Danıştay Kararı 10. Daire 1995/3409 E. 1996/3754 K. 19.06.1996 T.

10. Daire         1995/3409 E.  ,  1996/3754 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/3409
Karar No : 1996/3754

Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … , … Caddesi, yeraltı çarşısı galerisi ile … Sokağının kesiştiği yerde davalı idareye ait kablodan ayrılan branşman noktasındaki ekin elektrik kontağı yapması sonucunda çıkan yangında PTT Müdürlüğüne ait kabloların yanması nedeniyle uğranıldığı belirtilen 121.919.981 lira zararın tazmini istemiyle açılan dava sonunda, davanın süre yönünden reddi yolunda …İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, temyizen incelenerek onanmasına ilişkin Dairemizin 28.2.1995 tarih ve E:1994/3310, K:1995/874 sayılı kararının, davacı tarafından yerinde olmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabul edilerek idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
D.Savcısı : …
Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesine uygun bulunan karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairemizin 28.2.1995 tarih ve E:1994/3310, K:1995/874 sayılı kararı kaldırılarak davacı idarenin temyiz istemi yeniden incelendi:
Dava, …, İstasyon …, yeraltı çarşısı galerisi ile … Sokağının kesiştiği yerde davalı idareye ait kablodan ayrılan branşman noktasındaki ekin elektrik kontağı yapması sonucunda çıkan yangında PTT Müdürlüğü’ne ait kabloların yanması nedeniyle uğranıldığı belirtilen 121.919.981 lira zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi, 2577 sayılı Yasanın 9.maddesine göre, adli yargı yerince verilen görev ret kararının kesinleşme tarihinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda dava açılması gerektiği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427.maddesi uyarınca mahkemelerin nihai kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği ve temyiz süresinin 15 gün olduğu, bu sürenin ilamın usulüne uygun olarak taraflardan herbirine tebliği ile işlemeye başlayacağı, görev ret kararının davacıya 6.5.1992 tarihinde tebliğ edildiği, karara aynı mahkemede yapılan itirazın reddedildiği, davacı tarafından ret kararının tebliği üzerine 24.6.1992 tarihinde açılan davanın, 21.5.1992 kesinleşme tarihine göre süresinde olmadığı gerekçesiyle davayı süre yönünden reddetmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9/1 maddesinde “çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir” hükmü yeralmaktadır.
Bir kimsenin hakkının tanınması için yalnızca mahkemelere başvurabilmesinin İstisnası Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 516 ncı ve 536 ncı maddeleri arasında düzenlenen tahkim yoludur. Bazı hallerde de uyuşmazlığın çözümü için tarafların hakeme başvurması zorunlu tutulmuştur. 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yoliyle Halli Hakkında Kanun’la düzenlenen tahkim usulu bu hallerden birisidir.
Anılan Yasayla, 1.maddede sayılan idareler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adliye mahkemelerinin görevi içinde bulunanların giderilmesi 4.maddede belirtilen yetki kuralları içerisinde yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimine bırakılmış olup; hakem tarafından verilen kararın kesin olduğu, karara karşı ancak kararı veren hakeme 30 gün içerisinde itiraz olunabileceği ve verilen kararların da ilamların icrasına ilişki genel hükümlere göre yerine getirileceği 6. ve 7.maddelerde belirtilmiştir. Bu haliyle, Yasada belirtilen idareler arasında çıkan ve adliye mahkemelerinin görevi içindeki uyuşmazlığı kesin olarak gideren ve uygulanması genel hükümler çerçevesinde sağlanan hakem kararlarının sonuçta bir yargı kararı niteliği taşıdığı açıktır.
Dava ve temyiz dosyalarının incelenmesinden; 21.11.1990 tarihinde meydana gelen yangın olayı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle davacı kurum tarafından 3533 sayılı Yasa uyarınca 22.11.1991 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesine “Hakem Sıfatıyla” başvuruda bulunulduğu, 25.3.1992 tarihli hakem kararıyla uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görev yönünden ret kararı verildiği, bu kararın 6.5.1992 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmesi üzerine 7.5.1992 tarihinde itirazda bulunulduğu, itirazın reddine ilişkin kararın yine davacı vekiline 16.6.1992 tarihinde tebliği üzerine, söz konusu zararın tazmini istemiyle idare mahkemesi kayıtlarına 24.6.1992 tarihinde geçen dilekçeyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hakem sıfatıyla verilen kararın kesinleşmesinden itibaren, 2577 sayılı Yasanın 9/1 maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde idari yargı yerinde dava açılmış olduğundan davayı süre yönünden reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, karar düzeltme isteminin kabulü nedeniyle 252.400 lira harcın davacıya iadesine 19.6.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.