Danıştay Kararı 10. Daire 1995/1316 E. 1996/3054 K. 28.05.1996 T.

10. Daire         1995/1316 E.  ,  1996/3054 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1995/1316
Karar No : 1996/3054

Davacı : 1-… , 12-…
Vekili : …
Davalı : Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu
Vekili : …
İstemin Özeti : Sermaye Peyasası Kurulu’nun 9.3.1994 tarih ve 21872 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Halka Açık Anonim Ortaklıklar Genel Kurullarında Vekaleten Oy Kullanılmasına ve Çağrı Yoluyla Vekalet Veya Hisse Senedi Toplanmasına İlişkin Esaslar Tebliği” nin; kendilerini vekaleten temsil ettirecek gerçek ve tüzel kişi olan ortakların vekaletnamelerini notere onaylatarak tevdi etme şartını getiremeyeceği savıyla iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu işlemin vekaletnamelerde sahteciliğin önlenmesi amacıyla tesis edildiği, davanın reddi gerektiği savnulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Anonim şirket ortaklarının genel kurul toplantılarına kendileri gelmeyerek vekil göndermeleri doğal hakları ise de; bir kere vekil tayin edilen kişinin sonsuza kadar asil adına hareket etmesi onun muafakati olmayan şekilde de hareket etmesine olanak sağlar. Bunu önlemek için her toplantı için belirli şartlar yerine getirilmek suretiyle vekaleten oy kullanılması; asilin şirket yönetimini yakından izlemesini kolaylaştıracağından, ayrıca toplantılardan bilgi sahibi olmasına olanak tanıyacağından bu yolda düzenleme getiren tebliğ hükümleri kamu yararı ve hizmet gereklerine uygundur.Bu sebeple davanın reddi düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, Sermaye Piyasası Kurulunun 9.3.1994 tarih ve 21872 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Halka Açık Anonim Ortaklıklar Genel Kurullarında Vekaleten Oy Kullanılmasına ve Çağrı Yoluyla Vekalet veya Hisse Senedi Toplanmasına İlişkin Esaslar”ı düzenleyen IV-8 no’lu Tebliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun kamunun aydınlatılmasında özel durumlar” başlıklı 16/A maddesinde; halka açık anonim ortaklıkların sermaye ve yönetiminde kontrolü sağlamak amacıyla pay sahiplerine çağrıda bulunarak, hisse senedi toplama girişiminde bulunulmasında veya genel kurullarda oy hakkını kullanmak için vekalet istenmesinde veya ortaklığın pay dağılmanın önemli ölçüde değişmesi sonucunu veren, hisse senedi el değiştirilmelerinde, sermaye artırımlarında, birleşme ve devirlerde, menkul kıymetlerin değerini etkileyebilecek önemli olay ve gelişmelerde, küçük pay sahiplerinin korunması ve kamunun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla düzenlemeler yapmak Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
Anonim Ortaklıklar genel kurullarınında vekaleten oy kullanmaya ilişkin olarak genel hükümkler kapsamında yer alan tek düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun 360. maddesinde yer almaktadır. Bu maddede, genel kurul’un temsilci aracılığıyla oy kullanılabileceği ilke olarak kurala bağlanmıştır.
Davacı, yasal düzenlemelerde, vekaletnamelerin noter onaylı olması gibi bir zorunluluk getirilmemiş olmasına karşın, dava konusu Tebliğ ile vekil aracılığıyla oy kullanılması durumunda vekaleten oy kullanılabilmesi için vekaletnamenin notere onaylattırılması zorunluluğunun getirilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etmektedir.
Dava konusu Tebliğ’in 7. maddesine göre, ortakların üçüncü kişilere verecekleri vekaletnamelerde, imzalarını notere onaylattırmaları gerekmekte, bir aracı kurum veya bankanın vekil tayin edilmesi halinde sadece vekaletname formunun doldurulması yeterli bulunmamaktadır. Tebliğin 10. maddesinde de, vekaletnamelerin, ilgili olduğu ve bunun devamı sayılan genel kurul toplantıları için geçerli olduğu düzenlenmiştir. Ortak, vekaletname ile birlikte gündem maddeleri hakkında direktif verdiğinde, gündemi değişen genel kurullarda, yeni vekaletname düzenlenmesi gerekmektedir.
Halka açık anonim ortaklıklar genel kurullarında vekaleten oy kullanılması esaslarını düzenleyen Tebliğ’deki vekaletnamelerdeki imzanın noterden onaylanması ve bir genel kurul toplantısı için geçerli olması yolundaki hükümler, vekaletnamelerde sahteliği önlenmeyi amaçlamakta; tüm ortaklara genel kurulda bilinçli bir biçimde temsil edilerek yönetime katılma olanağı tanımaktadır.
Bu durumda, küçük tasarruf sahiplerini korumaya yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen … lira Avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 28.5.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.