Danıştay Kararı 10. Daire 1994/4465 E. 1994/5622 K. 10.11.1994 T.

10. Daire         1994/4465 E.  ,  1994/5622 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1994/4465
Karar No : 1994/5622

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : … Kapalı Cezaevinde gardiyan olarak çalışan davacının, çıkan yangın sonucunda sağ el fonksiyonlarında %25 oranında güç kaybı olması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan 550.000.000TL maddi ve 150.000.000TL manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonunda, … İdare Mahkemesince, idari eylemden hakkı ihlal edilmiş olan davacının, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesine göre, idari dava açmadan önce bu eylemi öğrendiği 15.9.1989 tarihinde veya engeç ilk raporu elde ettiği 8.11.1989 tarihinde idareye başvurarak ön karar alması ve alacağı cevaba göre dava açması gerekirken, GATA’nın 15.1.1993 tarihli raporu esas alınarak yaptığı başvuruya verilen cevap üzerine 31.3.1993 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; davanın güç kaybını belirleyen 15.1.1993 tarihli rapora göre süresinde açıldığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde bulunmadığı öne sürülen istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının bedensel zararı olan ve maddi, manevi tazminat talebinin dayanağı olarak gösterdiği, sağ el fonksiyonunun %25 kaybı hususu, … Askeri Tıp Akademisinin 15.1.1993 tarihli raporu ile saptanmış bulunmaktadır.
İdari eylemlerin neden olduğu bedensel zararlar kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılacağından ve zararın öğrenildiği tarih itibariyle 2577 sayılı Yasanın 13.maddesi hükmüne uygun olarak süresinde dava açıldığı anlaşıldığından, davanın süreden reddine ilişkin idare mahkemesi kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : … Kapalı Cezaevinde gardiyan olarak çalışan davacının çıkan yangın sonucunda sağ el fonksiyonlarında % 25 oranında güç kaybı olması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açtığı davayı süreaşımı yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı Yasanın 13/1 maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl için ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerektiği hükmü yer almıştır. Danıştay’ın yerleşik kararlarına göre, idari eylemlerin sebebiyet verdiği bedensel zararlar kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılacaktır. Başka bir anlatımla, yasada öngörülen süre kesin raporun ilgiliye tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlayacaktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 5.9.1989 tarihinde cezaevinde çıkan yangında yanması sonucunda ilk müdahalesinin … Numune Hastanesinde yapıldığı, daha sonra …’ya sevkedilerek yanık merkezinde tedavi edildiği kendisinde % 48 II ve III. derece yanık saptandığı, gerekli tedavisi ve ameliyatları yapıldıktan sonra 8.11.1989 tarihinde üç ay istirahati öngörülerek taburcu edildiği, ancak 15.1.1993 günlü raporda sağ el avuç içinde MP eklemi seviyesinden itibaren başlayan yanık kontraktürleri nedeniyle sağ elin kavrama ve yakalama fonksiyonlarını tam yapamadığı ve fonksiyonlarının (sağ el) % 25 kayıp olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesi, davacının en geç 8.11.1989 gününde idareye başvurarak ön karar alması gerektiğinden bahisle davayı süre aşımı yönünden reddetmiş ise de, 8.11.1989 tarihli raporda davacının şifa bularak taburcu edildiği belirtilmiş, ilgilinin bedensel zararı olan sağ el fonksiyonunun % 25 kaybı hususu ise 15.1.1993 günlü raporla saptanmıştır. Bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde öngörülen 1 yıllık süre 15.1.1993 gününden itibaren başlayacağından ve idareye başvuru tarihi itibariyle 5 yıllık sürede dolmadığından yasaya uygun bulunmayan İdare Mahkemesi kararının işin esası hakkında karar verilmek üzere bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı Yasanın 17.maddesinin 2.fıkrası uyarınca duruşma istemi kabul edilmiyerek işin esasına geçildi.
… Kapalı Cezaevinde gardiyan olarak çalışan davacının, çıkan yangın sonucunda sağ el fonksiyonlarında %25 oranında güç kaybı olması nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, olayda, … Kapalı Cezaevi İnfaz Koruma Memuru olan davacının, 15.9.1989 tarihinde yakıt deposunda meydana gelen yangında yaralanması sonucu meydana gelen zararın, idarenin hizmet kusuru veya objektif sorumluluk ilkesinden hareketle tazminini istediği, davacının olay sonrası Ankara Numune Hastanesinde ilk tedavisi yapılarak 15.9.1989 tarihli raporla …’ne sevkedildiği, aynı hastanenin 25.9.1989 ve 23.10.1989 tarihli müdaheleleri ile şifa bularak 8.11.1989 tarihinde 3 ay rapor ile taburcu edildiği, bilahare müteaddit defalar kontrole giderek son kez 15.1.1993 tarihli nihai rapor üzerine idareye müracaatla tazminat isteminde bulunduğu, idarenin olumsuz cevabı üzerine dava açtığının anlaşıldığı, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesi hükmüne göre, idari eylemden hakkı ihlal edilmiş olan davacının, idari dava açmadan önce bu eylemi öğrendiği 15.9.1989 tarihinde veya engeç ilk raporu elde ettiği 8.11.1989 tarihinde idareye başvurarak ön karar elde etmesi ve alacağı cevaba göre dava açması gerekirken, …’nın 15.1.1993 tarihli raporunu esas alarak yaptığı başvuruya verilen cevap üzerine 31.3.1993 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, açılan İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davanın süresinde açıldığı ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13/1.maddesi; “idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir.” hükmünü taşımaktadır.
İdari eylemlerin neden olduğu bedensel zararların kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılacağı, Yasada öngörülen sürenin kesin raporunun ilgiliye tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlıyacağı Danıştay’ın yerleşik kararlarında kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 15.9.1989 tarihinde çıkan yangında yanması sonucunda davacının ilk müdahelesinin … Numune Hastanesinde yapıldığı, daha sonra …’ne sevkedilerek gerekli tedavisi ve ameliyatları yapılarak 8.11.1989 tarihinde üç ay istirahati öngörülerek taburcu edildiği, … Askeri Tıp Akademisinin 15.1.1993 tarihli raporunda; sağ el avuç içinde MP eklemi seviyesinden itibaren başlayan ve 3.4.5. parmek DIP eklem seviyelerine kadar uzanan yanık kontraktürleri nedeniyle sağ elin kavrama ve yakalama fonksiyonlarını tam yapamadığı, hastanın bu durumu nedeniyle sağ el fonksiyonlarının %25 kayıp olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, davanın süre aşımı yönünden reddine dayanarak alınan 8.11.1989 tarihli raporda, davacının güç kaybı konusunda herhangi bir belirleme yer almamaktadır. Davacının bedensel zararı olan ve tazminat davasının dayanağı olarak gösterilen sağ el fonksiyonunun %25 kaybı hususu …’nın 15.1.1993 tarihli raporuyla saptanmış bulunmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde öngörülen bir yıllık süre 15.1.1993 tarihinde başlayacağından ve idareye başvuru tarihi olan 12.2.1993 tarihi itibariyle de eylem tarihinden itibaren beş yıllık süre de dolmamış bulunduğundan, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA; dosyanın yeniden karar verilmek üzere adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine 10.11.1994 tarihinde oybirliği ile karar verildi.