Danıştay Kararı 10. Daire 1993/5009 E. 1994/4614 K. 05.10.1994 T.

10. Daire         1993/5009 E.  ,  1994/4614 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 1993/5009
Karar No : 1994/4614

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … Gezi ve Turizm Acentasının sahibi olan davacının, TRT, … Kanalında 24.9.1989 tarihinde saat 19.30 da yayımlanan … isimli programda şirketine ağır ve haksız saldırıda bulunulduğundan bahisle uğradığını iddia ettiği 50.000.000 TL. maddi, 100.000.000 TL. manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, idareleri maddi veya manevi tazminat ödemekle yükümlü tutabilmek için, ortada idari bir eylem veya işlem bulunması, bu eylem veya işlemden bir zarar doğması veya işlemle zarar arasında doğrudan doğruya bir neden-sonuç ilişkisinin kurulması gerektiği, olayda, … Gezi ve Turizm Acentesinin sahibi olan davacının, 24.9.1989 tarihinde saat 19.30’da TRT, … karalında yayınlanan … isimli programda yaz tatilini geçirmek için “…” isimli firmaya başvuran bir ailenin başından geçenlerin anlatıldığını, tatil parodisi bölümü ile şirketlerine ağır ve haksız saldırıda bulunulduğunu, müşterilerce birçok gezi programlarının iptal edildiğini öne sürerek 50.000.000 maddi, 100.000.000 TL. manevi zararın davalı idareden tazminini istediği, ancak dava dosyasının incelenmesinden; sözkonusu televizyon programının bir parodi olduğu, abartıyı vurgulamak amacıyla kullanılan “…” isminin benzerlikten öte bir anlamı olmadığı, kaldı ki, davacının cevap ve düzeltme hakkının reddi üzerine açılan davanın da … Sulh Ceza Mahkemesince, firma isimleri arasında benzerlik olmadığı, amblemlerinin farklı olduğu, programın davacının firmasını hedef aldığının saptanamadığı gerekçesiyle reddedildiğinin anlaşıldığı, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararını davalı idarenin bu proğramına bağlamak sözkonusu olamıyacağı gibi, hukuken korunması gereken ölçüde şeref ve haysiyet ihlalinden veya manevi tazminat yoluyla giderilmesi gerekli acı ve üzüntüye düşüldüğünden de söz etmenin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan idare mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, ismin benzerlikten öte bir anlam taşımadığının hangi bilgi ve ölçüye göre saptandığının anlaşılamadığı, müşteriler tarafından firmaya ait amblemin bilinmediği, asıl dikkat edilen hususun isim olduğu, TV seyircisinin de duyduğu isme göre değerlendirme yapacağı ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde bulunmadığı öne sürülen istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Kanun ile değişik 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bozulması istenen karar, usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile bozulması istenen kararın onanmasına 5.10.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.