Danıştay Kararı 10. Daire 1994/5474 E. 1996/808 K. 15.02.1996 T.

10. Daire         1994/5474 E.  ,  1996/808 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1994/5474
Karar No : 1996/808

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : Davacı, İşleticisi olduğu … isimli otelin fuhuş yapıldığı öne sürülerek 15 gün süreyle kapatılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi; Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğünün 104.maddesine göre usulü dairesinde izin alınmadan içinde gizli fuhuş yapıldığı delilleriyle tesbit edilen 95 ve 96.maddelerde yazılı otel ve benzeri mahallerin komisyon kararıyla üç ayı geçmemek üzere kapatılacağının hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden 14.1.1993 tarihinde … Emniyet Müdürlüğünce davacının sahibi olduğu … otelinde yapılan denetim sırasında … isimli kişinin otelden hızla uzaklaştığının, yabancı uyruklu … isimli kadında çıplak bir durumda görülmesi üzerine ifadelerinin alındığının, yabancı uyruklu kadının polis ve savcılıkta … adındaki kişiyle cinsel ilişkide bulunduklarını, bu sırada prezarvatif kullandığını ifade ettiğinin, …ın ifadesinde otele arkadaşını ziyarete gittiğini katlarda dolaşırken Rus kadınını gördüğünü teklifini kabul etmesi üzerine cinsel ilişkiye girdiklerini beyan ettiğinin ancak yabancı kadında sperme rastlanmadığı hakkındaki hastane raparuna dayanılarak savcılığın takipsizlik kararı verdiğinin anlaşıldığı, yabancı uyruklu kadının cinsel ilişkin sırasında prezarvatif kullandığını ifade etmesi karşısında muayenesinde sperme rastlanmamasının doğal olduğu, bu durumda adı geçen kadın ve erkeğin cinsel ilişkiye girdikleri yönündeki ifadeleri dikkate alındığında otelde fuhuş yapılmadığı iddiasına itibar edilemeyeceği, otel, bar pavyon ve benzeri yerlerde genel kadınların dışındaki kadınların fuhuş yapmalarının ve bu durumun tesbit edilmesinin belirtilen yerlerin kapatılmasını gerektirmeyeceğinin kabul edilemeyeceği, bu durumda dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Anılan mahkemenin … tarih ve E… K:… sayılı Kararının davacı tarafından tüzüğün 95.maddesi hükümlerinin uygulanabilmesi için fuhuşevleri ve fuhuşu sanat edinenlerin kimler olduğunun aynı tüzüğün 18 ve 20.maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirme yapıldığı takdirde kendilerine kapatma kararı uygulanamayacağı iddialarıyla temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Usul ve Yasaya uygun olan temyize konu kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Yabancı uyruklu bir kadının herhangi bir otelde fuhuş yapması nedeniyle,o otelin kapatılabilmesi için,anılan kadının genel kadın olması,fuhuşu sanat edinerek değişik kişilerle ilişki kurduğunun delillerle subut bulması,fiilin yapıldığı yerin genel kadınlara sanat icra etme imkanı vermesi veya genelev özellik ve niteliğinde kullanıldığına dair gizli inceleme raporu tanzim edilmesi,Fuhuşla Mücadele Tüzüğünün 15,95,96 ve 104. Maddeleri gereğidir.
Dava konusu olayda; fuhuş yaptığı öne sürülen yabancı uyruklu kadının,genel kadın olmaması ve Tüzüğün 15.maddesindeki tanım kapsamına girmemesi,gizli fuhuş yapıldığının 95.maddeye göre tesbit edilmemesi ve fuhuş yapılan yerin 96.maddede öngörülen biçimde kullanıldığının saptanmaması nedeniyle anılan Tüzüğün 104.maddesine göre kapatma kararı verilmesi usul ve mevzuata aykırı olup,anılan işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararında hukuki isabet görülememiştir.
Açıklanan nedenlerle,temyiz isteminin kabülü ve temyize konu hükmün bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Kanun ile değişik 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bozulması istenen karar, usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile bozulması istenen kararın onanmasına 15.2.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.