Danıştay Kararı 10. Daire 1995/300 E. 1997/909 K. 13.03.1997 T.

10. Daire         1995/300 E.  ,  1997/909 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/300
Karar No : 1997/909

Temyiz Eden (Davalı) : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; davacı dernek şubesinin düzenlemek istediği şenliğe izin verilmemesine ilişkin Malatya Valiliği işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi 19.10.1994 tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Yasak Faaliyetler” başlıklı 37.maddesinin (a) bendinde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları ve biçimleri dışında faaliyette bulunamayacaklarının, (b) bendinde, bu Yasanın 5.maddesinde dernekler için yasaklanan amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteremeyeceklerinin kurala bağlandığı, 5.maddesinde de, kurulması yasak olan dernekler ve yasak faaliyetlerin sayıldığı, dava konusu işleme dayanak alınan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 8.maddesinde, hangi yöntem, maksat ve düşünce ile olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapılamayacağının hüküm altına alındığı, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun11.maddesinin (c) bendinde ise, il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisinin Valinin ödev ve görevlerinden olduğu, bunları sağlamak için Valinin gereken önlemleri alacağının belirtildiği, yine dava konusu işleme dayanak olarak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun da gösterildiği, bu Kanunun 4/b maddesinde, derneklerin yapacakları şenliklerin bu Kanun hükümlerine tabi olmadığının belirtildiği, bu nedenle, 2911 sayılı Yasanın olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacı dernek şubesinin, sanatçılar, halk oyunları ekibi ve ozanların katılacağı bir şenlik düzenlemek için 16.12.1993 tarihinde Malatya Valiliğine başvurduğu, Malatya Valiliğince 14.1.1994 tarih ve 224 sayılı dava konusu işlem ile, düzenlenmek istenen bu şenliğin ilin huzur ve güvenini bozacağı, Devlet aleyhine yıkıcı faaliyet göstermek için düzenleneceğinden söz edilerek izin verilmediğinin anlaşıldığı, yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre, davacı derneğin bu tür bir şenlik düzenleyebileceği henüz işlenmemiş ve işleneceği yolunda da ciddi ve inandırıcı kanıtlar bulunmayan suçun işlenebileceği ihtimalinden hareketle, varsayıma dayalı olarak tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, davalı idarece, her ne kadar ilgili derneğin bir terör örgütünü desteklediği ve Devlet aleyhine yıkıcı faaliyet göstermek için bu şenliği düzenlemek istediği ileri sürülmekte ise de, düzenlenecek şenlikte suç işlenmesini önlemenin davalı idarenin görevinde olması, herhangi bir suç işlenmesi durumunda ise suçu işleyenler ve dernek hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılacağının açık olması karşısında bu iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.maddesinde yer alan sebeblerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 13.3.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.