Danıştay Kararı 1. Daire 2006/1306 E. 2007/232 K. 02.03.2007 T.

1. Daire         2006/1306 E.  ,  2007/232 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/1306
Karar No : 2007/232

K A R A R
Hakkında Soruşturma
İzni İstenenler :
1- … – … Kurumu Başkanı
2- … ” Petrol Piyasası Daire Başkanı
3- … – ” Grup Başkanı
4- … – ” Uzmanı

İtiraz Edilen Karar : Hakkında soruşturma izni istenenlerin tümü için soruşturma izni verilmemesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının … günlü, … sayılı kararı

Karara İtiraz Eden : Şikayetçi …

Soruşturulacak Eylem : Mahkeme kararını uygulamamak

Eylem Tarihi : 2006 Yılı ve öncesi
… Bölge İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:…sayılı görevsizlik kararı ile gönderilen dosya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının … günlü, …sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ile bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi …’in açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suçun işlendiğini bizzat veya 4 üncü maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 9 uncu maddesinde ise, yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise, Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 8 inci maddesinde, her insanın hak ehliyetinin olduğu, 9 uncu maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan kimsenin, kendi fiilleriyle hak edinebileceği ve borç altına girebileceği, 10 uncu maddesinde, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyetine sahip olduğu, 11 inci maddesinde, erginliğin onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlayacağı, 13 üncü maddesinde, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkesin, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahip olduğu, 14 üncü maddesinde, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyetinin olmadığı, 15 inci maddesinde, Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiillerinin hukuki sonuç doğurmayacağı, 16 ıncı maddesinde, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada ise bu rıza gerekli olmadığı, 403 üncü maddesinde, vasinin, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olduğu, 405 inci maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 448 inci maddesinde ise, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, akıl hastalığı sebebiyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olanların kısıtlanacağı, kısıtlanan akıl hastalarının fiil ehliyetinin olmadığı, fiil ehliyeti bulunmayanların, fiillerinin hukuki sonuç doğurmayacağı, kısıtlanması nedeniyle vesayet altına alınanları, vasisinin bütün hukuki işlemlerde temsil edecekleri, bu nedenle akıl hastalığı nedeniyle kısıtlananların tek başına 4483 sayılı Kanunda düzenlenen itiraz hakkını kullanamayacağı, bu hakkın vasi tarafından kullanabileceği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, sahte resmi evrak tanzim ettiği iddiasıyla … Ağır Ceza Mahkemesinde yargılan …’in akıl sağlığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun … günlü, …sayılı kararıyla adı geçenin suç karşı ceza ehliyeti olmayacak derecede paranoid sendrom denilen akıl hastası olduğunun saptandığı, bu saptama üzerine …Sulh Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla adı geçenin kısıtlandığı ve …’in vasi olarak atandığı, bu kararın … Hukuk Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı, …’in mahkeme kararını uygulamadıkları gerekçesiyle ilgililer aleyhine suç duyurusunda bulunduğu, …Cumhuriyet Başsavcılığının … günlü, … sayılı yazısıyla ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından istendiği, konuyla ilgili olarak düzenlenen ön inceleme raporunda, …’in kısıtlı olduğunun saptanmasına rağmen kısıtlılık durumunun ceza hukuku bakımından değerlendirilmesinin Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğu gerekçesiyle bu konuda bir önerinin getirilmediği, esasta ise …, …, …, … hakkında soruşturma izni verilmemesinin önerildiği, bu öneri doğrultusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının … günlü,… sayılı kararıyla soruşturma izni verilmediği, bu kararın …’e tebliğ edildiği ve adı geçenin bu karara itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Suça karşı ceza ehliyeti olmadığı ön inceleme raporuyla anlaşılması sonrasında takibi şikayete bağlı bir suç olmaması nedeniyle …’in şikayet dilekçesi üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanınca … günlü, … sayılı soruşturma izni verilmemesi kararı verilmesi yerinde ise de, kısıtlanan adı geçenin Yetkili Merci kararına itiraz edebilmesi hukuken olanaklı olmadığı anlaşıldığından, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun anılan hükümleri uyarınca Yetkili Merci kararının vasi …’e tebliğ edilmesi, adı geçenin tesis edilen karara karşı itirazda bulunması durumunda yazılı bildirime ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındısı ile itiraz dilekçesinin de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına gönderilmesine 2.3.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) AZLIK OYU:
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 8 inci maddesinde, her insanın hak ehliyetinin olduğu, 9 uncu maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan kimsenin, kendi fiilleriyle hak edinebileceği ve borç altına girebileceği, 10 uncu maddesinde, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyetine sahip olduğu, 11 inci maddesinde, erginliğin onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlayacağı, 13 üncü maddesinde, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkesin, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahip olduğu, 14 üncü maddesinde, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyetinin olmadığı, 15 inci maddesinde, Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiillerinin hukuki sonuç doğurmayacağı, 16 ıncı maddesinde, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada ise bu rıza gerekli olmadığı, 403 üncü maddesinde, vasinin, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olduğu, 405 inci maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 448 inci maddesinde ise, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği hükme bağlanmış olup, anılan hükümler çerçevesinde medeni hakları kullanma ehliyeti olmamasından dolayı mahkeme kararıyla kendisine vasi atanan akıl hastası kısıtlının tek başına şikayet ve itiraz hakkını kullanmasına hukuken olanak bulunmaması nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının … günlü, … sayılı soruşturma izni verilmemesi kararına karşı kısıtlı … tarafından yapılan itirazın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gereketiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına karşıyım.

(XX) AZLIK OYU:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya 4 üncü maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 9 uncu maddesinde, yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği,soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise, Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 16 ıncı maddesinde, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada ise bu rıza gerekli olmadığı hükmüne yer verildiği, anılan hükümlerin temel amacının akıl hastalığı nedeniyle kısıtlananmak suretiyle kendisine vasi atananlarca bakımının sağlanması ve malvarlığının korunması olduğu, kısıtlının şahsına sıkı sıkıya bağlı olan haklar ile kendisini borç altına sokmayacak ve mali külfete düşürmeyecek işlemleri yapmasına yasal bir engel bulunmadığı, olay da ise takibi şikayete bağlı olmayan bir suçun işlendiği iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunan kısıtlı …’in, yapılan ön inceleme sonrasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanınca verilen … günlü, … sayılı soruşturma izni verilmemesi kararına karşı da şikayetçi olarak itiraz edebileceği ve itirazının esastan incelenebileceği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.