Danıştay Kararı 1. Daire 2006/218 E. 2006/389 K. 06.04.2006 T.

1. Daire         2006/218 E.  ,  2006/389 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/218
Karar No : 2006/389

K A R A R

Hakkında Soruşturma
İzni İstenenler :
1- … – … Belediyesi Başkanı
2- Diğer Belediye Görevlileri

İtiraz Edilen Karar : Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.6.2005 günlü, İNS:… sayılı kararı

Karara İtiraz Eden : …

Soruşturulacak Eylem : Şikayetçi …’ın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca tescilli taşınmazının kamulaştırılması isteminin Belediyece reddedilmesi suretiyle mağduriyetine sebebiyet vermek

Eylem Tarihi : 2004 Yılı

İçişleri Bakanlığının 16.3.2006 günlü ve 2581 sayılı yazısı ile gönderilen dosya İçişleri Bakanı tarafından verilen 7.6.2005 günlü, İNS:… sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ve eki dosya ile bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi …’un açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun itiraz hakkını düzenleyen 9 uncu maddesinde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin; soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına karşı ise Cumhuriyet başsavcısı veya şikayetçinin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde itiraz edebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Bu hükmün sonucu olarak, şikayetin işleme konulmaması kararına da ancak Cumhuriyet başsavcısı veya şikayetçinin itiraz edebileceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, …’ın şikayeti üzerine İçişleri Bakanının 7.6.2005 günlü, İNS:… sayılı kararıyla şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara dosya içeriğinden şikayetçi sıfatı bulunmadığı görülen …Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürü …’ın itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre Yetkili Merciin şikayetin işleme konulmaması kararına … tarafından yapılan itirazın incelenmeksizin reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin istem sahibine gönderilmesine 6.4.2006 gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar vermeleri zorunludur.
4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “…..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim.
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir.
Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158 inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet
başsavcılıklarına göndermek zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde ; ” kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak” olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır.
Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.