Danıştay Kararı 10. Daire 1994/1657 E. 1994/6625 K. 20.12.1994 T.

10. Daire         1994/1657 E.  ,  1994/6625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1994/1657
Karar No : 1994/6625

Temyiz Eden (Davacılar) : 1-…,
2-…,
3-…,
4-…
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davalı) : S.S.K. Genel Müdürlüğü – ANKARA
İstemin Özeti : Davacılardan …’ın 20.12.1987 tarihinde yapılan apandisit ameliyatı sonunda, apantistinin alındığının belirtilmesine rağmen 14.1.1993 tarihinde … hastanesinde yapılan ameliyat sonucu bu apantistin alınmadığının anlaşılması üzerine davalı idarenin bu eylemlerinden doğan maddi zarar karşılığı 170.000.000 TL. ve manevi zarar karşılığı toplam 450.000.000.TL’nin tazmini istemiyle açılan dava sonunda; … İdare Mahkemesince, davanın süreden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi gereğince ilgilinin ilk ameliyat tarihinden itibaren 5 yıl içinde tazminat istemiyle idareye başvurmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş isede, zararı doğuran olay ilgilinin 14.1.1993 tarihinde yapılan 2. ameliyatı sırasında öğrenildiğinden, beş yıllık sürenin bu tarihten itibaren başlaması gerekmekte olup davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, davacılardan …’ın 20.12.1987 tarihinde yapılan apandisit ameliyatı sonunda, apantistinin alındığının belirtilmesine rağmen 14.1.1993 tarihinde … Hastanesinde yapılan ameliyat sonucu apantistinin alınmadığının anlaşılması üzerine davalı idarenin bu eyleminden doğan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi; 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde, İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğunun hükme bağlandığı dosyanın incelenmesinden, davalı idarenin zarar doğuran eyleminin 20.12.1987 tarihinde meydana geldiği, en geç yukarıda belirtilen madde uyarınca 20.12.1992 tarihine kadar davalı idareye başvurulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra yapılan başvuruya verilen cevap üzerine açılan bu davanın esasının süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacılar, anılan mahkeme kararının bu ameliyet sonrası da süre gelen yanlış tedaviler nedeniyle rahatsızlığın devam ettiği 5 yıllık sürenin bu nedenle 20.12.1987 tarihinden itibaren başlatılamıyacağı nedenleriyle temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
Dosyanın incelenmesinden, davacılardan …’ın 20.12.1987 tarihinde davalı kuruma bağlı … Sosyal Sigortalar Kurumu hastanesinde apantisit tanısı ile ameliyata alındığı, yapılan ameliyat sonrasında apantistinin alındığına dair rapor hazırlandığı ancak rahatsızlığının devam ettiği, 14.1.1993 tarihinde acil olarak kaldırıldığı bir özel hastanede ameliyata alındığı ameliyat sonrası daha önce alındığı söylenen apantistinin alınmadığının anlaşıldığı, bu nedenle idarenin ağır hizmet kusuru dolayısıyla bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13 üncü maddesinde; idari eylemler nedeniyle hakları ihlal edilen ilgililerin, eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurup haklarının yerine getirilmesini isteyebilecekleri; bu isteklerin reddi üzerine altmış günlük dava açma süresi içerisinde dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Anılan Yasa hükmünde idareye başvuru için öngörülen en geç beş yıllık sürenin, idari eylemin tamamlandığı, yolaçtığı zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Esasen idari eylemin tamamlandığı zararın ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan beş yıllık sürenin hesaplanması bazı hallerde zarar ortaya çıktığında idareye başvuru süresinin dolayısıyla dava açma süresinin geçmiş olması, dava açma hakkının kullanılmaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının hak arama özgürlüğüyle bağdaştırılamayacağı açıktır.
Olayda 20.12.1987 tarihinde apandisit ameliyatı olan ancak rahatsızlığı süren davacılardan …’ın apandistinin alınmadığı, özel hastanede 14.1.1993 tarihinde yapılan ameliyatla ortaya çıkmıştır.
Bu haliyle ilk ameliyatta …ın apandisitinin alınmaması sonucu uğranıldığı öne sürülüp, tazmini istenilen zarar 14.1.1993 tarihinde ortaya çıkmış bulunduğundan, 2577 sayılı Yasanın 13.maddesinde öngörülen beş yıllık sürenin 14.1.1993 tarihinden itibaren başlaması gerekir.
Bu durumda davanın süresinde açılması nedeniyle idare mahkemesince davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacıların 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 20.12.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.