Danıştay Kararı 10. Daire 1995/3264 E. 1997/2466 K. 18.06.1997 T.

10. Daire         1995/3264 E.  ,  1997/2466 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/3264
Karar No : 1997/2466

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İlgili yönetmelik kurallarına göre, içkili yer bölgesi dışında bırakılan yerlere evvelce verilmiş olan içkili yer ruhsatının kazanılmış hak oluşturacağı, bu iznin yönetmeliğinin 8/a maddesine göre iptal edilmesinin hukuka aykırı olacağı, işlemin iptali gerekirken davayı reddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacının işlettiği işyerine ait içkili yer ruhsatının iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla; 2559 sayılı Polis Vazife ve Selayet Kanunu’nun 7. maddesinde, otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus dinlenme ve eğlence yerlerinin açılmasının, polisin tahkiki üzerine o yerin en büyük mülkü amirinin vereceği izne bağlı olduğunun, izin alınmadan açılan bu gibi yerlerin polis tarafından kapatılacağının kurala bağlandığı, 9.7.1984 tarih ve 18453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İçkili Yerlere Verilecek İzinlerde Gözönünde Bulundurulacak Esasları Gösterir Yönetmeliğin 4. maddesinde, şehir ve kasabalarda gazino, lokanta, bar, kafe, birahane gibi kadehle içki satacak yerlerin bulunacakları bölgelerin, mahalinin asayişinden sorumlu bulunan en büyük mülki amirin başkanlığında mahallin en büyük genel kolluk amiri, tekel müdürleri veya tekel müdürlüklerinin bulunmadığı yerlerde memurları, sağlık müdürleri veya hükümet tabipleri, milli eğitim müdürleri ile belediye ve ticaret odasından gönderilecek birer temsilciden oluşan komisyon tarafından belirleneceğinin, 8. maddesinin (a) bendinde de belediye teşkilatı bulunmayan yerlerde içkili yer bölgesi tesbit edilemiyeceğinin, içkili yer bölgesi dışında ve içkili yer bölgesi tesbit edilmeyen mahallerde içkili yer açılamayacağının düzenlendiği, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu yerin içkili yerler bölgesi dışında olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Polis Vazife ve Selayet Kanunu’nun 7. maddesinde otel, gazino, kahve, içkili yerler, bar, tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus istirahat ve eğlence yerlerinin açılması, önce polisin tahkiki üzerine o yerin en büyük mülki amirinin vereceği izne bağlı tutulmuştur.
Söz konusu düzenlemeye dayanılarak 17.5.1984 tarih ve 84/8100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan, 9.7.1984 tarih ve 18453 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ” İçkili Yerlere Verilecek İzinlerde Gözönünde Bulundurulacak Esaslara Dair Yönetmelik”in 8. maddesinin (a) fıkrasında, Belediye teşkilatı bulunmayan yerlerde içkili yer bölgesi tesbit edilemeyeceği, içkili yer bölgesi haricinde ve içkili yer bölgesi tesbit edilmeyen mahellerde içkili yer açılamayacağı kurala bağlanmış, “istisnalar” başlıklı 9. maddede ise, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu hükümlerine tabi belgeli turizm işletmeleri ile, turizm mevsimine münhasır olmak ve turizme hizmet ve teşvik niteliği taşımak kayıt ve şartı ile Belediye hudutları dışında kalan yerlerde, işleten veya işletme yeri itibariyle, kadehle ve açık olarak içki verilmesinde ve satılmasında genel güvenlik ve asayiş yönünden bir sakınca bulunmaması, inşaat tipi ve vasıfları bakımından çevre ve özelliklerine uygun ve her türlü sağlık koşullarını taşıması, yönetmelikte belirtilen özel ve resmi kurum ve kuruluşlarla ilgili mesafe tahdidine uyulmuş olmasının belirlenmesi durumunda, mahallin en büyük mülkü amiri tarafından kadehle ve açık olarak içki verilmesine ve satılmasına izin verilebileceği, bu şekilde izin verilen yerlerin genel güvenlik, asayiş, sağlık ve turizme hizmet yönünden gerekli şartlara uymadıklarının veya kaybettiklerinin belirlenmesi durumunda içki izinlerinin iptal edileceği belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının içkili yer olarak işlettiği yerin 26.5.1993 tarihli onay ile içkili yerler bölgesi dışında bırakıldığı, oysa davacının 6.11.1992 tarihinde, yani, içkili yerler bölgesi tesbiti işleminden önce “içkili lokanta” izni aldığı anlaşılmaktadır.
Yönetmelik kurallarının incelenmesinden, içkili yer komisyonu tarafından verilen kararların yürürlüğe girmesinden önce, içkili yer olarak ruhsata bağlanmış olan işyerlerinin, içkili yer bölgesi dışına çıkarılması halinde de etkinliklerini “kazanılmış hak” olarak sürdürebilmeleri mümkündür.
Bu durumda, işleten ve işletme yeri itibariyle, kadehle ve açık olarak içki verilmesinde ve satılmasında, genel güvenlik, asayiş ve sağlık koşullarına uyulmadığı veya bu koşulun kaybedildiği yolunda herhangi bir saptama bulunmamasına karşın, salt içkili yerler bölgesi dışında kaldığı gerekçesiyle, evvelce verilmiş olan iznin iptalinde hukuka uygunluk bulunmadığından, işlemin iptali gerekirken, davayı reddeden idare mahkemesi kararı hukuka aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin 17.5.1995 tarih ve E:…; K:… sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen mahkemeye gönderilmesine 18.6.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.