Danıştay Kararı 1. Daire 2005/835 E. 2005/1403 K. 25.11.2005 T.

1. Daire         2005/835 E.  ,  2005/1403 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/835
Karar No : 2005/1403

T.C. Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfının 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulan vakıflardan olup olmadığı hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine yönelik, istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 19.8.2005 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 3866 sayılı yazısına ekli Vakıflar Genel Müdürlüğünün 27.7.2005 günlü 3471/13051 sayılı yazısında aynen;
“İlgi Makam Oluru ile, T.C. Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfının Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulan bir vakıf olup olmadığı hususunda tereddüt bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle bu konuda ortaya çıkan duraksamanın giderilmesi için konu hakkında Danıştay’dan istişari görüş alınması bildirilmiştir.(Ek-1)
Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesinde “esas mukavelede şirketin müstahdem ve işçileri için yardım sandıkları ve sair yardım teşkilatı kurulması ve idamesi maksadıyla akçe ayrılması derpiş olunabilir. Yardım maksadına tahsis olunan para ve diğer mallar, şirket mallarından ayrılarak bunlarla Medeni Kanun hükümleri dairesinde bir vakıf meydana getirilir…” hükmü yer almıştır. Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesine göre çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları, Anonim Şirketler tarafından, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulabilmektedir.
1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 101 inci maddesinde “Vakıflarda üyelik olmaz” hükmü yer almıştır. Anılan hüküm gereği, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları dışında kalan Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan tüm vakıflar yeni üye alamayacaklardır. Türk Medeni Kanununun 110. maddesi kapsamına giren “çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları” yani Türk Ticaret Kanununun 468. maddesine göre kurulan vakıflarla Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20. maddesine göre kurulan vakıflar dışında, bu hüküm mutlak olarak uygulanmaktadır.
Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları ile ilgili olarak; Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 24.1.2003 tarihli ve 2002/12271 E., 2003/325 sayılı kararında, “Türk Medeni Kanununun 110. maddesi kapsamına giren vakıfların varlıklarını ödenti veren çalıştırılanların ve işçilerin katkıları ile devam ettirdiklerinden, bu vakıflardan yararlananların yasanın 101. maddesinde yasaklanan anlamda üye olarak düşünülmemesi vakfın kuruluş amacına uygun düşecektir. Dava konusu vakıf senedi değişikliğinde düzenlenmiş bulunan üyelik, vakıftan yararlananlar şeklinde anlaşılmalıdır.” denilmektedir.
Bu sebeple; anılan vakfa yeni üye alınıp alınmaması hususunda vakfın Türk Ticaret Kanununun 468. maddesine göre kurulan vakıf olup olmadığının tespiti önem kazanmaktadır.

Anılan vakıf ile ilgili olarak, 15.4.2003 tarih ve 1 sayılı denetim raporunda; vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesine göre kurulan bir vakıf olduğu, ancak Banka Meclisinin 31.8.1995 tarihli kararı ile banka katılım ödemelerinin durdurulduğu, bu karardan sonra vakfın “çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakfı” niteliğini kaybederek kamu kuruluşları bünyesinde kurulan vakıf niteliğine büründüğü belirtilerek, sonuç ve kanaat bölümünün B bendinde; 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 101 inci maddesinde “Vakıflarda üyelik olmaz” hükmüne rağmen, vakıf senedinin üyelikle ilgili bazı maddelerindeki değişikliğe ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğünün 16.1.2002 tarihli görüş yazısında uygun görüş verilerek, amir hükmün anılan vakfı etkilemediği değerlendirilmesinin yapıldığı ve vakfa yeni üye alımına devam edildiği görüldüğünden vakfın üye kayıt işlemlerinin sonucunda yapılacak işlemlerin ve vakfa üye kaydı yapılan toplam 933 kişi ile ilgili yapılacak işlemin saptanması için Hukuk Müşavirlilğince değerlendirilmesinin ve yapılacak işlemin belirlenerek vakfa bildirilmesinin gerektiği belirtilmiştir. (Ek-2)
