın devrinin uygun olduğu yolunda görüş verilmesi üzerine …’in silahı eşi olan davacı …’e sattığı, davacının bu silah için 27.11.1991 tarihinden itibaren beş yıl için silah bulundurma ruhsatı aldığı, 19.8.1993 tarihinde ise Emniyet Genel Müdürlüğünce 6136 sayılı Yasanın ek 8.maddesine ilişkin Yönetmeliğin 12.maddesine istinaden tabancanın demirbaş silah olduğu, mülkiyetinin devlete ait olduğu gerekçesiyle geri alındığı anlaşılmaktadır.
Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmeliğin 12.maddesinde akli dengesizlik gösteren personelin tabancasının geçici olarak alınıp muhafaza edileceği, ancak bu halin meslekten çıkarmayı gerektirmesi halinde tabancanın geri verilmeyeceği, ödediği fiyat üzerinden parasının iade edileceği öngörülmüş olup; … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 28.8.1990 tarihli raporuyla alkol bağımlılığı klinik salah haline kavuşmuş olduğu saptanan, ancak bu bağımlılığı akli dengesizlik dışında bir rahatsızlık olarak kabul edilmeyen davacının adi malülen emekliye sevk edilen eşini, anılan madde kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.
Olaya bu açıdan bakılınca, anılan Yönetmelik hükmü gözönüne alınmamak suretiyle ve açık hataya düşülerek tesis olunan 10.10.1991 günlü … sayılı işlemle, davacıya satışına izin verilip davacı adına bulundurma ruhsatına bağlanan silahın; bedeli ödenmek koşuluyla davacıdan geri alınması yolundaki dava konusu işlemde mevzuata aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu itibarla belirtilen hususları dikkate almaksızın dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülememiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 20.5.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AYRIŞIK OY :
6136 Sayılı Kanun’a 3448 Sayılı Kanunla eklenen Ek 8 ve 9. Maddelere dayanılarak hazırlanan “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışı’na Dair Yönetmelik” in 3. maddesi f fıkrası “Zati Demirbaş Tabancayı”; Emniyet Teşkilatının kuvvesinde kayıtlı devlet malı silah iken Yönetmelik hükümleri
gereği Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline bedeli mukabili satışı yapılan, personelin memuriyeti süresince devlet malı silah statüsünü muhafaza eden, görevi süresince taşınmak ve kullanılmak zorunluluğu olan, üçüncü kişilere satış devir ve hibesi yapılamıyan, ancak, personelin emekli olup, memuriyetten ayrıldığında kuvve kaydından çıkarılarak personelin zati malı olacak silah olarak tanımlamış, satışı yapılan ve zati mal olan tabancaların geri alınmasını ise 10 ila 13. maddelerde düzenlemiştir.
Anılan maddelerde; malülen emekli olarak memuriyetten ayrılan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personelinin zati malı olan silahın üçüncü kişilere devrini engelleyen bir hüküm yer almadığı gibi, aksine 10. maddenin mefhumu muhalifinden, görevden ayrılan personelin müteakip maddelerde belirtilen ve satışı yapılan zati tabancaların geri alınmasını gerektiren haller dışında ve tabancaları geri alınmadığı sürece kendilerine satılan zati demirbaş tabancanın devir, satış ve hissesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan ortada tabancanın geri alınmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı gibi, idarece gösterilen sebepte yönetmeliğin 11 ve 12. maddelerinde sayılan hallerden değildir. Bu itibarla dava konusu tabancayı geri alma işlemi mevzuata aykırı olup anılan işlemin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararında hukuki bir isabetsizlik görülememiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ve temyize konu hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.