Danıştay Kararı 10. Daire 1994/872 E. 1994/2317 K. 17.05.1994 T.

10. Daire         1994/872 E.  ,  1994/2317 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1994/872
Karar No : 1994/2317

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz istemi; davacıya ait işyerinin tahliyesine dair işlemin iptali talebiyle açılan davanın, posta ücretinin tamamlanmaması nedeniyle açılmamış sayılması yolundaki yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; davanın açıldığı tarihte posta ücretinin tamamının yatırıldığı, ancak, davanın görülmesi aşamasında tamamı sarfolunan posta ücretine ilave olarak istenen 100.000.- lira posta ücretinin, verilen süre içinde tamamlanmaması üzerine, “davanın açılmamış sayılması” na karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6.maddesinin 5.fıkrasında, herhangi bir sebeple verilemiyen veya eksik verilen harç ve posta ücretinin 4.fıkraya göre istenmesine karşın, süresi içinde verilmemesi veya tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği öngörülmüş olup, anılan hüküm, davanın açıldığı sırada verilmeyen veya eksik verilen harç ve posta ücreti dolayısıyla uygulanabilir niteliktedir. Bu yüzden; harç ve posta ücreti tam olarak verilip açılan davalarda, sonradan herhangi bir nedenle posta ücretinin yetersiz kalması durumunda da anılan hükmün uygulanması sözkonusu olamaz. Çünkü İdari Yargılama Usulü Kanununda, posta ücretinin davanın başında eksiksiz olarak yatırılmasından sonra yetersiz kalması durumunda yapılacak işlemi gösteren bir düzenleme veya 6.maddeye yapılmış bir gönderme yoktur. Yerel mahkemece belirlenenin aksine, anılan hükmün, posta ücretinin yetersiz kalması halinde kıyas yoluyla uygulanmasıda mümkün değildir. Zira; genelde kamu düzenine ilişkin bulunan yargılama usulune ilişkin kuralların, hakkında açık hüküm bulunmayan olaylarda kıyas yoluyla, hele ortada davanın açılmamış sayılması gibi, dava hakkını ortadan kaldıran ve hak zayiine neden olan durumlarda uygulanmasına cevaz bulunmamaktadır. Bu itibarla, davanın açıldığı tarihte posta ücreti eksikliği bulunmayan olayda, sonradan ortaya çıkan eksikliğin, davanın açılmamış sayılmasını gerektireceği söylenemez.
Hernekadar; 2577 sayılı Yasanın 60. maddesinde yer alan Tebligat Kanununa göre yapılacak tebliğlere ait ücretlerin ilgililer tarafından peşin olarak ödeneceği yolundaki hükmün ikinci cümlesinin, bu konuda bir çözüm getirdiği söylenebilir ise de; anılan madde ile getirilen bu yükümlülüğü; davanın açılması sırasında verilen posta ücretinin, sonradan davada yapılması gereken tebliğ işlemi sayısının tahmin edilenden fazla olması veya posta ücret tarifesinin değişmesi nedeniyle yetersiz kalması durumunu da kapsadığı şeklinde anlamak ve buna uyulmamasının yaptırımını ise davanın açılmamış sayılmasına karar vermek değil, tekemmül eden dosyayı mevcut haliyle karar bağlayıp posta ücreti yatırılıncaya kadar, tebligat işlemini yapmama biçiminde algılamak gerektiğinden, bu hükmünde olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ve usul kurallarına aykırı olarak verilmiş bulunan temyize konu yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü:
… İli, … Bölgesinde faaliyet gösteren davacı, … Sanayi sitesine taşınmasına ve eski sanayi bölgesindeki işyerini tahliye etmesine ilişkin … İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu’nun 23.6.1992 tarih ve 6 nolu kararının iptali istemiyle … İdare Mahkemesine dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3622 sayılı kanunla değişik 6 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasında; harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde otuz gün içinde harcın veya posta ücretinin verilmesi veya tamamlanması konusunun, daire, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye bildirileceği, yapılan bildirime karşın gereğinin yerine getirilmemesi durumunda bildirimin aynı biçimde yineleneceği; 5 inci fıkrasında da, harç veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kurala bağlandığı, bu hükmün, yargılamanın diğer aşamalarında da kıyas yoluyla uygulanmasının gerektiği, davacı vekilince yatırılan posta gideri avansının, posta ücretlerinin artması nedeniyle yetersiz kaldığı ve ek posta ücreti yatırılması hususunun 13.9.1993 ve 4.10.1993 tarihlerinde bildirilmesine karşın eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Davacı, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan posta tarifelerine göre avansın eksiksiz olarak yatırıldığı, dosya tekemmül ettikten sonra tarifelerde meydana gelen değişiklikler nedeniyle posta pulunun yetersiz kalması ve bu eksikliğin giderilmemesinin, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmediğini ileri sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Genel Esasları düzenleyen Birinci Bölümünün 6 ncı maddesinde, dilekçeler üzerine uygulanacak işlemlerin neler olduğu belirtilmiştir. Yasanın sistematiği dikkate alındığında söz konusu madde hükmünün, idari yargıda açılacak davalarda, dilekçenin verildiği anda, davanın açılmış sayılabilmesi için uyulması gerekli konuları düzenlediği
açıktır. Nitekim anılan maddenin 1 inci fıkrasında, dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere kayıtları yapılarak, davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağı hükmüne yer verilmiştir. Maddenin 4 üncü fıkrasında yer alan, herhangi bir nedenle harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi veya tamamlanması konusunun daire, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye bildirileceği; bildirime karşın gereği yerine getirilmediği takdirde bildirimin aynı biçimde yineleneceği; 5 inci fıkrasında düzenlenen, harcı veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği yolundaki hükümler, ancak, dava dilekçesi üzerinde eksik posta pulu ve harç pulu bulunması durumunda uyulması zorunlu kurallardır. Dava açılıp, taraflara tebligat yapılarak dosya tekemmül ettikten sonra, mevcut posta pulunun, tebligat ücretlerinde meydana gelen artışlar nedeniyle kararın tebliğine yetmiyeceği düşüncesiyle son aşamaya gelmiş bir dosyada karar verilmekten kaçınılması, sözü edilen 6 ncı maddeye aykırı olduğu gibi, yargıcın önüne gelen her dosyayı inceleyerek karara bağlamak gerektiği konusundaki genel yargılama usulü kuralıyla da bağdaştırılamaz.
İdari Yargılama Usulü Yasasında, her ne kadar, dava dosyasının tekemmülü aşamasında veya daha sonra davacı tarafından verilmeyen posta giderinin ne şekilde karşılanacağına dair bir düzenleme yoksa da; haksız çıkacak tarafa yükletilmek üzere, eksik posta pulunun davalı idarelerden tamamlatılmasına engel bir hüküm de bulunmamaktadır. Uygulamada da Mahkemeler bu yola giderek eksik posta pulunu tamamlamak suretiyle, verdikleri kararları taraflara tebliğ edip yargılama görevlerini yerine getirmektedirler.
Ülkemizin ekonomik durumu nedeniyle posta tarifelerinde sık sık meydana gelen artışlar üzerine, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan tarifeye göre posta ücreti ödeyen davacılara, tekemmül etmiş dava dosyasında eksik posta pulu bulunduğundan söz edilerek bunun sonuçlarının yükletilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49 uncu maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile, idare mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 17.5.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.