Hukuk Müşavirliğince, vakıf kuruluş senedi (Ek-2-A) ile tescil kararının (Ek-2-B) incelenmesi sonucu, vakfın çalıştırılanlara ve işçileri yardım vakıflarından olmadığı düşünülerek “vakıf senedinde değiştirilmesi gereken maddelerle birlikte üyelikle ilgili maddelerin de değiştirilmesi, 1.1.2002 tarihinden sonra vakfa alınan yeni üyelerin üyelikten çıkarılması gerektiğinin vakfa bildirilmesi” şeklinde görüş bildirilmiştir. (Ek-3)
Daha sonra Teftiş Kurulu Başkanlığınca 2.3.2005 tarihli ve B.02.1.VGM.0.60.00.00.35-13/12 sayılı yazı ile anılan vakfın üyelik işlemleri ile ilgili olarak Hukuk Müşavirliğinden görüş istenilmesi üzerine yapılan incelemede;
1- … Asliye Hukuk Mahkemesinde … E: sayı ile açılan senet değişikliği davası nedeniyle, (Ek-3) teki görüş yazısından sonra, anılan vakıf tarafından ibraz edilen, 4.11.1987 tarihli ve … sayılı Merkez Bankası Meclis kararında, Banka Meclisince vakıf kuruluş senedi taslağının incelenerek, vakfın bu taslak esasları çerçevesinde kurulmasına, vakfın kurucusu olarak Banka Başkanı ve Banka Meclis Üyelerinin belirlenmesine karar verildiği (Ek-4)
2- … Cumhuriyet Başsavcılığının 29.6.2000 tarihli ve Hazırlık No. … sayılı takipsizlik kararında; sanık savunmalarına, dosyaya ibraz edilen mevzuat, belge, teftiş ve bilirkişi raporları ile mahkeme kararlarına göre vakfın 4.11.1987 tarihli ve … sayılı Banka Meclis kararı ile kurulduğunun görüldüğü (Ek-5),
3- Kamu Vakıfları ile Kamu Bünyesinde Kurulu Dernek ve Yardımlaşma Sandıkları Konusunun Araştırılarak, Bu Oluşumlardan Kaynaklanan Sorunların Çözümü İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun incelenmesinde; anılan vakıfla ilgili bölümde; vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesine göre kurulan bir vakıf olduğu,
4- Teftiş Kurulu Başkanlığının 10.3.2004 tarihli ve … sayılı yazısında; vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulduğunun belirtildiği (Ek-6)
görüldüğünden, Hukuk Müşavirliğinin 29.3.2005 tarihli ve … sayılı yazısı ile, anılan vakfın Türk Medeni Kanununun 110 uncu maddesi kapsamına giren vakıflardan olduğu, vakfa üye alınabileceğinin düşünüldüğü bildirilmiştir. (Ek-7)
Yukarıda belirtilen denetim raporu ve Hukuk Müşavirliğinin görüş yazıları dikkate alındığında, anılan vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulan bir vakıf olup olmadığı hususunda tereddüt bulunduğundan, bu konuda ortaya çıkan duraksamanın giderilmesi için konu hakkında Danıştay’dan istişari görüş alınması hususunu takdirlerinize arz ederim.” denilmekte olduğundan,
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Vakıflar Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri …., T.C. Merkez Bankası 1 inci Hukuk Müşaviri … ile Merkez Bankası Mensupları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı …’in sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Türk Medeni Kanununun 101 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında, vakıflarda üyelik olmayacağı, 110 uncu maddesinin son fıkrasında ise, çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarında yararlananların yönetime katılmaları ve vakıftan yararlanma koşulları ile ilgili hükümlerde yapılacak değişikliklerin, vakıf senedine göre buna yetkili organın istemi üzerine, denetim makamının yazılı görüşü alındıktan sonra yerleşim yeri mahkemesince karara bağlanacağı hükümleri yer almış, Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesinde ise, Esas mukavelede şirketin müstahdem ve işçileri için yardım sandıkları vesair yardım teşkilatı kurulması ve idamesi maksadiyle akçe ayrılması derpiş olunabilir.
