Danıştay Kararı 10. Daire 1993/5338 E. 1994/4835 K. 13.10.1994 T.

10. Daire         1993/5338 E.  ,  1994/4835 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1993/5338
Karar No : 1994/4835

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : Davacı şirket, … Tekstil San. ve Dış Tic. A.Ş. adına tescil edilen “…” makinasının iptali yolundaki başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açtığı davayı süre aşımı yönünden reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Anayasanın 125. maddesinde; idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinde başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki idari dava açma süresine ilişkin hükümlerde de Anayasa’nın yukarıda aktarılan kuralına aykırı bir düzenleme bulunmamaktadır.
Davacının “…” markasının tescil edildiğinden en geç 11.3.1991 tarihinde haberdar olduğu sabit görülmekle birlikte, idari dava açma süresinin; yazılı bildirimdeki amacın kişilerin idari işlemi öğrenmesi olduğu şeklindeki amaçsal yorumdan hareketle, Anayasa ve yasalardaki açık lafza rağmen, kişilerin idari işlemi öğrendikleri tarihten itibaren başlatılması hukuka uygun
bulunmamaktadır.
Bu durumda “…” markanın tescil edildiği kendisine yazılı olarak bildirilmeyen davacı şirket, bu tescilden herhangi bir şekilde haberdar olduktan sonraki bir tarihte, tescilin iptali istemiyle idareye başvurmuş ve bu başvurunun reddine ilişkin davalı idare işlemi kendisine 16.8.1991 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla 16.8.1991 tarihinde başlayan süresi içinde idari dava açmıştır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ve dava açma süresini öğrenme tarihinden başlatan kararın bozulması gerekmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
“…” markasını, giyim eşyalarında kullanılmak üzere 6.8.1984 tarihinde adına tescil ettiren davacı şirket; yine giyim eşyalarında da kullanılacak olan “…” markası 14.9.1989 tarihinde adına tescil edilen … Tekstil San. Ve Dış tic. A.Ş.’ne 11.3.1991 tarihinde bir mektup yazarak “…” markasının kendi markalarına benzediğinden bahisle rızaen tescil kayıtlarının iptalinin sağlanmasını istemiş; isteği kabul edilmeyince 2.5.1991 tarihinde Ticaret Mahkemesinde haksız rekabet yarattığı iddiasıyla “…” markasının iptali istemiyle dava açmıştır. Bu davadaki yargılama sırasında davalı şirketin 28.6.1991 tarihinde tebellüğ ettiği cevap dilekçesinde “…” nin ingilizce bir kelime olduğunun belirtilmesi üzerine 4.7.1991 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığına; “…” markasının kullanıldığı ürünün yurtdışında üretildiği izlenimi verdiğinden Markalar Kanunu’nun 5.maddesine aykırı olduğu ve sicil kayıtlarının re’sen iptal edilmesi gerektiği yolunda başvurmuş, başvurusunun idarece reddi üzerine de, “…” markasının tescilinin iptali istemiyle idari yargı yerinde 6.9.1991 tarihinde dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi; “…” markasının tescilinin, en geç markanın adına tescil edildiği şirkete yazılan mektup tarihinde, davacı şirkete tebliğ edildiğinin kabulünün zorunlu olduğu, bu durumda 11.3.1991 tarihinden itibaren 2577 sayılı Yasayla belirlenen 60 günlük süre içinde idareye itiraz edilmesi veya dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 4.7.1991 tarihinde yapılan ve yeni bir idari dava süresi başlatmayacak olan başvurunun reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmiştir.
Davacı; “…” kelimesinin İngilizce diline ait olduğunu öğrendikleri 28.6.1991 tarihi itibariyle süresi içinde idareye başvurdukları savıyla, anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7.maddesinde; Danıştay ve İdare Mahkemelerinde idari dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, altmış gün olarak belirlenmiş, 11.maddesinde; ilgililerin idari dava açmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yani bir işlem yapılmasını üst makam, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde isteyebileceği; bu başvuru ile duran dava açma süresinin başvurunun reddi veya zımnen reddi üzerine yeniden ve kaldığı yerden işlemeye devam edeceği hükmü getirilmiştir.
2577 sayılı Yasa ve aktarılan hükümleri uyarınca, ilgililer; kamu yararını yakından ilgilendiren veya kişisel haklarını ihlal eden bir idari işlemi öğrendikleri tarihten itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri gibi, aynı süre içinde idareye 11.madde kapsamından itiraz başvurusunda bulunabilecekler, bu başvuruyla duran ve başvurunun reddi veya zımnen reddi halinde kaldığı yerden işlemeye devam eden süresi içinde de idari dava açabileceklerdir.
Dosyada bulunan, Ticaret Mahkemesinde “…” markasının iptali istemiyle açılan davadaki 2.5.1991 tarihli dava dilekçesinde, davacı şirket; “…” markasının 113442 sayı ile marka olarak tescil edildiğini öğrendikten sonra … Tekstil San. ve Dış. Tic. A.Ş.’ne markalar arasındaki benzerlik nedeniyle “…” markasını rızaen sicil kayıtlarından terkin etmesi yolunda 11.3.1991 tarihinde bir mektup gönderdiğini beyan etmektedir.
İlgililerin idari işlemi öğrendikleri tarihten itibaren başlayan idari dava açma süresinin, her yeni hukuka aykırılık nedeninin öğrenilmesiyle yeniden başlatılamayacağı açık bulunmaktadır.
Bu durumda, “…” markasının tescilini en geç 11.3.1991 tarihinde öğrendiği açık olan davacı şirketin; bu tarih itibariyle işlemeye başlayan altmış günlük idari dava açma süresi içinde dava açması veya idareye başvurması gerekirken; yeni bir dava açma süresi yaratacak nitelikte olmayan “…”nin ingilizce bir kelime olduğunu öğrenme tarihi itibariyle süresi içinde dava açıldığı savı yerinde bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddine, usul ve hukuka uygun bulunan …İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, yukarıdaki gerekçelerle birlikte onanmasına 13.10.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU X : Hukuk devletinde idarenin bütün eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu esas olup, hukuka uygunluk denetimine ilişkin İdari Yargılama Usulü 2577 sayılı Yasayla belirlenmiştir.
Bir idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması yolundaki başvurulara ilişkin olarak 2577 sayılı Yasanın 11.maddesiyle getirilen düzenleme, içeriği itibariyle ilgililere, hukuka aykırı işlemin, bütün eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu zorunlu olan idarece, hukuka uygun hale getirilmesi yolunda başvuru hakkı tanımaktadır. Bu haliyle 11.maddenin uygulamasında, ilgililerin bir idari işlemin varlığından haberdar oldukları tarihten değil, bu işlemin hukuka aykırılığını öğrendikleri tarihten itibaren idari dava açma süresi içinde idareye itiraz başvurusunda bulunmaları gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı şirket kendi adına kayıtlı olan “…” markasıyla aynı ürünlerde kullanılacak “…” markasının tescilinden 11.3.1991 tarihinde haberdar olmakla birlikte, markalar arası benzerlik dolayısıyla haksız rekabete dayalı marka iptali davasındaki yargılama devam ederken, bu defa 28.6.1991 tarihde “…”nin İngilizce diline ait bir kelime olduğunu öğrenmesi üzerine 2577 sayılı Yasanın 11.maddesinde öngörülen süre içinde itiraz başvurusunda bulunmuş ve başvurusunun reddi üzerine süresi içinde idari dava açmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davayı süre aşımı yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması gerekeceği oyu ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.