Yardım maksadına tahsis olunan para ve diğer mallar, şirket mallarından ayrılarak bunlarla Medeni Kanun hükümleri dairesinde bir tesis meydana getirilir.
Tesis senedinde, tesis mallarının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağı tasrih olunabilir.
Şirketten alınandan başka müstahdem veya işçilerden de aidat alınmışsa, hizmet münasebetinin sonunda tesis şartlarına göre bu akçeden faydalanmadıkları takdirde müstahdem ve işçilere hiç değilse ödedikleri meblağlar ödeme tarihlerinden itibaren % 5 faiziyle birlikte geri verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş kurulu Başkanlığının 10.3.2004 günlü, … sayılı yazısında, mensupları T.C. Emekli Sandığına tabi olan Anonim Şirket statüsündeki T.C. Merkez Bankasının Banka Meclisince alınan karar ve tahsis edilen mal varlığı ile vakfın kurulması, vakıf senedi ile işverene ve çalışanlara edim ve yükümlülükler getirilmesi ve 31.8.1995 tarihine kadar Bankanın yükümlülüklerine uyması nedeniyle vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulduğu belirtilmiş, Mülhak ve Yeni Vakıflar Dairesi Başkanlığınca görüş istenilmesi üzerine Hukuk Müşavirliğinin 18.11.2004 günlü 5329 sayılı yazısında ” 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 101. maddesinin 3. fıkrası ile ” “Vakıflarda üyelik olmaz” hükmü getirildiği, anılan hüküm gereği, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları dışında kalan Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan tüm vakıfların yeni üye alamayacakları, Türk Medeni Kanununun 110. maddesi kapsamına giren çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarına yani Türk Ticaret Kanununun 468. maddesine göre kurulan vakıflarla Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20. maddesine göre kurulan vakıflar dışındakilere bu hükmün mutlak olarak uygulandığı, Türk Medeni Kanununun 110. maddesi kapsamına giren vakıfların yararlananlarının üye olarak düşünülmemesi gerektiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli ve … E., … sayılı kararında; Türk Medeni Kanununun 110. maddesi kapsamına giren vakıfların varlıklarını ödenti veren çalıştırılanların ve işçilerin katkıları ile devam ettirdiklerinden, bu vakıflardan yararlananların Yasanın 101. maddesinde yasaklanan anlamda üye olarak düşünülmemesinin vakfın kuruluş amacına uygun düşeceğinin, dava konusu vakıf senedi değişikliğinde düzenlenmiş bulunan üyeliğin, vakıftan yararlananlar şeklinde anlaşılması gerektiğinin vurgulandığı, Hukuk Müşavirliğinin 29.3.2005 günlü … sayılı yazısında ise, anılan vakfın Türk Medeni Kanununun 110 uncu maddesi kapsamına giren vakıflardan olduğunun anlaşıldığı ve vakfa üye alınabileceği yolunda görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
T.C. Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfının, T.C. Emekli Sandığına tabi olan Anonim Şirket statüsündeki T.C. Merkez Bankasının Banka Meclisince alınan karar ve tahsis edilen mal varlığı ile kurulduğu, vakıf senedi ile işverene ve çalışanlara edim ve yükümlülükler getirildiği ve 31.8.1995 tarihine kadar Bankanın yükümlülüklerine uyması nedeniyle vakfın Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, T.C. Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfının, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi kapsamında kurulan vakıf olduğu konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün bir tereddüdlü bulunmadığı anlaşıldığından istem hakkında Dairemizce görüş bildirilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 25.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.